Menu

Giuseppe Arcimboldo Kimdir? Arcimboldo’nun Önemli Eserleri



Tamamen meyveler, sebzeler, çiçekler ve hayvanlar gibi nesnelerden oluşan portreleriyle tanınan İtalyan ressam Guiseppe Arcimboldo, 1527 yılında bir ressamın oğlu olarak Milano’da doğar. Sanat hayatına 1549 yılında Milano Katedrali’nde babasına çıraklık ederek  başlar. Yaptığı işlerle kısa sürede adını duyuran Arcimboldo, daha sonra I. Ferdinand tarafından Prag imparatorluk sarayına portre ressamı olarak atanır. Aynı zamanda burada saray dekoratörü, kostüm ve sahne tasarımcısı, imparatorun sanat temsilcisi, resim inceleme yazarı olarak da görev yapar.

I. Ferdinand’ın ölümünü takip eden imparatorlar döneminde de, sırasıyla II. Maximilian ve II. Rudolph’un saray ressamlığına ek olarak mimar, sahne ve kostüm tasarımcısı, mühendis, sanat uzmanı ve koleksiyoner olarak saraydaki görevine devam eder. 1593 yılında Milano’da hayata gözlerini yumar.

Avrupa maniyerizminin belki de en tuhaf sanatçısı olan Arcimboldo’nun meyveler, çiçekler ya da hayvanlardan oluşturduğu portreleriyle sanat tarihinde eşsiz bir konumu vardır. Maniyerizm, 1520 ile 1580 yılları arasında Avrupa’da belirmiş sanat üslubunun adıdır. Rönesans’a karşı hareket olarak ortaya çıkmıştır. Rönesans’ın estetik algısına tepki niteliğindedir. Rönesans’ın getirdiği geleneksel üslubu yadırgayan ve sonraki akımların da ortaya çıkışını hızlandıran Maniyerizm, İtalyanca’da “tarz” ve “üslup” anlamına gelen “maniera” sözcüğünden türemiştir. Eskinin kalıplarından sıyrılma, kişisel yorumlar, çok serbest ve çok özgün duruşlar, yenilik arayışı ve bilinçli bozulma bu tarzın en mühim özelliklerindendir.

Guiseppe Arcimboldo, Milano, Santa Caterina dAlessandria Katedrali vitray penceresi

Guiseppe Arcimboldo, Milano, Santa Caterina dAlessandria Katedrali vitray penceresi, 1556

Arcimboldo, II. Maximilian için çalışmaya başladığında, onun botaniğe ve zoolojiye olan tutkusunu kolayca fark etmişti. O dönemde Yeni Dünya’ya, Afrika ve Asya’ya yapılan keşifler dolayısıyla flora ve fauna çalışmaları oldukça hız kazanmıştı. Kaşifler, gittikleri yerlerde gördükleri egzotik bitki ve hayvanları beraberinde getiriyorlardı. Bu gelişmeler Avrupa’daki doğa bilimlerine olan ilginin patlamasına sebep olmuştu. Flora ve faunaya oldukça ilgili olan Maximilian sarayını, Avrupa’nın birçok yerinden çağırıp bir araya getirdiği bilim adamları ve düşünürler için bilimsel bir çalışma ortamına çevirmişti. Öyle ki sarayın botanik bahçesinde ve hayvanat bahçesinde filler, aslanlar ve kaplanlar bile vardı.

İşte böyle bir dönemde Guiseppe Arcimboldo, eserlerinin büyük çoğunluğunu Viyana ve Prag’da Habsburg Hanedanları için tasarlamıştır. En çok öne çıkan eserleri ölü doğa olarak tanımlanabilecek tablolarıdır. Arcimboldo doğanın sunduğu tüm canlıları (bitkiler, meyveler, sebzeler, kuşlar, balıklar vb.), günlük kullanım eşyalarını tanınabilir bir portre oluşturacak biçimde düzenleyerek yeni bir resim türü yaratır. Oluşturduğu bu üslup saçma ve sıra dışı olarak nitelenmesine karşın sürrealistler, onu görsel oyunları seven bir sanatçı olarak değerlendirmiş ve bunun sonrasında ünlenmiş ve sürrealistleri etkileyen bir tarz haline gelmiştir.

Giuseppe Arcimboldo, The Spring, 1555-56

Giuseppe Arcimboldo, The Spring, 1555-56

Giuseppe Arcimboldo, Air, 1566

Giuseppe Arcimboldo, Air, 1566

Arcimboldo’nun iki önemli resim serisi bulunur. Serinin biri dört mevsim, öbürü de dört unsur (toprak, hava, ateş, su) içindi. İmparatorluk sarayının edebiyatçıları, muhtemelen II. Maximilian’a, yılın her mevsimini dört elementten biriyle ilişkilendiren eski teorilere dayanarak, Mevsimlerin döngüsünü, elementlerinkiyle bütünleştirmesini önerdi. Dört Mevsim ya da Dört Unsur resimleri profil ve büst olarak tasarlanmış; yan yana veya karşı karşıya asılmak üzere yapılmışlardır. (İlkbahar-Hava) ile (Yaz-Ateş) ile (Sonbahar-Toprak) ile ilişkilendirilir; son olarak, (Su-Kış) eşleştirilmiştir.

İlkbahar tablosu, Habsburg İmparatoru I. Ferdinand tarafından ısmarlanmıştır ve büyük olasılıkla İspanya Kralı II. Felipe için bir hediye olması planlanmıştır. Tabloda karakterin başını süsleyen çiçekler pembe-beyaz arasında gidip gelen yumuşak renklerden oluşur. Çiçek ve renk seçimi gelişigüzel değildir; örneğin yukarı kaldırılan altı taç yapraklı çiçek imparatorluk tacını akla getirirken kulağı oluşturan pembe lale, Habsburg’lu bir diplomatın Konstantinopolis’ten hediye olarak getirdiği çiçeğe gönderme yapıyor. Zambaklar, güller, küpe yerine kullanılan haseki küpesi çiçekleri ve üst gövdedeki süsenler çiçek mevsiminin başlangıcına işaret ediyor. Cinsiyeti pek ayırt edilemeyen figürün yakası ise yasemin, yıldız yasemin ve papatyalardan oluşturulmuş. Giysideki çeşitli yeşil tonları baharın bereketini simgeler.

Havayı, ilkbaharla uyumlu olacak biçimde tasarlayıp resmetmiştir. Bu mevsimin bu unsurla ilişkilendirilmesi baharın gelişiyle ilgili doğal bağlantılar içerir: Bilginin başlangıcı, yeni çiçeklerin, bitkilerin, ağaçların, sebze ve meyvelerin doğuşu, kuşların atmosfer koşullarının engellerine takılmak zorunda kalmadan uçuşu. Hava, ornitolojik (kuş bilim) imgeler ansiklopedisi gibi tasvir edilmiştir. Kuş sürüsünden oluşan bir baş, göğüs bölgesinde hanedanı simgeleyen büyük tavus kuşu ve imparatorluk simgesi olan kartal dikkati çeker. Küçük alıcı kuşlar ve papağanlar tacını oluşturur, burnu bir hindidendir, gözleri aralık duran ördek gagasından. Baş kısmına, kümelenmiş kuşları yerleştirerek saç tasviri oluşturmuş yine kanatlı hayvanların çağrıştırdığı anlamlarla da alegorik tasvirler yaratmıştır.

Giuseppe Arcimboldi, The Fire, 1566

Giuseppe Arcimboldo, The Fire, 1566

Giuseppe Arcimboldi, Summer, 1572

Giuseppe Arcimboldo, Summer, 1572

Ressam, Yaz karakterinin yakasının kenarına “Guiseppe Arcimboldo F” imzasını, omuz kıvrımına ise 1563 tarihini atmıştır. Sanatçı ismini ve resmini yaptığı tarihi, yaka ve omuzda göstererek kimlik doğrulama yoluna gitmiştir. Figürün tacı bir yığın meyveden oluşur. Kayısılar, şeftaliler, armutlar, kirazlar, çilekler ve erikler. Profilden görülen yüzün yanakları elmadan, dudakları kirazdan, dişleri bezelyeden, çenesi armuttandır. Kulakları mısır yaprağı, burnu da büyük bir salatalıktan oluşur. Göğsü bir kadın göğsüdür, göğüslerinin arasından bir enginar çıkar. Yaz meyve ve sebzelerinin yanında başak sapları ve dokularından oluşan giyside dikkat çekmektedir. Yazın sıcak renkleri yine sebze ve meyvelerde vurgulanmıştır.

Ateş unsurunu, yaz mevsimiyle eşleştiren Arcimboldo, bunların uçucu doğasını ortaya koymak için yaz figürünü bir kadın, ateşi de bir asker kılığında resmetmiştir. Her ikisi de hem gülümser hem endişeli görünürler. Ateş, alev çıkaran ve ışık veren nesnelerden oluşturulmuştur; yanan meşaleler, toplar ve ateş yakmakta kullanılan mum, çakmaktaşı, roket, gaz lambası, odun yığınları gibi malzemeler. Savaşa ait kavramları bedende kullandığı top ve tüfekten anlamaktayız. Aynı zamanda boyunda kullandığı değerli mücevher kolye de kraliyeti simgelemektedir.

Giuseppe Arcimboldi, The Earth, 1566

Giuseppe Arcimboldo, The Earth, 1566

Giuseppe Arcimboldo, The Autumn, 1573

Giuseppe Arcimboldo, The Autumn, 1573

Sonbahar karakterinin başı meyve ve sebzelerden oluşur; tacın yerini büyük bir balkabağı alır, saçlar bir dizi kırmızı, mor ve beyaz üzümden meydana gelir. Yanaklar elmadandır, burun şeftaliden. Büyük mantarlardan oluşturulan kulaklardan, bir incir (inci küpeyi andırır) sallanır, ağız kahverengi atkestanesinden, çene nardan oluşur. Farklı tipte armutlarla kökler boynu ve (kırık bir şarap fıçısının tahtalarından yapılma) göğsü oluşturur, ağaç dalları göğsü sarıp sarmalar. Boyun kısmındaki fıçının kışa hazırlık meyve ve sebzelerin depolandığına işaret eden bir sembol olduğu düşünülebilir. Defne yapraklarından olışan kuş biçiminde tuhaf bir çelenk göğsü örter. Başına astığı salkım üzümler ve mantarlar yüzünden, sonbahar genellikle şarap tanrısı Baküs ile ilişkilendirilir. Sonbahar portresinde yüz, ilkbahar ve yazdaki gibi tebessüm içinde değildir; daha ciddi bir tavır sergilemektedir.

Toprak karakterinde ise bir dizi ormanda yaşayan hayvan bulunur: geyik, leopar, deve, aslan at, fil, maymun vb. Arcimboldo, boynuzları olan hayvanları alnın etrafına yerleştirerek kral imajını oluşturmuş ve bir kral tacı yaratmıştır. İnsan bedenindeki organlara göre güçlü hayvanları yerleştirerek alegorik bir anlatım yapmıştır

Giuseppe Arcimboldi, Water, 1566

Giuseppe Arcimboldo, Water, 1566

Giuseppe Arcimboldi, The Winter, 1573

Giuseppe Arcimboldo, The Winter, 1573

Kış tablosu çok sayıda çiçek, meyve ya da bitkinin birleşiminden değil, tek bir bitkiden oluşur; insan biçiminde, solup gitmiş bir ağaç gövdesi. Başı diğer mevsimlerin çiçekli, meyveli, bitkilerle süslü başlarına benzemez. Bunun yerine, iç içe geçip örülmüş yapraklar ve dallardan tacı olan bir ağaç gövdesinden oluşur, göğsünden de iki limon taşıyan bir dal çıkar.

Su tablosunda, suda yaşayan canlıları insan portresinde kümeleyerek alegorik bir anlatıma başvurmuş, gözün bütünü algılayabilme adına da profilden tasvir edilen portrede girinti çıkıntılara önem vermiştir. Profilden görülen karakterin yüzü çeşitli balık türlerinin birleşmesinden oluşur: Sazan, alabalık, istiridye, kurbağalar, karides, yengeç vb. Bu ansiklopedik su hayvanları derlemesi, Habsburg ailesinin Akdeniz’deki donanma gücünü ve imparatorluğun evrensel hükümranlığını işaret eder.

Giuseppe Arcimboldo, Flora, 1589

Giuseppe Arcimboldo, Flora, 1589

Kadının yüzü, geleneksel olarak baharla ilişkilendirilen çiçekler, yapraklar ve diğer bitkilerden oluşuyor. Genç ve kadın oluşunu ilkbahar ile bütünleştirmiş hatta kadının yanağını gül ile resmederek gençliğine vurgu yapmıştır.

Giuseppe Arcimboldo, Vertumnus, 1590

Giuseppe Arcimboldo, Vertumnus, 1590

Arcimboldo’nun en ünlü eserlerinden biri olan resim, Roma İmparatoru II. Rudolf’un, Roma mitolojisinin değişim ve mevsimler tanrısı Vertumnus kılığında bir portresidir. Kompozisyonda her nesne, II. Rudolf’un kişiliğindeki çarpıcı özellikleri gösterecek şekilde düzenlenmiştir. II. Rudolph, politikacı olarak başarısız olsa da; sanat, bilim, simya konularına verdiği önemle tarihte yer edinir.

Form değiştirme yeteneğiyle tanınan Vertumnus’un görüntüsü, eklektik zevkleri ve ilgi alanlarıyla ünlü II. Rudolf’un portresi için çok uygun bir simgeydi. Resim aynı zamanda, sanat ve bilimin hamisi olan, simya ve Öklit’e özel ilgisi olan imparatora bir övgü olarak da tasarlanmıştır.

Rudolph sanatçıları himayesiyle de bilinir. Giusseppe Archiboldo, Bartholomeus Spranger, Hans von Aachen, Aegidius Sadeler, Adrian de Vries gibi ressamları Prag’da çalıştırır. Sadece önemli bir resim koleksiyonu elde etmekle kalmaz, sarayında yeni bir tarz da ortaya çıkar: Kuzey Maniyerizmi. Koleksiyonundaki resimler genellikle çok erotikti. Düşmanları onun cinsel bir ahlaka sahip olmadığını dile getirir; birçok sevgilisi olur ancak evlenmez.

Hıristiyanlığın büyük kurtarıcısı olmayı arzulayarak Osmanlı İmparatorluğu’na saldırır. Başarılı olmaz ve 13 yıl sonra Osmanlı Devleti ile dezavantajlı bir barış imzalamak (Zitvatorok) zorunda kalır. Akıl hastalığına yakalanan Rudolf, yalnızlığı tercih eder, sorumluluklarından kaçınır. Kardeşleriyle de büyük sorunlar yaşar. Tahtı kardeşine bıraktıktan 1 yıl sonra 1612’de yalnızlık içinde ölür.

Giuseppe Arcimboldo, The Juristi, 1566

Giuseppe Arcimboldo, The Juristi, 1566

Arcimboldo, meyve, sebze, hayvan, kitap ve diğer nesneleri grotesk kompozisyonlarla insan portrelerine benzer düzenler. Eserlerinde grotesk anlatımla nesneleri bütünleştirerek mizahi duygular sunmuştur. Nesneler tek başına nesne olma özelliğini korurken bütünleştirilip portre kıvamına geldiğinde başka anlamlar yüklenmiştir. Etkileşim ve diyalog halindeki bu eserlerle sanatçı adeta bir yapboz havası estirerek her bir nesnenin bütün içindeki yerinin önemini vurgulamıştır.

Arcimboldo resimlerinde kullandığı öğeleri, patronlarının asaletini ve yardımseverliğini vurgulamak için daima özenle seçmiştir. Ancak II. Maximilian’ın şansölye yardımcısı Johann Ulrich Zasius’u tasvir ettiği yukarıdaki resimde, daha önceki portrelerde kullanmadığı birçok nesneyi bir araya getirerek rahatsız edici bir görüntü oluşturmuştur.

Giuseppe Arcimboldo, The Librarian, 1570

Giuseppe Arcimboldo, The Librarian, 1570

Perdenin kenarından görünen ve kitap yığınından oluşan insan görünümündeki bu yaratık, Arcimboldo’nun hayal gücündeki en sıra dışı kümelenmeyi anlatmıştır. Arcimboldo, bu resmiyle algımızın çoğu, biçim ve yüzeydeki insan formunu arama yatkınlığına olan avantajını kullanır demek istemiştir diye düşünüyoruz.

Kaynak
Sanat Ve Sanatçı Bağlamında Otoportre Ve PortreGrotesk Anlatım: Giuseppe Arcimboldo’nun Resimlerine Genel Bir BakışGiuseppe Arcimboldo, Artmajeur Dergisi, 17 Mar 2023 Giuseppe Arcimboldo’nun Eserleri Ve Gastronomi


Facebook Yorumları

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir