Milaslı Thales, Milet Okulu’nun kurucusu, büyük matematik bilgini ve filozofudur, Batı felsefesinin kurucusu sayılır.
Thales, milattan önce yaşayan yedi büyük bilginden en eskisi ve en ünlülerinden biridir. Aristo, onu İyonya filozoflarının ilki olarak saymıştır. Bazı kaynaklar, Apollondor’un ileri sürdüğüne dayanarak, onun M.Ö 640 yılında doğmuş olduğunu kabul ederler. Son Alman kaynaklarına göre de M.Ö 625 yılında eskiden Mile, bugün Milas denen yerde doğup M.Ö 545 yılında öldüğünü kabul ederler ya da M.Ö 550 yılında ölmüştür. Diogenes Laertius’a göre yetmiş sekiz yaşında elli sekizinci olimpiyat oyunları sırasında doğduğu yer olan Milas’ta ölmüştür. Doğumu gibi ölüm tarihi de tam olarak belli değildir. Kesin olan şey, doğum ve ölüm yıllarının bu tarihler dolaylarında olmasıdır.
Thales’in ataları Fenikelidir. Aristo onun atalarının Kadmüs’ten geldiğini kabul ederek, kendisine felsefenin piri sıfatını verir. Onun Sami bir ırktan olduğunu sayanlar da vardır. Fakat babasının adı Examyes’tir. Bu isim Sami olmaktan çok Carieliler tarafından kullanılan bir isimdir. Thales’in yaşamı hakkında kesin ve derin olan bilgiler yoktur. Nil’in taşmasındaki nedeni açıklayan bir kuramı dolayısıyla, onun Mısır’a gitmiş olduğu ve geometriyi bu bölgenin rahiplerinden öğrenmiş olduğu sanılır. Burada güneşin konumuna göre bir insanın boyunun kendi gölgesinin uzunluğuna eşit olduğu anda, piramitlerin gölgelerinin uzunluğunu ölçerek piramitlerin yüksekliklerini hesaplar.
Thales’in özellikle Thales teoremi diye bilinen benzer üçgenler teoremi, bugün hemen hemen bilimin bütün dallarında kullanılan çok temel bir kavramdır. Bunlar özellikle birinci ve ikinci Thales teoremleri olarak bilinir. Bu bağıntıların birçok kullanım alanı vardır. Yanına kolaylıkla varılamayan uzaklıkların uzunluğunu hesaplamanın yanında, askeri amaçla da kullanılır.
Fenikeliler denizci bir ulustu. Soylu ve zengin bir Fenikeli aileden gelen Thales’in deniz astronomisi üzerine şiirsel bir eser yazdığı ve bununla gece ve açık denizlerde yol bulduğu söylenir. Ayrıca, Doğa Hakkında adlı yine şiirsel bir eserinin olduğu söylenir. Fakat bu eserleri günümüze kadar gelmemiştir. Bu eserlerin aslı olmasa bile, onun gemici Fenikelilere yıldızlar aracılığıyla denizlerde yol almayı öğrettiği anlaşılmaktadır.
Thales’in M.Ö. 28 Mayıs 585 yılında, güneşin tutulacağını tespit ederek Medlerle Lidyalılar arasındaki savaşı durdurduğu söylenir. Herodot da Thales’in güneş tutulmasını öngördüğünü anlatır, fakat belirtilen tarih güneş tutulması tarihiyle farklılık gösterdiği için günümüzde bu iddia şüpheli, hatta matematikçi ve bilim tarihçisi Otto Neugebauer’in ifadesiyle peri masalı olarak görülür.
Platon, Theaetetus adlı diyaloğunda, onun bir gün gökyüzüne bakarak giderken önündeki bir kuyuya düştüğünü ve bu olayın orada bulunan uşaklardan birini çok güldürmüş olduğunu anlatır. Bu olay özel bir amaç için uydurulmuş olsa bile, Thales’in araştıran, inceleyen ve düşünen bir insan olduğunu gösterir. M.Ö I. ve II. yüzyıl yazarları Thales’in Mısır ve Girit’e seyahat etmiş olduğunu yazarlar. Bu olaylar doğruysa eğer, kendisinin oralardan ne gibi bilgiler getirdiği bilinmemektedir. Çünkü, o tarihlerde bu bölgelerde ne gibi bilgilerin olduğu da açıkça bilinmemektedir.
Thales’in hiçbir çalışması günümüze ulaşmamıştır. Çoğu kuşkusuz yakıştırma olan pek çok bilimsel çalışma, olay ve sözün ona ait olduğu söylenir. M.Ö 6. yüzyılda yaşamış olan Thales’in bilimsel olarak ne yaptığından söz eden en eski kaynaklar bazı genel bilgiler verir. Örneğin Aristoteles, Metafizik adlı kitabında varlığın temel arkhesinin (başlangıç) su olduğunu söyleyen ve felsefe-bilim geleneğini teorik ciddiyeti içinde ilk ele alan, De Anima adlı eserinde de maddenin canlı gibi bir yapıda olduğunu aktaran önemli filozofun Thales olduğunu söyler.
Thales’in suyu, ölü bir madde değildir; o, adeta ruhlu ve tanrısal bir şeydir, fakat tinsel bir şey de değildir, sadece onda bir çeşit bulanık çekim ve hareket gücü vardır. Su, hareketiyle ruhu, her şekle girebilmesiyle de toprak, taş, ışın ve hayvandan ibaret olan dört öğeyi oluşturur. Suyun sokulmadığı hiçbir zerre yoktur, mahvolan şeyler de suya dönerler. Suda bir göksel akıl vardır, bu, her yere bulaşır ve her yerde yaratır. Suyun başlangıç ve sonu da yoktur. Thales’in ilk öğe olarak suyu kabul etmesini, zamanında yaşayan bazı mitolojik inançlara bağlayanlar vardır. Oysaki, Thales’in suyu bu türden değildir. Onun bu konudaki düşüncesi, mitolojide kullanılan yöntemle elde edilmemiştir. Thales, şiir, mit ve kutsal geleneklerden sıyrılarak doğayı gözlemek suretiyle yaptığı akıl yürütmeler sonucunda bu öğeyi bulmuştur. Bununla birlikte, onun bazı önermeleri arasındaki bağlantıyı bulmak zordur. Ona göre, yeryüzü, suyun üstündedir ve suyun üstünde bir tahta parçası gibi durur, dalgalanır.
Thales, dünyanın düz olduğuna ve suda yüzdüğüne inanır. Thales’in görüşüne göre yapılmış 1508 tarihli Adem ile Havva’yı tasvir eden yapıt.
Özet olarak Thales, felsefe bakımından alemi açıklamaya çalışan ilk düşünürlerden biridir. Madde ile ruhu kesin olarak birbirinden ayırmadığı için ya da maddeyi esnek bir varlık saydığı için hilozoizmden (maddenin canlı olduğunu savunan öğreti) kurtulamamıştır; her şeyi canlı ve az çok Tanrısal sayması bakımından da onun panteizme düştüğü kabul edilir. Onun suya önem vermesindeki nedenlerden biri de, yaşadığı çevrede denizin ve deniz ticaretinin önemi, çiftçilikle uğraşması olsa gerek. Milet’te adı, Su ya da Deniz olan bir siyasal parti de vardır ki, buna mensup olanlar, toplantılarını gemilerde yaparlardı. Toplumla felsefenin ilişkisi bakımından önemi olan bu olayla Thales’in sistemi arasında bir ilgi kurmak, onun tüm sistemini açıklamaya yetmez elbette.
Milet
Thales’e atfedilen matematiksel başarıların, daha çok M.S 3. yüzyıldan Laertioslu Diogenes ve M.S 5. yüzyıldan Yunanlı matematikçi Proklos gibi ondan çok sonra yaşamış tarihçiler aktarmış ve herkesin kabul ettiği yaygın kanılar doğrultusunda aşağıdaki buluşları Thales’e atfetmişlerdir:
1. Thales Teoremi denen teoriye göre, açıları aynı olan benzer üçgenlerin kenarları arasında orantı vardır. Buna dayanarak Thales, piramitlerin yüksekliğini, uzunluğunu bildiği bir çubuk yardımıyla gölge boylarını karşılaştırarak hesaplamıştır.
2. Bir dairede yarıçapı gören çevre açısı diktir.
3. Dairenin çapı onu iki eşit parçaya böler
4. İkizkenar üçgenin taban açıları eşittir.
5. Ters açılar eşittir.
6. Bir kenarı ve iki açısı eşit üçgenler eşittir.
Thales’e atfedilen bu matematiksel bilgiler ancak ondan çok sonra, Helenistik dönemdeki matematik bilgilerine dayanarak, Öklid geometrisinin bakış açısından anlatılmıştır. Thales bunları biliyor olsa da, bunlar daha önceden bilinen Mezopotamya bilimine ait bilgilerdir. On tabanlı Hint sayı sisteminin Mezopotamya’yı Yunanlıları ve Ortaçağ bilimini etkilediği biliniyor. Hatta Mezopotamya’nın günümüze kadar gelen altmış tabanlı sayı sisteminin Hindistan üzerinden Çin’e kadar uzandığını ve Antik Yunan geometrisini etkilediği de biliniyor. Milet Okulu ve Thales’in doğrudan veya dolaylı Mezopotamya biliminden etkilenmesi o dönemde Milet’i de uzun yıllar işgal altında tutan Pers İmparatorluğu üzerinden olması ihtimaller arasında.
Bilim teorisi, Antik Yunan’da hazırlık dönemini geçirmiş, Aristoteles ile varlık kazanmıştır ve İskenderiye Okulu’ndan itibaren ancak bilimsel başarılarını göstermeye başlamıştır. Ancak bundan sonra Thales’e geri dönüp bakıldığı için Helenistik dönemin matematik bilgi düzeyinin değeri Thales’e yüklenmiştir.
Thales Heykeli, Washington, Union Station
Aristoteles’nun anlattığına göre, Thales bilgisi sayesinde, daha kış ortasındayken o yıl zeytinin fazla olacağını tahmin etmiş, bunun üzerine pek aşağı bir fiyatla zeytinyağı değirmenlerini kiralamış ve mevsimi gelince sıkışan zeytincilere bu değirmenleri daha yüksek bir fiyatla devretmek gibi ayrı bir ticaret zekası da göstermiştir.
Thales, siyasal ve askersel işlerle de uğraşmış, Lidya Kralı Krezüs, ülkesini tehdit ettiği zaman, o Hallys nehrinin akıntısını yarı daire şeklinde bir kanalla değiştirmeyi düşünmüş ve Teos’u ulusal bir merkez haline getirip Genel Meclisi burada toplamayı önermişti. İranlılara karşı da Yunan sitelerini bir konfederasyon haline getirmek istemişti ki, o dönemlerde kimsenin bilmediği bir tarzdır.
Aristoteles, Thales’i fiziğin ve doğal felsefenin kurucusu sayar. Thales’in fizikte kurucu kabul edilmesine neden olan bilgilerden bazıları da, bazı cisimlerin demir üzerindeki çekim etkisi ve Nil Nehri’nin taşmasının nedenlerini açıklamasıdır. Thales’in mıknatıslarla ilgili çalışmalarının olduğu bilinmektedir. Mıknatıs ile ilgili görüşleri günümüzde doğruluk taşımasa da bundan bahseden ilk kişi olması açısından önemlidir. Aristoteles, Thales’in mıknatıs ile ilgili düşüncelerini ortaya koyarken manyetik çekim açısından değerlendirmiş olabileceğini söylemiş olmasına rağmen, mıknatısın demiri çekmesinin sebebini demirin mıknatısa ulaşma çabası ve onun ruhunun olması olduğunu belirtmektedir.
Diogène Laërce (Eski Yunan felsefe tarihini aktaran felsefe tarihçisi), onun Atina’da arhontluk (Antik Yunan’da yönetici) yapan Damasias zamanında bilge unvanını almış olduğunu kaydeder. Diogène Laërce, onun bilgeliğini göstermek için, kendisinden kalan şu parçalan nakleder: “Varlıkların en eskisi Tanrı’dır; zira o doğrulmamıştır. En güzel olan alemdir; zira o Tanrı’nın eseridir. En büyük olan uzaydır; zira o, her şeyi içine alır. En hızlı olan ruhtur; zira o, her yere koşar; en güçlü olan zorunluluktur; zira o, her şeyin sonunda gelir; en bilge olan zamandır; çünkü o, her şeyi keşfeder.”
Bir aktarıma göre Thales evlenmiştir, Cybisthus isimli bir kızı olmuştur veya aynı isimli bir yeğenini evlatlık almıştır. İkinci bir aktarıma göre ise hiç evlenmemiş, annesine genç bir erkek iken evlenmek için çok erken olduğunu, yaşlandığında ise çok geç olduğunu söylemiştir.
Kaynak
Filozoflar Ansiklopedisi – Cemil Sena, Matematiğin Öyküsü ve Serüveni, Dünya Matematik Tarihi Ansiklopedisi – Ali Dönmez, Thales ve Mezopotamya Bilimi Çerçevesinde Bilim Teorisindeki Metodolojik Dönüşümler, Thales’ten Günümüze Arkhe Arayışı, Milet Okulu Doğa Filozofları Bağlamında Tanrı’nın İmkanı
çok beğendim ❤