İbrahim Çallı, Feyhaman Duran, Şeref Akdik başta olmak üzere ünlü Türk ressamların ada temalı resimlerini derledik.
1. İbrahim Çallı (1882 – 1960) – Adada Sohbet
İzlenimci yaklaşımı, renkli paleti ile birleştirerek Türk resminde bir kuşağın kurucusu olan İbrahim Çallı, Türk kadınını ve dönemin şıklığını tuvallerine taşıyarak bir devrim yaratmış öncü sanatçımızdır. İbrahim Çallı arka planda adayı tasvir ederken kadın imgelerini resmin odağına yerleştirmiştir. Birçok resminde üst sınıfa mensup, eğitimli, giyim kuşamları olabildiğince Avrupai olduğu görülen Osmanlı kadınlarını günlük hayattaki halleriyle tasvir etmiştir. Büyük ustanın ada temalı birçok resmi vardır. (Adada Piknik, Adada Gezintiye Çıkan Kadınlar, Adada Sabah Gezintisine Çıkan Kadınlar, Adada Maşlahlı Kadınlar gibi)
Ünlü Türk Ressam İbrahim Çallı’nın 15 Önemli Tablosu yazımıza da göz atmanızı öneririz.
2. Feyhaman Duran (1886 – 1970) – Adadan Peyzaj, 1943
Türk resminde portre denilince ilk akla gelen ressam olan Feyhaman Duran, Fransız izlenimcilik anlayışından etkilenmiş, ancak bu etkilere yerel bir ışık ve renk atmosferini katmıştır. Sanatçı, manzara ve ölüdoğa resimleri de yapmıştır, fakat portreleri ağır basmıştır. Feyhaman Duran resimlerinde desene ve gerçekçiliğe önem vermiştir. Yaşamının sonuna doğru figür ve portre çalışmalarını bırakmış, daha çok çiçekleri betimlediği ölüdoğa resimleri yapmıştır.
3. Hikmet Onat (1882 – 1977) – Adadan, 1943
Hikmet Onat, sanat yaşamı boyunca doğaya bağlı çalışmış, önceleri yoğun bir izlenimci anlayış sergilemiş, giderek izlenimci renk anlayışıyla kendi iç dünyasını betimlemiştir. Bir açıkhava ressamı olan Onat, yapıtlarında konu olarak, İstanbul’un özellikle de Boğaziçi’nin pitoresk görünümlerini işlemiştir. Bu resimler aynı zamanda eski İstanbul kıyılarının ve Boğaziçi’nin bir belgeseli niteliğindedir.
4. Adil Doğançay (1900 – 1990) – Ada
Harita mühendisi ressam subaylarımızdandır. Kurtuluş Savaşı’na katıldıktan sonra Harp Okulu eğitimini tamamlayabilmiştir. Haritacılık mesleği gereği yurdun dört bir yanını dolaşma olanağı bulmuştur. Peyzajlarını her zaman doğada çalışmıştır. İzlenimci paletiyle oluşturduğu manzaraları bu ekolün devamcılarından olduğunu belgeler. Sanatçı çağdaş resmimizin önemli isimlerinden Burhan Doğançay’ın babasıdır.
Bilmeniz Gereken 15 Asker Ressam ve Tabloları yazımıza da göz atmanızı öneririz.
5. Pertev Boyar (1897 -1981) – Burgaz Ada Arkası, 1955
Kuleli Askeri Lisesi’nde okurken Sami Yetik’ten aldığı derslerle sanat yaşamına başlamıştır. Peyzaj ve natürmort türünde yoğunlaşan resimleri ile Pertev Boyar, asker ressamlar kuşağının sanat anlayışı kapsamında, klasik-izlenimci çizgide yer almaktadır.
6. Mehmet Ali Laga (1878 – 1947) – Büyük Ada
Türk resminin gelişimindeki ilk evrelerde önemli yer tutan asker ressamlardan biri olan Mehmet Ali Laga Türk tarihinin en hareketli dönemlerinden birinde yaşamış ve yaşamından izler, resimlerine de yansımıştır. Yaşamıyla ve resim üslubuyla döneminin diğer ressamlarından ayrılan Laga, Balkan ve Çanakkale Savaşları’na katılmış, Bulgarlar’ın eline esir düşmüş, ama resimden vazgeçmemiş, askeri okullarda resim öğretmenliği yapmış ve sergilere katılmıştır.
7. Hamit Görele (1894 – 1981) – Heybeliada
Üslubunu izlenimcilik ve dışavurumculukla inşacı anlatımı birleştirerek oluşturan Hamit Görele, resimsel düzen yönünden sağlam bir kurgu ve şiddetli renk etkilerine ulaşmıştır. Resimlerinde serbestçe dağıtılmış ve yığılmış gibi görünen renk parçalarını çekici bir gerilime kavuşturan sistemi vardır. Paris’te bulunduğu yıllarda fovizmden, 1960’larda soyuta yöneltmiş, 1970’lerin ortalarında geometrik-soyuttan uzaklaşan sanatçı, yeniden figür ve doğa çalışmalarına dönmüştür. Görele’nin birçok ada temalı resmi vardır.
8. Nazmi Ziya Güran (1881 – 1937) – Ada’dan Bakış
Türk sanat tarihinde bir dönüm noktası ve Batıya açılan bir pencere niteliği taşıyan 14 Kuşağı’nı en iyi temsil eden sanatçı olan Nazmi Ziya, Türk resminde izlenimcilik (empresyonizm) gibi bir akımın en tipik temsilcisidir. Güneş ve hava değişiklikleri Nazmi Ziya resimlerinin başlıca özelliğidir. Boğazın mavi suları, Langa bostanları, Karacaahmet Mezarlığı’ndan servi kümeleri, Çamlıca’dan ağaçlar, mahalle kahveleri ile Nazmi Ziya tam bir İstanbul portrecisidir. Bu resimlerin çoğunda Paul Signac etkilerine rastlanır. Renkler palet üzerinde değil, tuval üzerinde yan yana gelen küçük noktacıklar halinde saf renklerle izleyicinin gözünde karıştırılır. Sıcak ve soğuk renklerin sistemli kullanımı sanatçının hemen hemen bütün eserlerinde görülür.
9. Diyarbakırlı Tahsin (1874 – 1937) – Heybeliada
Asker ressamlar kuşağının üçüncü nesli arasında bulunan Diyarbakırlı Tahsin adıyla bilinen ve Cumhuriyet döneminde Siret soyadını alan Diyarbakırlı Tahsin Bey’in resimlerini iki ana gruba ayırabiliriz. Birinci gruba geminin temayı oluşturduğu deniz konulu resimleri, ikinci gruba da güçlü bir kompozisyon bilincinin egemen olduğu İstanbul görünümlerini yerleştirebiliriz. Manzara resimlerinde kentin farklı bölgeleri günün farklı saatlerinde, farklı ışık altında gösterilmiştir. Kompozisyon özellikleri ve teknik yaklaşımlar sanatçıyı romantik bir manzara ressamı olarak değerlendirmeye götürecektir.
10. İbrahim Safi (1898 – 1983) – Büyük Ada
İbrahim Safi, I. Dünya Savaşı’ndan sonra Türkiye’ye yerleşen Azerbaycanlı Türklerindendir. İbrahim Safi Türk empresyonistlerinden ilham almıştır. Renk ve ışık kaynaşması içinde izlenimlerini tuvale aktaran İbrahim Safi, tasvire çok önem vermeden renk ahengi ve uyumunu ön plana almıştır. Yoğun renk vurguları ile belirlenen dokusal bir sisteme bağlı tarzı onun yaratıcılığının belirgin özelliğidir. “En iyi öğretmen tabiattır, ressamın öğretmeni tabiatın içinde var.” diyen ressamın eserlerinin büyük bir kısmının konusunun doğadan alınması bir tesadüf değildir.
11. Şeref Akdik (1899 – 1972) – Ada
Şeref Akdik temelde izlenimcilik akımı doğrultusunda çalışan 1914 kuşağı ressamlarındandır. Şeref Akdik güçlü deseni ile izlenimci realist çizgide eserler vermiştir. Portre, natürmort, peyzaj ve figür düzenlemelerinden oluşan büyük boyutlu kompozisyonlar yapmıştır. Anadolu insanının yaşamını konu aldığı figür düzenlemelerinde ve portelerinde akademik-realist anlayışa bağlı kalmış, ancak Anadolu ve İstanbul’un çeşitli köşelerinden suluboya tekniği ile gerçekleştirdiği peyzajlarında izlenimci üsluba daha yakın çalışmıştır.
12. Ali Rıza Beyazıt (1883 – 1964) – Büyük Ada
Asker kökenli ressamlarımızdan olan Ali Rıza Beyazıt, gerçekçi anlayıştaki yapıtlarıyla tanınır. Hoca Ali Rıza ile Halil Paşa’nın öğrencisi olur. Resimlerinde Hoca Ali Rıza ile Halil Paşa’nın üslup özelliklerini kaynaştıran sanatçının İstanbul, Boğaz, sahil temalı çok sayıda eseri vardır.
13. Ayetullah Sümer (1905 – 1979) – Büyük Ada Dil Burnu
Ayetullah Sümer, Türk resminde bağımsız hareket etmeyi tercih eden sanatçılarımızdan biridir. Kendi içinde çeşitlenen ancak akademik tatları her zaman belirgin bir resim anlayışını uzun süre uygulamakta ısrar etmiştir. Sümer’in çoğu Boğaz konulu resimlerinde benzer ışık yapısını ve puslu atmosferi bulmak olası. Ayrıntılı ve titiz bir işçilik gösterdiği natürmortlarının yanı sıra sisli Boğaz ve kır görünümleriyle de tanınan Sümer’in resimlerinde koyu tonlar ve buğulu bir atmosfer hakimdir.
14. Ali Sami Boyar (1880 – 1967) – Büyük Ada
Suluboya eserleri ile tanınıp eserlerine kendine özgü bir sanat karakteri ile yaratmış olan gerçekçi bir ressam olup, suluboya, karakalem, pastel, tarama, yağlı boya teknikleriyle yapılmış pek çok eser veren ve eserlerinin büyük bir kısmı tarihi belgesel değer taşıyan Ali Sami Boyar’ın portre, peyzaj ve natürmort başta olmak üzere hemen her türde resim yaptığı bilinmektedir. İstanbul’un camiler ve çeşmelerini konu alan tabloları ile ün yapmış bir sanatçıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk pul ve paralarının üzerindeki resimleri de Ali Sami Boyar yapmıştır.
15. Şefik Bursalı (1903 – 1990) – Büyük Ada’dan
Şefik Bursalı, peyzajları ve daha sonraki dönemlerinde yaptığı natürmortlarıyla Türk sanatında kendine özgü bir yer edinmiştir. Eserlerinde memleketi Bursa’nın yanında İstanbul, Ankara, Konya, Burdur’u da tasvir etti. “Bir peyzaj sadece gözüken nesnelerin ağaçların, evlerin değil, tabiat parçasında gözükmeyen ama hissedilen unsurların da sentezi olmalıdır. İzlenimciler bir ölçüde, ama özellikle Cézanne peyzajdaki üstünlüğünü herhalde buna borçludur. Ben de gücüm yettiğince böyle yapmaya çalışıyorum.” demiştir.
Kaynak
Moment Dergi, Arkas Sanat Merkezi’nde Asker Ressamlar Sergisi, Diyarbakırlı Tahsin, Türk Resminde Öncü Bir İsim: Nazmi Ziya Güran, Türkiye’de Çalışan Azerbaycanlı Ressamların Yaratıcılığı
Yorum Yap