7 Ocak 1901’de Büyükada’da doğan ressam Fahrelnissa Zeid, pek çok sanatçı yetiştirmiş Kabaağaçlı ailesindendir. Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir’in ve ressam Aliye Berger’in kız kardeşi, oyuncu Şirin Devrim ve ressam Nejad Devrim’in annesi, ilk kadın seramik sanatçımız Füreya Koral’ın teyzesi Fahrelnissa Zeid’in hayatına ve önemli eserlerine göz atalım.
Ailenin geçmişi asker kökenlidir. Dedesi Miralay Mustafa Asım Bey, Afyon’un Kabaağaçlı köyüne yerleşip burada bir çiftlik sahibi olduğundan, aile Kabaağaçlı soyadını almıştır. Oğullarından Cevat Paşa, Abdülhamit’in sadrazamlığını yapar, diğer oğlu Şakir Paşa da asker olmasının yanında aynı zamanda diplomattır ve Osmanlı Devleti’ni yurt dışında elçi olarak iki kez temsil eder.
Halikarnas Balıkçısı olarak bilinen yazar Cevat Şakir Kabaağaçlı ve ressam Aliye Berger, Fahrelnissa Zeid’in kardeşleridir. Yine kendisi gibi ressam olan Nejad Devrim oğlu, tiyatro oyuncusu Şirin Devrim ise kızı, seramik sanatçısı Füreya Koral ve ressam Cem Kabaağaçlı da yeğenleridir.
Şakir Paşa Ailesi, 1910 (En altta solda oturan çocuk Fahrelnissa Zeid)
Ailesi kendisine Fahrünnisa diye hitap etse de, yurt dışında ve resimlerindeki imzada adını Fahrelnissa olarak kullanmayı tercih eder. Resme olan ilgisinin çocuk yaşlarda başladığı bilinir. 9-10 yaşlarında başlayan bu ilgi, 14 yaşındayken olgun ressamlar gibi desenler çizmesini sağlar.
Fahrelnissa Zeid, 1919’da İnas Sanayi-i Nefise Mektebi’nde resim öğrenimine başlar. Üst üste gelen sıkıntılar içinde öğrenimini yarıda kesip, İzzet Melih Bey’le evlenir. 14 yıl süren bu evlilikten, ressam Nejad Devrim (1923 – 1995) ile tiyatro oyuncusu Şirin Devrim (1926 – 2011) dünyaya gelir. Nejad Devrim’in eşi Maria Devrim “Eşimin annesiyle ilişkisi zor bir ilişkiydi, çünkü Fahrelnissa Zeid oğlunu kıskanırdı” diyor. Oğul ise annesine olan hayranlık ve kızgınlıklarıyla resme sarılır, annesiyle resim aracılığıyla hesaplaşmak ve belki de bu şekilde kendini bulmak ister.
1928 yılında eşiyle birlikte Paris’e gider. Académie Ranson’da ve Roger Bissiére atölyesinde resim dersleri takip eder. İstanbul’a döner, 1929 ile 1930 yıllarında da Sanayi-i Nefise Mektebi’nde Namık İsmail atölyesine devam eder.
Fahrelnissa ve Emir Zeid, çocukları Şirin ve Raad
Bu dönem kendisi, güzelliği ve kültürü ile belli çevrelerde oldukça beğenilen ve popüler bir isimdir. O dönemki güzellik yarışmalarında jürilik yaptığı, İngiltere’nin Türkiye büyükelçisi Clerk’in eşinin yazdığı bir Fransızca tiyatro oyununda oynadığı bilinir. Dönemin sanat çevrelerinin aranan isimlerindendir.
Fahrelnissa Zeid, 1933’te İzzet Melih Bey’den ayrılır ve 1934’te Irak Kralı 1. Faysal’ın kardeşi, Irak’ın Türkiye büyükelçisi Prens Zeid bin Hüseyin ile evlenir. Eşinin elçilik yaptığı Berlin’in yanı sıra, eşinin kral naibi olduğu dönemde bir süre Bağdat’ta yaşar. 1936’da oğlu Ra’ad Bin Zeid Berlin’de dünyaya gelir.
1941’de İstanbul’a dönmeye ve sanat ortamında var olmaya karar verir. Fahrelnissa Zeid, 1942’de D Grubu’na ve sergilerine katılır. İlk kişisel sergisini 1944’te Maçka’daki evinde düzenler. 1940’lı yıllar, Fahrelnissa Zeid’in Avrupa resim geleneklerini Doğu kültürüne ait temalarla harmanlayan kendi özgün stilini geliştirdiği yıllardır. 1943’te yaptığı Üç Günlük Hayat/Savaş (birinci resim) ve 1944 yılında yaptığı Gün İçindeki Üç An ve Yaşam (ikinci resim) tabloları, bunun en güzel örneklerindendir.
Emin Efendi Lokantası, 1944
Fahrelnissa Zeid, Three Ways of Living (War), 1943
Fahrelnissa Zeid, Three Moments In A Day And Life, 1944
İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’ndeki erken dönem desen çalışmaları figüratif nitelikte, anıtsallık kaygısıyla yapılmış ve daha çok iç mekan tasvirleri olarak karşımıza çıkar. Bu iç mekan çalışmalarında daha çok minyatürleri andıran bir mekan kurgusu vardır. Kalın boyalı, derinlik yanılsamasının kasıtlı olarak ihmal eden ve renklerin ön planda olduğu bu dönem resimleri Matisse’yi anımsatmaktadır.
İsimsiz, 1950
Übü Kuşu, 1950
Soyut Kompozisyon, 1951
1940’ların sonu, artık en bilinen yapıtları olan soyut kompozisyonlarına yönelmeye başladığı yıllardır. Bunlar son derece anıtsal ve ışıklı renklerin kullanıldığı, yoğun bir lirizm içeren eserlerdir. Fahrelnissa Zeid’in sanatındaki soyutun kaynakları üzerine, dönemin eleştirmenleri birbirinden farklı görüşler dile getirmiştir. Avrupalı eleştirmenler oryantalist ve politik bir ilgiyle onu ele almış ve sanatındaki öğelerde özellikle Doğu’ya dair izler aramışlardır. Geometrik ve serbest soyutlamacı kompozisyonlardan oluşan bu yapıtlarda kimilerine göre bir İslami estetik söz konusudur. Batılı sanat ortamı Zeid’i Doğulu bulurken, aynı dönem Türkiye sanat ortamı ise fazla Batılı bulmaktadır. Zeid’in kendisini Türkiye sanat ortamının belirleyici tartışma ve ideolojilerinin dışında tutması, onun burada yeterince yerli kabul edilmemesine yol açmıştır.
My Hell (Cehennemim), 1951
Londra Dizisi Eclateme, 1958
Yeşil Soyut, 1960
Fahrelnissa Zeid, 1950-1960 yılları arasında bir yandan da Amerikan soyut dışavurumculuğunun romantik kanadını anımsatan bir soyuta ulaşmıştır. Resimsel ayrıntılardan çok malzemenin kendini okutması isteği öne çıkar, konu bu dokulandırma ve boyamanın gerisinde kalır.
Güneş Arenası, 1962
Büyük tuval üzerine küçük kareler, üçgenler, dörtgenlerden oluşan geometrik formları sarı, kırmızı, yeşil, beyaz ve mor renklerin en parlak, çarpıcı değerleriyle coşkuyla boyamıştır. Kontrast renkler cesaretle uyum endişesi taşımadan kullanılmış olmakla birlikte, bu zıt renkler sabırla bir araya getirilerek çok farklı, özgün ve çarpıcı bütünler oluşturmuş, ışıldayan, dağılan küçük renkli geometrik parçaların yarattığı bir ağa dönüşmüştür.
Break Of The Atom And Vegetal Life (Atom Patlaması ve Bitkisel Hayat), 1962
Zeid, 2013’te bu tablosunun satışıyla Ortadoğu’nun en yüksek fiyatla satılan eserini resmeden kadın sanatçı unvanını kazanır. Zeid bu resminde İslam hat sanatının estetiği ile Sufizmin mistik karakterlerini, Paris’te bulunduğu yıllarda etkilendiği Bizans ve Batı sanatının estetiği ile harmanlamıştır. Onun resimlerindeki yazısal ritim ve geometri, hiç kuşkusuz tasavvufi, kendini yineleyen, geometriye ve çizgiye dayalı Doğu gizemciliğinin bir uzantısıdır. Bu anlamda çizgi ve geometri, yapı kuran değil, ama yinelenen bir kendinden geçişe karşılık gelmektir. O nedenle, Zeid’in soyut sanatında, temelinde mistisizm olan üç ayrı gösterimden söz etmek gerekir: İzlenimler, doğaçlamalar, kompozisyonlar.
Madam Caron
Fahrelnissa Zeid’in kendine özgü plastiği ve resim dili, tek bir üsluba indirgenemeyecek kadar değişken ve zengindir. Bu görsel birikimi genel hatlarıyla üç dönemde ele almak mümkündür. Bunlar, minyatür kurgusuna uygun şekilde inşa edilmiş uzamı ve figürlü kompozisyonları ile erken dönem, geometrik soyutlama ve soyut kompozisyonlarıyla olgunluk dönemi ve portrelerden oluşan geç dönem çalışmalarıdır. Sanatçının figürlü resimlerinde portrelerin ayrı bir yeri var. Özellikle yakın çevresindeki kişilerin bazen oldukça büyük boyutlu portrelerini çalışmış. Bunlarda özellikle ışıklı, Sümer adak heykelciklerindeki gibi büyük gözler dikkati çeker ve ifadeyi gözler tanımlar.
Şirin In Macbeth
Billur Gözlü
Paris Vegetable Market
Fahrelnissa Zeid eşinin ölümünün ardından, oğlunun görev yapmakta olduğu Ürdün’e gider ve Amman şehrinde yaşamaya başlar. Sanatçı, 1991 yılındaki ölümüne kadar da burada yaşamayı sürdürür. Zeid’in ölümü üzerine Ürdün kralı, ülkesinde ulusal yas ilan eder. Prenses Fahrelnissa Zeid, Ürdün Kraliyet Mezarlığı’na defnedilir.
Endless Thoughts, 1979
Fahrelnissa Zeid’in, eşi Prens Zeid’in ölümünden sonra Amman’a yerleşerek bir daha asla resim yapmamaya karar verdiği dönemden sonra resmettiği ilk eseri olarak bilinir Endless Thoughts. Sanatçı, eşinin ölümünden duyduğu derin acı nedeniyle uzun bir aradan sonra yaptığı bu ilk resme Sonsuz Düşünceler adını verir.
Zeinab, 1980
Öğrencisinin kızı Zeinab’ın on beş yıl sonraki halini resmettiği bir tablo.
Amman’da Türk Sefiresinin Portresi, 1980
Zeynep Oral onunla bir söyleşi yaptığında “Neden portre?” diye sorar. Aldığı yanıt şöyledir: “Eşim Zeid’imi yitirdikten sonra kendimi bir uçurumun başında buldum. Boşluğa yuvarlanmamak için, bomboş atölyemde bana bir mevcudiyet gerektiğine inandım. Ve Zeid’in portresini yapmaya başladım. Artık atölyemde yalnız değildik. Portre ve ben birbirimizi bulmuştuk.”
Nofa, 1980
Fahrelnissa Zeid, Nofa isimli yapıtında Ürdün’ün önde gelen ailelerinden bir öğrencisinin üç kızından en büyüğünün on beş yıl sonraki halini tasavvur ederek resmetmiştir.
Divine Protection, 1981
Çerkez Gelin
Fahrelnissa Zeyd, Ürdün’ün önde gelen ailelerinden bir öğrencisinin kardeşinden esinlenerek 1980’li yılların başlarında resmetmiştir Çerkez Gelin tablosunu.
Kırmızılı Kadın Portresi, 1984
Setenay, 1985
Fahrelnissa ve Çocukları
Londra’da 4, Paris’te 6 sergi açar, Londra’da 1947 yılındaki sergisinin açılışına İngiltere kraliçesi Elizabeth de gelir. Adolf Hitler’in, Zeid’in resimlerinden övgüyle bahsettiği de bilinir. Bunun dışında Amman’da, Amerika Birleşik Devletleri’nde, İsviçre’de ve Belçika’da eserleri sergilenir. Dünyanın sayılı müzelerinde, imzasını taşıyan tablolar bulunmaktadır.
Google’ın Fahrelnissa Zeid’in 118. doğumgünü için hazırladığı doodle (7 Ocak 2019’da yayınlandı)
Kaynak
Fahrelnissa Zeid: Işığa Dönüşen Lirizm, Beyaz Art, İstanbul Modern
fahrelnissa çok güzel resim yapıyo ama resimleri çokkkkkkkk kolay ben onun resimlerinin bazılarını çizdim