Şairlerimizden çay sözleri, kısa çay dizeleri ve çayın tarihçesini sizler için hazırladık.
Çay bitkisi, Theaceae familyasının Camellia cinsine aittir. Çay bitkisi nemli iklimlerde yetişen, her mevsim yeşil olan, kısa boylu, çok yıllık, çalı türü bir ağaçtır. Çay, iklim koşullarına bağlı olarak yarı tropik bir bitki olarak değerlendirilebilmektedir. Efsaneye göre çay şöyle keşfedilmiştir: M.Ö. 2700’lerde Çin’in ilk hükümdarlarından Shen Nung, bir çay ağacının altında oturur. Bu sırada elindeki sıcak su dolu kâseye birkaç yaprak çay yaprağı düşer. Düşen yaprakların suya verdiği renk ve tat imparatorun hoşuna gider. Shenn Nung’un bunu içip şifa bulmasının üzerine çay, şifa amacıyla ilaç olarak kullanılmaya başlanır.
Cemal Süreya, Mutsuzluk Gülümseyerek
Mutsuzluk gülümseyerek gelir, adıyla süslenmiştir;
Banliyo treninde rastladığımız
Sınav saatini kaçırmış liseli kız,
Hep kazanırsın ey çözümsüzlük!
Ey otobüssever ey Troya yolcusu!
Anımsarsın günlerce konuşup durmuştuk
O İB (ipekböceği) sesli kadını;
Birinin Grönland’ı olmaya hazırlanıyordu.
İki çay söylemiştik orda, biri açık,
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
Bir asırlık bir ömre sahip bulunan çay bitkisi doğada büyümeye bırakıldığında zaman bir ağaç görünümünü alır. Görünüş itibarı ile dağınık bir görünüm arz eden bitki yapısı tek gövde halinde olduğu gibi çok gövdeli olanlarda vardır. Yaprağını dökmeyen her dem yeşil olan bir bitkidir. Yaz ve kış yaprağa sahiptir. Yeterli düzeyde sıcaklık ve nemin bulunduğu yerlerde, örneğin Güney Hindistan, Sri Lanka, Cava, Sumatra ve Kenya’da yıl boyu sürgün oluşumu sürer. Yılın mevsimleri arasında sıcaklık ve nem ayrımlılığının bulunduğu yerlerde, örneğin Kuzey ve Kuzey doğu Hindistan’da Kuzey doğu Çin ve Japonya ‘da Güney Afrika’nın kimi serin bölgelerinde, Komşumuz Gürcistan ve İran’ın Hazar denizi kıyılarında ve ülkemizde çay bitkisinde sürgün kesintili şekilde oluşur. Yıl boyu sürgün oluşumuna uygun olmayan yerlerde, soğuk mevsimde sürgün oluşumu duraklar, yaprak ve tomurcuklarda gelişme olmaz. Bir başka deyişle çay bitkisi soğuk dönemlerde dinlenme dönemine girer. Sürgün dönemimde sürgünlerin çay bitkisinde sürekli oluşabilmesi için yağmurun bol ve sıcaklığın yeterli olması gerekir.
Büyümekte olan sürgün şu şekilde isimlendirilir: Tomurcuk, Birinci Yaprak, İkinci Yaprak, Üçüncü–Dördüncü Yaprak, Beşinci –Altıncı Yaprak.
Çay üretiminde, bitkinin sürgün ucundan iki yaprak ile bir tomurcuğun (iki buçuk yaprak olarak isimlendirilir) kullanılması tercih edilir. Bunun nedeni kalite bakımından önemli olan farklı bileşenlerin, bitkinin bu iki buçuk yaprak kısmında yoğun olarak toplanmış olmasıdır.
Orhan Veli Kanık, Ne Kadar Güzel
Çayın rengi ne kadar güzel,
Sabah sabah,
Açık havada!
Hava ne kadar güzel!
Oğlan çocuk ne kadar güzel!
Çay ne kadar güzel!
Çay, bol yağış isteyen bir bitki olduğu için üretiminin yapıldığı alanlar sınırlıdır. Dünyada Çin, Sri Lanka, Hindistan, Endonezya, Japonya ve Kenya çay üretimi yapan ülkelerin başında gelir.Tropikal ve ekvatoral bölgelerde 12 ay süresince çay tarımı yapılırken Türkiye ve İran gibi yüksek enlemlerde olan ülkelerde yılın sadece 6 ayı çay üretimi gerçekleştirilir. Çay bitkisi yetiştiği bölge, toprak yapısı, yağmurlu/güneşli gün sayısı, nem, sıcaklık gibi birçok faktörden etkilendiği için her bir farklı bölgede, farklı özellikteki ürünlerin üretilmesine de olanak sağlar.
Dünya çay ithalatı yapan ülkeler arasında %11 payla Pakistan 1. sırada yer alır. Pakistan’ı sırasıyla Rusya (%8), İngiltere (%7), ABD (%6) takip eder. Türkiye dünya çay ithalatında 25. sırada yer alırken Sri Lanka ise 54. sıradadır.
Bedri Rahmi Eyüboğlu, Bir Tane Daha
Bir ilimiz var adı Rize
Durup dururken bir bardak çay sundu bize
Rize’de çayı kim yetiştirdi Rize’de
Misisipi’ye karışan çayları öğretirler bize
Rize’de çayı kim buldu Rize’de
Kimdi o sessiz sedasız kumral kumral demlenen mübarek adam
Adını öğretmediler bize
İşte o güzel adamdan bre şahin aman
Bir tane daha
Çay tüm büyüme esnasında her 6 ile 14 günde bir toplanır: İlkbahar’da Mart’tan Nisan’a kadar toplanan genç filizli çayın ferah bir tadı olur. Nisan’dan Mayısın ortasına kadar toplanan çay’da daha az taze filiz bulunur. Yaz’da Mayıs’tan Haziran’a kadar toplanan çay daha koyu demli olur. Bundan sonra yağmur çayları toplanır. Bu düşük kaliteli çay, sırf çay karışımlarını fazlalaştırmak ve dengede tutmak için kullanılır. Sonbahar’da Ekim ve Kasım aylarında toplanan çay, düşük kaliteli bir çay olsa da, daha az güneş görmesinden dolayı o kadar koyu demli değildir.
Çay tarımı, Doğu Karadeniz Bölgesi’nde Gürcistan sınırından başlayarak Ordu’nun Fatsa ilçesine kadar uzanan kuşakta yapılmaktadır. Bu bölge mikroklima iklim özelliğini yansıtan dünyadaki en önemli çay yetiştirilen alanı olarak kabul görmektedir. Gürcistan sınırından, Trabzon’un Araklı-Karadere sınırına kadar olan Karadeniz kıyı şeridi ve yer yer 30 km içerilere kadar giren ve yaklaşık l000 metre yüksekliklere kadar uzanan yamaçlar, çay yetiştiriciliği için en elverişli bölge olması nedeniyle birinci sınıf çay bölgesi, Araklı Karadere’den başlayan Ordu’nun Fatsa ilçesine kadar uzanan bölge ise ikinci sınıf çay bölgesi olarak tanımlanmaktadır.
Ülkemizde çay hasadı ise; ilk sürgün Nisan sonu – Haziran ortası, ikinci sürgün Temmuz – Ağustos aylarında, üçüncü sürgün Eylül – Ekim aylarında yapılır.
Attila İlhan, Emirgan’da Çay Saati
çerağân sarayı’ndan büyükdere’ye
üşümek sonbaharında eski çınarların
uzadığı yerde gizlice akşamların
başlayıp adetâ kendini dinlemeye
kafeslerin ardında bol gözlü bir kadın
ansızın giydirilmiş ipek ferâceye
bir çay yalnızlığı emirgân’dan öteye
değdikçe ısındığı yaldızlı bardağın
nedîm’den yansıması tatyos efendi’ye
tenhâ bir genç kız sesiyle hicazkâr’ın
kuytularda çürüdüğü bağdadî yalıların
yorgun sarmaşıklarıyla sarkmış bahçeye
Çay bitkisi 4000’den fazla kimyasal bileşene sahip ve kuru ağırlığıyla bitkiler arasında en fazla flavonoid içeren bitkilerden biridir. Taze çay yaprakları, geniş oranda fenolik bileşikler içermektedir. Bunlar flavonoidlerden kateşinler, flavonoller, proantosiyanidinler ve fenolik asitlerdir. Çay yaprağındaki polifenollerin yaklaşık ¾’ünü flavanoller, flavanollerin de % 60- 70’ini (-)-epi gallokateşin-3-gallat oluşturur. Polifenollerin miktarı, genç yapraklardan yaşlı yapraklara doğru giderek azalır. Kateşin miktarları genç yapraklara göre olgun yapraklarda yarıdan fazla azalırken yaşlı yapraklarda ise 2/3 oranına yakın azalma saptanmıştır.
Sezai Karakoç, Çay
Baş köşeyi kim aldı, kime verdin?
Bir bardak soğuk su gibidir onlar
Ellerinin uzandığı her masada taş gibi bir çay.
Bizim içtiğimiz çay da çaydır.
Çarpık dudaklı, ezik gözlü allı mavili çaylar
Şehirlerden çok güneş vardır o çaylarda
O çaylar dağları bin parça eder getirir.
Yaşamayı çağıl çağıl getirir.
Dans eden bir kadının ayak bilekleri gibidir onlar
Judy Garland gibi çay, kan gibi çay
O çaylardan su içenlerin gözleri
Benim çay bardağımda senin gözlerin olur
Senin gözlerin sizin çay bardağınızda.
- Siyah Çay: En çok kullanılan çay çeşididir. Siyah çay, taze ve körpe çay yaprakları ile tomurcuğunun soldurma, kıvırma, fermantasyon ve kurutma işlemlerine tabi tutulması suretiyle üretilir. Siyah çayın işlenmesi sırasında flavonoller, polifenoloksidaz enzimiyle yükseltgenerek siyah çayın renk dahil çeşitli özelliklerini kazanmasına neden olur.
- Yeşil Çay: Yeşil çay üretiminde polifenoloksidaz enzimi sıcak buharla veya kuru sıcaklıkta parçalanarak flavonollerin yükseltgenmeleri engellenir. Siyah çayla yeşil çayın en önemli farklılığı da buradan kaynaklanır. Son yıllarda özellikle yeşil çayın sağlık üzerine etkilerini inceleyen yoğun araştırmalar yapılmaktadır. Bu çalışmalarda, yeşil çayın mide, kolon, meme, prostat ve pankreas kanserleri gibi değişik kanser türlerini, kalp damar hastalıklarını, iltihabi ve nörodejeneratif hastalıkları önleyici ve tedaviyi destekleyici etki gösterebileceği bildirilmektedir.
- Beyaz Çay: Beyaz çay da siyah ve yeşil çay gibi aynı çay bitkisinden üretilir. Beyaz çay, çay sürgün ucunda tam açılmamış beyaz gümüşi renkli, tüylü tepe tomurcukları tercih edilmesi ve minimal işlem uygulamasıyla diğer çay çeşitlerinden ayrılmaktadır. Demlediğinde soluk sarı bir renk alır; beyaz çay olarak adlandırılmasının sebebi de tomurcuklarından ve yapısında bulunan beyazımsı tüylerinden kaynaklanır. Diğer çaylara göre tadı çok daha hafiftir.
- Oolong Çay: Dünya çay ticaretinde yeri ve önemi olmayan Oolong çayı, Çin ve Tayvan’da üretilir. Oolong çayı, yeşil çay ve siyah çay arasında bir yere düşer. Bir oolong çayı yapmak için, çay bitkilerinin olgun yaprakları kısmi oksidasyona tabi tutulur. Oksidasyon derecesi, üretilen oolong çayı ve stile bağlı olarak %10 ile %80 arasında değişir. Kısa bir süre okside olan Oolonglar, yeşil çayı andırırken, %50’den fazla okside olan oollongler, siyah çaya tat olarak daha yakındır. Çay üreticileri oolong çayı yapmak için daha olgun yaprakları kullanırlar. Bu tür yapraklar, daha hoş tatlar ve daha az tanen ihtiva eder. Oolong yapmanın genel süreci son derece karmaşık, emek-yoğun ve zaman alıcıdır. Çoğunlukla, bir oolong çayı yapımında atılan adımlar, arzu edilen morarma miktarından ve yaprakların kahverengileşmesinden önce defalarca tekrarlanır.
- Pu’erh Çayı: Pu’erh çayı farklı işleme teknikleri ve yaşlanma faktörü nedeniyle tadı iyi ya da daha kötü anlamda zaman içerisinde değişebilen ve ince şaraba benzer bir yaşam süresine sahip olan bir çay türüdür. Pu’erh çayından bir parça kopartıp bir kaç yılda bir demleyerek eşsiz lezzetinin keyfini çıkartabilirsiniz. Pu’erh gevşek bir yaprak formunda veya top, tuğla benzeri şekillerde sıkıştırılarak üretilir. İki çeşit Pu’erh Çayı vardır; fermente, bazen olgun olarak da adlandırılır ve fermente edilmemiş, bazen yeşil olarak adlandırılır.
- Sarı Çay: Yeşil çaydan sonra keşfedilmiş ikinci çaydır ve kökeni Tang Hanedanlığına dayanıp 1000 yıl üzerinde bir tarihe sahiptir. Yeşil çayın aksine sarı çay hafifçe okside edilerek yılın ilk sürgününden hazırlanır. İşlenişi sırasında yeşil çaydan farklı olarak “sarı mühürleme” aşamasından geçer. Bu aşamada çay çok düşük sıcaklıklarda ve uzun süre kavrulur. Daha sonra kavrulan yapraklar kalın bir bezin içerisinde fermantasyon için bekletilir. Kavurma ve sarıp bekletme yani mühürleme işlemi yaprakların rengi sarıya dönene kadar tekrar edilir. Bu da sarı çayın üretim sürecini zahmetli yapar. Çin dışında Güney Kore’de üretilen sarı çay daha az bilindiğinden, yaygın olarak bir yeşil çay çeşidiymiş gibi değerlendirilir. Bazı bilimsel araştırmalar sarı çayın antioksidan, ödem giderici ve kansere karşı savaşabilme özellikleri konusunda etkili olabileceğini bulmuşlardır. Yeşil çayın otsu notalarını barındırmayan bu çay narin ve hafif tatlı bir lezzet ile taze ve çiçeksi aromalara sahiptir. Yapraklarının yanı sıra çay sıvısının rengi de berrak bir sarıdır.
Faruk Nafiz Çamlıbel, Yeşil Köşe
Köy camii. Meşruta. Muvakkit yeri. Meydan.
Meydanda köyün çeşmesi. Kestane. Çınar. Çam.
Çay, nargile: Mermerde tüten çifte buhurdan…
Gönlümle gözüm tütsülenir böyle her akşam.
Çay, anavatanı Çin’de ilk kullanımlarına bakıldığında farklı baharat, bitki ve içeriklerle karıştırılarak tüketilir. Sonraki devirlerde parçalama, kurutma, presleme (Tang Hanedanı), kurutma, öğütme, çırparak tüketme (Song Hanedanı), soldurma, kıvırma/ buharla şoklama/ kavurma (Ming Hanedanı) gibi geliştirilen tekniklerle bugünkü demlenebilir çay tiplerinin ilk versiyonları geliştirilir.
Sıcak su yöntemi: Ölçü kaşığı ile içecek kişi sayısı kadar çay yaprağı demliğe konur, çaydanlıktaki su kaynatılırken demlik çaydanlığın üzerinde bırakılır. Böylelikle kaynayan suyun buharı ile demliğin ısınması sağlanır. Su kaynadıktan sonra biraz bekletilir ve demliğe dökülür. Suyu dökerken, spiral bir yol izlenmesi, çay yapraklarındaki tüm aromaların suya karışmasını sağlar.
Soğuk su yöntemi: Bu yöntemde demliğe çay ve soğuk su konulur. Çaydanlıktaki su kaynarken, onun sıcaklığı ile demlikteki su da ısınır ve çay aromasını daha yavaş suya bırakır. Bu yöntemde daha uzun süre beklemek gerekir.
Yeşil Çay gibi diğer türdeki çayları ise kaynama noktasına gelmiş suya atıp; 3 ila 5 dakika demlenmesini bekledikten sonra süzerek içebiliriz.
Turgut Uyar, Eski Bahçenin Bir Evi
uzun süre düşündüm, nedir ağzımdaki yaban tad
üvez değil, karadut değil, sevdiğim bir şey değil
ama bana yabancı gelmiyor ve alıştırıyor kendine
bir ses, bir açıklama bir evet ya da hayır
değil
eski bir şey, evi olan eski bir bahçe
alnım değişmez biçimini buluyor sanki
karadut karasından, üvez kokusundan
birisi geliyor karşıma oturuyor bahçede
bir ölüm olayına ilişkin bir şeyler soruyor
önce çayınızı için diyorum, hayır diyor
ısrar ediyorum hayır diyor ben hiç çay içmem
özellikle alacakaranlıkta hüzün verirmiş ona
Çay, kalp-damar hastalıkları ve kanser gibi kronik hastalıklara karşı potansiyel sağlık faydalarından dolayı en yaygın tüketilen içeceklerden biridir. Yeşil çay yüksek oranda bulunan kateşin ve diğer polifenolik bileşenleri içermesinden dolayı siyah çaydan daha güçlü antikanserojenik etkilere sahipken, beyaz çay çaylar içerisinde bu bileşenleri en yüksek oranda bulundurmasından dolayı kanserle mücadelede daha güçlü etkilere sahiptir.
Çay polifenolleri, özellikle kateşinler, insan sağlığı üzerinde olumlu etkileri olan güçlü antimikrobiyal ve antioksidan etkilere sahiptir. Beyaz çayın antioksidan ve antimikrobiyal etkilerinin yanında anti-aging (yaşlanma etkilerini geciktiren) etkisinin olduğu da belirlenmiştir. Cilt hücrelerindeki oksidatif stres bağışıklık sistemi hasarlarına yol açmaktadır ve bu durum ciltte kırışmayla birlikte alacalı pigmentasyona sebep olarak cilt kanserini teşvik edebilmektedir. Yapılan bir çalışmada beyaz çayın, güneş ışığına maruz kaldıktan sonra hücrelerdeki DNA hasarını önleyebileceği belirlenmiştir. Bunlara ek olarak; son çalışmalar beyaz çayın PC12 hücrelerinde hidrojen peroksitçe indüklenen toksisiteye karşı sinir sistemini korumaya çalıştığı, lipolitik aktiviteyi ve derialtı yağlanmayı engellediği, farelerin bazı organlarının plazmalarında antioksidan kapasiteyi artırdığı ve yine farelerde bağırsak tümörünü baskıladığı belirlenmiştir.
Ülkemizde; çayla ilgili birçok kelime bulunur. Çay Bahçesi, Çay Bardağı, Çay Fincanı, Çay Kaşığı, Çay Takımı, Çay Molası, Çaycı, Çaydanlık, Çayevi, Çayhane, Çay Askısı gibi kelimelerin yanında; Tavşan Kanı Çay, Çay Katmak, Çay Dökmek, Kıtlama Çay, Çayı Höpürdetmek, Paşa Çayı gibi deyimlerin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Olduğu yerde söylenip durmak anlamında; çay semaveri gibi yerinde fokurdamak diye atasözü de dilimizde yer alır.
Behçet Necatigil, Çay
Yumulu avucunda bir korku: düşer para..
Az ekmek, bir tutam çay, sonra bir şişe
Yakacak ispirto şişede parmak kadar
Ve çok yaşlı bakkal, sabah, kenar mahalle.
Annesinin her halde bir gaz ocağında
Kaynatıvereceği.. ve katıksız ekmek..
İçecek sevinerek okula yetişecek
Biraz çay soğuklarda.. ne kadar acı şu dünya.
Bir zamanı yeniler, bir gün o da bize benzer
Kalır uzaklarda o dertli anne
Neden bazı şeyleri pek çabuk unuturuz,
çünkü apartımanlar o evlerin yerinde
Edip Cansever, Belirsizlikler
Şöyle böyle bir günün kurcalanmasından
Bir tırnak izidir nehir -yüzümde akan-
Bulutlar bulutlar bulutlar -dudak izleri, beyaz-
Ötede bir köprü üstünden geçeceğim birazdan.
Ocaktaki çaydanlıktan bakıyor bana
Ekim ortalarında yağan karlardan
Ben köprünün üstündeyim şimdi -iyi mi-
Camların buğusundan yapılmış adam
Oktay Rifat, Niko’nun Kahvesi
Havaya benzer insanoğlu, bilinmez ki!
Bir horoz öter uzaklarda, deniz parlar.
Kuytu kahvesinde Niko’nun, kimi dönük,
Kimi yan, kağıt oynar birtakım adamlar.
Niko rakı içer sandalı boyamazsa.
Sesleniriz: “Bir çay yap, Niko, demli olsun.
Koyulsun kederimiz! Efkarlıyım bugün!”
Ahmet Telli, Konuğum Ol
Bir bardak demli çay
burukluğu gibi kalsın
gecenin ve sabahın tadı
yaşasın anılarımızda
Konuğum ol, oturup
konuşalım bir akşam
ve uzatalım geceyi
sözün çubuğunu yakarak
Necip Fazıl Kısakürek, Zindan’dan Mehmed’e Mektup
Çaycı, getir ilaç kokulu çaydan
Dakika düşelim senelik paydan
Zindanda dakika, farksızdır aydan
Karıştır çayını zaman erisin
Köpük köpük, duman duman erisin
Murathan Mungan, İnci Li Lalena
şuracıkta kıvrılayım, teninin tarçın gökleri altında temiz bir çarşaf
ser; beyaz, yumuşak bir yastık rüya istemem sobanın üzerinde
kaynayan çaydanlığın huzurundan başka köşedeki mindere otur
eski günlerdeki gibi, usul sesle bir şeyler anlat bana, bana bir
şeyler söyle
herşey eskisi gibi olsun
ben hiç gitmemiş olayım
sen evlenmemiş ol, ölmemiş ol Lalena
Ahmet Erhan, Bir Baba İçin
Seninle konuşurduk baba
Böyle gecelerde, iki bilge gibi
Karşılıklı bakışarak
Bazı şeyleri kavrayamasam da, dinlerdim
Belki sen de yeni bir şeyler bulurdun gecmişte
O dupduru yüreğini, yılların
Unutulmuş sularına bırakarak.
İşte bir minder daha koydum yanıma
Henüz sıcak
Sanki yeni kalkmışsın üstünden
Terliklerin şuracıkta, getireyim
Çayı da ocağa koyarım istersen.
Tuğrul Tanyol, Seninle 1
Seninle uzak bir gezintiden dönüyoruz.
Saat kuma vuran ışıkta parçalanıyor.
Ağaç kuma dönüşüyor, kum elmasa.
Kırılan bir elmas oluyor sudaki resmin.
Seninle terasta oturuyoruz.
Tam öğle üzeri iki saksağan ötüyor.
Ağaç dallarını eğiyor ve gölge, yapraklardan atlayıp konuyor gözlerine.
Seninle çay içiyoruz, tam öğle üzeri.
Kaynak
Beyaz Çay: Üretimi, Bileşimi ve Sağlık Üzerine Etkileri, Türkiye’de Üretilen Farklı Çay Çeşitlerinin Polifenol ve Kafein İçeriklerinin İncelenmesi, Yarı Okside Çay (Oolong) Prosesinin Geliştirilmesi, Dünyada Çay, Özel Gıda Ürünleri Dersi Sunumu; 1-Çay, Çaykur; Çay Sektörü Raporu, Çay Bitkisinin (Camellia sinensis) Bileşimi ve Sağlık Etkileri, Çay Çeşitleri Nelerdir? Geçirdiği İşlemlere Göre Çaylar, T.C. Rize Valiliği; Rize Çayı, Mutluluk Çayda, Çayın Tarihçesi, Yeditepe Sağlık Hizmetleri A.Ş Çay Tarımı; Çayın Öyküsü, Yeşil Çayın Sağlık Üzerine Etkisi, Pu’erh Çayı ve Üretim Süreci, Oolong Çayı Nedir?