ABD’nin kurucu babalarından Benjamin Franklin, ülkesinin gelmiş geçmiş en önemli yayıncılarından, bilimadamlarından, mucitlerinden, siyasetçilerinden, diplomatlarından biridir. Paratoneri, bifokal gözlük camını (uzak ve yakın görüş için iki odaklı gözlük), Franklin sobasını (ısının, şöminenin ya da sobanın arkasından geçirilmesi ile verimli hale gelen soba) icat eder, kendi adını taşıyan bir yazı fontu geliştirir. ABD’nin posta zincirini oluşturur. Ödünç kitap veren kütüphaneyi, üniversiteyi, itfaiyeyi, sigorta sistemini kurar.
Gazeteci olarak izlediği yayın politikasıyla Amerika’ya özgü saf mizahın ve felsefi pragmatizm anlayışının gelişmesine katkıda bulunduğu gibi, basın ve ifade özgürlüğünün yılmaz savunucuları arasında yer alır. Kuzey Amerika’nın doğu kıyısında yer alan İngiliz kolonilerini birleştirip federal modele dayalı ulusal bir hükümet oluşturmayı amaçlayan ufuk açıcı planlar ortaya atar. Karar anı geldiğinde ve tartışmalar yüzünden ilerleme imkanı kalmadığında, ABD anayasasını mümkün kılan politik uzlaşmayı yaratan önergeyi o verir. Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi’nin orijinalinde kendi el yazısıyla yaptığı düzeltmeler, bugün hala görülebilir.
Diplomat olarak, dış politikada idealizm ile kuvvetler dengesine dayanan gerçekçiliği iç içe geçiren bir yaklaşım geliştirir. Hem ülkesinin temsilcisi olarak İngilizlerle müzakerelerde bulunup, hem de İngiltere’ye karşı Fransa’nın desteğini sağlayan büyükelçi olarak ülkesinin bağımsızlığının maddi temelinin oluşmasına büyük katkılarda bulunur.
Charles Willson Peale, Portrait of Benjamin Franklin, 1772
Benjamin Franklin, Josiah ve Anne Franklin’in 17 çocuğunun 15.’si olarak 17 Ocak 1706’da dünyaya gelir. 8 yaşında okula başlayan Franklin, 2 yıl süren öğrenimi boyunca okumayı, yazmayı ve aritmetiği öğrenir. Babası onun din adamı olması ister aslında, ancak ekonomik nedenlerle, 10 yaşında sabun ve mum imalatı yapan babasına yardım etmek için öğrenimini bırakır. İki yıl sonra bu işten sıkılıp matbaacı olan ağabeyinin yanında çalışmaya başlar. Ağabeyi James, matbaacılık eğitimi almak için gittiği Londra’da iken, sokak çalgıcılarının şiirler yazıp kafelerde okuduklarına tanık olur. Bu nedenle Benjamin’den yalnızca harf dizmekle yetinmeyip şiirler yazmasını da ister; Franklin de denizle ilgili iki şiir yazar. Biri tekne kazasında hayatını kaybeden bir aile hakkındadır; diğeriyse Karasakal isimli bir korsanın öldürülmesiyle ilgilidir. Franklin’in sonradan deyişiyle “Bunlar berbat işlerdi”, ama iyi satarlar.
The New England Courant
Franklin’in yayıncılık işine doğuştan bir eğilimi vardı. Sonradan şunları diyecektir: “Çocukluğumdan beri okumaktan hoşlanırdım, elime geçen bütün parayı kitaplara yatırırdım.” Ağabeyi James aynı zamanda, The New England Courant adında muhalif bir gazete çıkarır. Bu gazetede Benjamin ilk önce imzasız, daha sonra kendi adıyla yazılar yayınlamaya başlar. 17 yaşındayken James gazetenin yayın ve editörlüğünü kendisine bırakır. Franklin, otobiyografisinde “Gazetenin yönetimini ben üstlendikten sonra yöneticilerimize biraz giydirme cüretini gösterdim. Bu ağabeyimin de hoşuna gitti. Ancak başkaları beni, eline karalama ve dalga geçme fırsatı geçmiş genç bir dahi olarak görmeye başladı.” diyerek övünür. Şiirsel bakımdan zayıf, ama dolaysız oluşuyla güçlü, konuşma dilinde, eğlenceli bir yazı tarzı yaratır ve koloni Amerika’sının en ünlü yazarı olur. Bir müddet sonra işini geri almak isteyen ağabeyi ile arası açılır ve New York’u terk edip Philadelphia’ya gider ve orada Keimar isimli bir matbaacının yanında çalışır.
Pennsylvania Gazetesi
Franklin, 1724 Kasım’ında Philadelphia’ya gelişinin üzerinden bir yılı aşkın bir zaman geçtikten sonra Londra’ya giderek devrin en büyük yayınevi olan Palmer’s, sonra da Watt’s için çalışır. Orada okumaya araştırmaya devam eder. Yeni bilgiler edinmek için farklı dostluklar kurmayı da ihmal etmez. Üç yıl sonra geri döndüğünde, toplumda değişiklik oluşturmak ve yaratıcılıklarını ifade etmek isteyen kişilerle Junto adında bir grup kurar. Genç erkeklerin sosyalleşme ve kendini geliştirmesini sağlayan grubun okuduğu kitapların sayısı yeterli olmayınca, çeşitli türlerden kitaplar toplanmasını sağlar. Bu, Amerika’daki ilk abonelik sitemine dayalı kütüphanenin oluşmasını sağlar. Franklin, 1731 yılında da Philadelphia Kütüphane Company’nin tüzüğünü yazar ve böylelikle ilk Amerika Kütüphanesi ortaya çıkar. Benjamin Franklin, yayıncılığa devam eder ve 1729’dan 1765’e kadar yayında kalan Pennsylvania Gazetesi’ni ve 1732’den 1758’e kadar devam eden Poor Richard’s Almanack adlı almanağı yayımlar.
Poor Richard’s Almanack, 1733
Franklin, 1736’dan beri Pennsylvania Meclisi’nde katip olarak çalışır, ama bu iş onu sıkar. Tartışmalara katılamadığı için kendi hazırladığı sihirli kareleriyle oyalanır. 1751’de Philadelphialı üyelerden biri ölünce yerine Franklin seçilir. Franklin’in Pennsylvania Yürütme Konseyi başkanlığından emekli olmasına kadar neredeyse otuz yedi yıl sürecek siyasi kariyeri işte böyle başlar. Sade bir vatandaş olarak, kütüphane, itfaiye ve polis devriyesi gibi çeşitli kamu projeleri önermişti. Şimdi Meclis üyesi olarak daha fazlasını yapabilir, kendi deyişiyle “Önemli bir faydalı proje adamı” olabilirdi.
Benjamin Wilson, Portrait of Deborah Read, 1758-59
1730’da ev sahibinin kızı Deborah Read’le evlenir. Sarah adında bir kızı ve 4 yaşında çiçek hastalığından yaşamını kaybedecek olan Francis adlı oğlu dünyaya gelir. Franklin otobiyografisinde eşinden şöyle bahseder: “Çalışkanlığı ve tutumluluğu benim kadar seven bir karım olduğu için şanslıydım.” Hayatının sonuna doğru yazdığı bir mektupta ise karısına daha da fazla övgü yağdırır: “Tutumluluk insanı zenginleştiren bir meziyettir. Ben bu meziyete sahip değildim. Ama karım öyle olduğu için şanslıydım ki bu da benim için servet demekti.” Franklin için bu gerçek aşkın yerine geçmekteydi.
Ancak yeni evlendiklerinde önlerinde büyük bir pürüz vardı. Franklin o günlerde gayrimeşru bir çocuk sahibi olur ve William adlı bu çocuğun velayetini üzerine alır. Gayrimeşru oğlu William’a yıllar sonra yazdığı ve bir mektup olarak başlayan otobiyografisinde şöyle yazar: “Bu arada gençliğin dizginlenemeyen arzuları beni, biraz para karşılığında önüme çıkan düşük kadınlarla sık sık ilişkiye girmeye itti. Bu büyük bir ayıptı.” Söz ettiği düşük kadınlarla düşüp kalkarak işlediği büyük ayıp muhtemelen buydu.
Joseph Siffred Duplessis, Portrait of Benjamin Franklin, 1785
Franklin, 1743 yazında Boston’a yaptığı bir ziyaret sırasında bir akşam Dr. Archibald Spencer adlı İskoçyalı bir gezgin bilimsel gösteri ustasını izler. Spencer, şova kaçan şaşırtıcı gösteriler konusunda uzmandı. Bir cam boruyu sürterek statik elektrik üretmek ve ipek şeritle tavana asılan bir çocuğun ayaklarından kıvılcımlar çıkartmak gibi elektrik oyunları yapar. Franklin sonradan bu olayı anlatırken “Bunlar benim için yepyeni şeylerdi, beni hem şaşırttılar hem de eğlendirdiler.” der.
Franklin, 1749 Kasım’ında deneylerini kaydettiği günlüğe, elektrik kıvılcımlarıyla yıldırım arasında şaşırtıcı benzerlikler bulunduğuna dair bir not düşer. On iki benzerlik sıralar, bazıları şunlardı: “Saçtıkları ışıklar, ışıkların rengi, ışıkların çarpık şekli, ani hareket, metallerle iletilmeleri, patlama sırasındaki ses veya çatırtı, hayvanları öldürmeleri, kükürte benzer koku.”
Daha önemlisi, yıldırımla ilgili bu tahminleriyle, sivri uçlu metallerin elektrik yükünü çektiğini gösteren önceki deneyleri arasında bağlantı kurar: “Sivri uç elektrik akımını çekiyor. Yıldırımda da aynı özelliğin bulunup bulunmadığını bilmiyoruz. Ama karşılaştırma sırasında bulduğumuz benzerliklere bakılırsa, bu konuda da aynı tepkiyi göstermeleri mümkün değil mi?” Sonra da buna yüreklendirici bir çağrı ekler: “Deney başlasın.”
Benjamin West, Benjamin Franklin Drawing Electricity From The Sky, 1816
Franklin, 1746’dan sonra yoğun uğraşları arasında elektrikle ilgili deneylerde yapmaya başlar. 1752 yılında fırtınalı bir havada ünlü uçurtma deneyini yapar. Yüklü bulutlardaki statik elektriğin bir kısmı uçurtmanın ıslak ipliğinden aşağı inip ucuna bağlı olan anahtarda kıvılcımlar oluşturur, aynı yöntemle bir Leyden şişesini de yüklemeyi başarır. Franklin bu deneyin ne kadar tehlikeli olduğunu bilmez, bu sebeple çok şanslı bir insandı. Zira aynı deneyi kendisinden sonra tekrarlayan Richman adlı bir Rus bilim adamı elektriğe çarpılarak ölür. Leyden şişeleri ile yaptığı deneyler de atmosferde hem (+) hem de (-) yüklü bulutların varolduğunu da kanıtlar.
Leyden şişesi, 18. yüzyılın en gözde buluşlarından biri olan Leyden şişesinin mucidi Alman Deneycisi E.G. Von Kleist olmakla beraber, aynı buluşu bir yıl sonra, 1746 yılında Kleist’dan bağımsız olarak Leyden (Hollanda) Üniversitesi profesörlerinden Pieter Von Musschenbroek’un da yapması ile buluş tarihe Leyden şişesi olarak geçmiştir. İçine metal bir çubuk batırılmış, yarısına kadar su veya cıva gibi bir sıvı ile dolu bir cam şişeden oluşmaktadır ve elektriğin depolanarak çeşitli deneylerde bir kaynak olarak kullanılabilmesini sağlar.
Bilim tarihçileri arasında bile Franklin’in ünlü uçurtması konusunda bazı soru işaretleri bulunmaktadır. Görünüşe göre bu deneyin, Fransa’daki testlerin bilgisinin kendisine ulaşmasından birkaç hafta önce, 1752 Haziran’ında gerçekleştirilmesine karşın, Franklin bunu aylarca gizli tutmuştu. O yaz Collinson’a yazdığı mektuplarda bundan söz etmemiş ve görünüşe göre o zamanlar Philadelphia’da elektrik üzerine dersler veren dostu Ebenezer Kinnersley’e de söylememişti. Hatta Fransa’daki başarının muhtemelen Temmuz sonlarında veya Ağustos’ta kendisine ulaşmasından sonra bile kimseye uçurtma deneyinden söz etmemişti. Pennsylvania Gazette 27 Ağustos 1752’de Fransa’daki deneylerden söz eden mektubu yayımlamış, ancak Franklin ve oğlunun da bu sonuçları çoktan doğruladığından bahsetmemişti.
Franklin’in deneyini açıklamakta gecikmesi, bazı tarihçilerin deneyin o yaz gerçekten yapılıp yapılmadığı konusunda kuşku duymasına yol açmıştı. Bernard Cohen, mektuplar, raporlar ve o yaz Philadelphia’ya yıldırım çubukları dikildiği gerçeğinden yola çıkar kırk sayfalık bir analizden sonra, Franklin’in uçurtma deneyini, Fransa’daki deneylerden haberdar olmadan önce tasarlayıp gerçekleştirdiğinden kuşku duymak için bir neden olmadığı sonucuna varır. “Rahatlıkla söyleyebiliriz ki, Franklin uçurtma deneyini 1752 Haziran’ında gerçekleştirmiştir ve ilk yıldırım çubukları bundan kısa bir süre sonra, yani Haziran sonlarıyla Temmuz başlarında Philadelphia’da kullanılmıştır.” diye ekler.
Yaptığı deneyle elektrik yükünün sürtünme ile yaratılmadığı, fakat sürtünme sırasında bir cisimden diğerine aktığı çıkarımı, Franklin’i elektrik yükünün korunumu yasasına götürür. Elektrik akışkanının bir cisimden diğerine akışı sırasında toplam elektrik yükünün değişmediğini ve bir cismin kazandığı elektrik yük miktarının diğerinin kaybettiği miktara eşit olduğunu savunmuştur.
Franklin’in deneyleri sayesinde elektriğin kullanımında oldukça yol katedilir. Elektriksel birçok kavramı, batarya, şarj, kondansatör, iletken, elektrik yüklerini (+) pozitif ve (-) negatif olarak adlandıran, bobin gibi kavramları ilk kez kullanan Franklin’dir. Elektrik çalışmaları sayesinde elektriğin depolanabileceği ve bir yerden bir yere nakledilebileceğini ortaya koyar. Franklin sayesinde bugünün kullanılan birçok elektrikli aletlerin temelleri atılır.
Elektrik olgusunu anlamaya yönelik bu önemli katkılardan çok, Franklin’in asıl bilimsel şöhreti aydınlatma üzerine olan teorilerden ve aydınlatma çubuğu üzerine çalışmalarından kaynaklanmaktadır. Aydınlatma ve aydınlatma çubuğu üzerine olan makaleleri 1750’de İngiltere’de yayınlanır ve iki sene sonra Fransa’da başarıyla uygulanır.
George Lundeen, Benjamin Franklin Statue
Franklin, 1736 yılında ABD’deki ilk gönüllü İtfaiye örgütü olan Birlik Yangın Şirketi’ni kurar. 1743 yılında ABD’de ilk bilim kurulu olan Amerikan Felsefe Derneği’ni organize eder. 1751 yılında Pennsylvania hastanesini ve 1752 yılında yangına karşı sigorta yapan kuruluşa öncülük eder.
Yer hareketleri, metalürji, okyanus akımları, denizcilik, yapay gübre gibi birçok değişik konuda bilimsel çalışmalar yapan Franklin, atmosfer ve hava akımları konularında da çalışır, baca içindeki duman hareketlerini çözümleyerek yeni bir tip soba icat eder. Posta müdürü olarak görev yaparken, kilometre sayacını icat eder. Aracın tekerleğine takılması ile çalışan sayaç kat edilen yolun mesafesini hesaplar.
Denizcilik Gözlemler Felsefi Derneği tarafından 1786 yılında yayınlanan eserde Franklin’e ait deniz çapası, katamaran tekneleri, su geçirmez bölmeleri, gemi yıldırım çubukları gibi fikirler yer alır.
1730 ve 1740’larda, nüfus artışı ile ilgili çalışmalar yapan Franklin’in “Observations concerning the Increase of Mankind, Peopling of Countries” adlı çalışması birçok bilim adamına örnek olur.
Anne-Rosalie Bocquet Filleul, Portrait of Benjamin Franklin, 1778-79
Franklin, yayıncılıktan ayrılmasından sonra, 1950 yılında Pennsylvania Meclis temsilcisi olarak göreve başlar. Temsilcilikten sonra İngiliz Amerikan Postası’nın Genel Müdürü olunca, birçok düzenlemelerde bulunur. 1757’de Kuzey Amerika Sömürgeler İsyanı’nda, sömürgelerin şikayetlerini Londra’ya iletmekle görevlendirilir. Sömürgeciliğe karşı çalışmalar yaparak ve 1766 yılında Damga Yasası’nın yürürlükten kaldırılmasını destekler. Bu dönemden sonra uluslararası alanda önemli bir diplomat olur.
Benjamin Franklin Mezarı
1785’te Philadelphia Sözleşmesi’ne delege olarak seçilen Franklin, 1787’de Pennsylvania Valisi olarak görev yapar, ancak 17 Nisan 1790’da 84 yaşında yaşama veda eder. Benjamin Franklin, bu başarılarına rağmen orta sınıfın erdem ve değerlerine bağlı kalır, işinin-gücünün başındaki sıradan insanın bilgeliğine inanır, hayatı boyunca kendisini “Matbaacı B. Franklin” olarak tanıtır.
Franklin 1728 ‘de, genç ve deneyimsiz bir matbaacı iken, kendisi için ya da en azından kendi kendini eğlendirmek için, alaycı bakışını yansıtan bir mezar kitabesi hazırlar:
Matbaacı B. Franklin
Yıpranmış,
yazıları ve yaldızları solmuş,
eski bir kitabın kapağına benzeyen
bedeni, kurtlara yem olarak
burada yatıyor.
Fakat kitap yok olmaz:
(İnancı öyle ki) bir kez daha çıkacak ortaya,
Yazar tarafından gözden geçirilip düzeltilmiş,
Yeni ve daha zarif bir baskıda.
Fakat ölümünden kısa bir süre önce mezarına karısıyla da paylaşabileceği daha basit bir kitabe yazılmasını tembih eder. Mezar taşının, yüz seksen santim yükseklikte, yüz yirmi santim genişlikte olmasını, üst kenarına sadece küçük bir bordür işlenmesini ve üzerine Benjamin ve Deborah Franklin yazılmasını ister.
Kaynak
Benjamin Franklin: An American Life, Paratonerin İcadı, Elektromanyetizmanın Öyküsü, Elektrik Serüveni, Tarih Boyunca Elektriğin Öncüleri