Çağdaş sanatın sergileme geleneği olan bienal kelimesi ilk olarak Venedik’te 1895 yılında kullanılmıştır ve ilk kullanımı plastik sanatlar üzerine olsa da zamanla uluslararası sergi etkinliği anlamı taşımaya başlamıştır.
Sözlük anlamı olarak iki yılda bir yapılan etkinlik anlamına gelmektedir. Günümüzde bienaller, en geniş sanatsal etkinlikler olarak karşımıza çıkar ve dünyada küreselleşmeye bağlı olarak ekonomik anlamda bir değer unsuru olurken, kentlerin ben buradayım mesajının görkemli bir biçimde dünyaya sunulduğu ortamlar da olmaktadır.
Adel Abdessemed, Mon Enfant, 2014
Gözde İlkin , Muamma, 2014
Bienal için birçok farklı tanım yapılmıştır. Genel olarak bu tanımlar öznel değerlendirmeler ile yapılırken, düzenlendiği bölgeye göre karakteristik tanımlamalara da sahip olmuşlardır. Documenta, bienal ismini içermeyen fakat bienal türünde yapılan, bienallerden farklı olarak beş yılda bir düzenlenen bir etkinliktir.
Njideka Akunyili Crosby, Nyado: The Thing Around Her Neck, 2011
Erkan Özgen , First Untitled, 2012
Bir bienalin pek çok farklı teması olabilir. Çünkü her bienal taşıdığı yerel karakterin yanında, bir önceki organizasyondan farklı temaya sahiptir. Her bir tema farklı birer renge benzetilirse, bienaller modern sanatın yıllar içerisindeki gökkuşağı olarak nitelendirilebilirler. Bu gökkuşağındaki her renk, değişim, farklılık, anlayış, zenginlik, düşünceler ve paylaşım gibi birçok kavramı sanatçıların gözüyle sanatseverler ile paylaşır. Dünyada birçok kentte düzenlenen bienaller amaçlarını tanımlarken değişime, farklılığa ve kültürel iletişime yer veren cümleler kullanmaktadır.
Latifa Echakhch, La Dépossession, 2014
Ali Taptık, Nothing Surprising, 2009
Uluslararası organizasyonlar olan bienaller, iki yılda bir düzenlendikleri için bu süreyi kapsayan aralıksız bir hazırlık sürecine sahiptirler. Bu süreçleri yöneten kişilere küratör denilmektedir. Küratörler, eserleri ile sanata yön verebilecek fark yaratan genç sanatçıları seçme, sergilerin açılacağı mekanları ve bienalin temasını belirleme gibi görevlere sahiptirler. Küratörü kısaca bu süreci yöneten kişi olarak tanımlayabiliriz. Küratörler, belirlenen temayı kamuoyuna duyurmak için bir kavramsal çerçeve metni yayınlarlar.
Klara Lidén, Lampen, 2014
Volkan Aslan, Sevgili İstanbul
Bienallerin dev organizasyonlar olduğu ve dev bir organizasyonun turistik faaliyetleri de beraberinde getirdiği konaklama, yeme-içme, seyahat gibi turistik kavramlar ile iç içe girdiği söylenebilir.
Alper Aydın, Organik Kusurlar, 2015
Bienallerde görsel ve işitsel sanatlar yoğun biçimde kullanılır. Bir bienali sadece kavramsal çerçeve metinleri ile değerlendirmek yanlıştır. Çünkü bienaller hem genç sanatçıların, hem de tecrübeli ve ünlü birçok sanatçının bir arada bulunduğu sergilerden oluşur.
Dan Stockholm, King of Kings, 2102
Tuğçe Tuna, Displacement RemDans
Dünyada bilinen ilk bienal 1895 yılında gerçekleşen Venedik Bienali’dir. Venedik Bienali düzenlendiği dönemde çağdaş sanatta yenilikçi bir atılım sunmuştur. Sunulan yenilikçi akım daha sonra birçok kent için örnek temsil etmiştir.
Rayyane Tabet, Architecture Lesson, 2012
Alejandro Almanza Pereda, Spare The Rod, Spoil The Child, 2011
Türkiye’de bienal ortamına geçiş Ankara Uluslararası Asya-Avrupa Sanat Bienalleri (1986 – 1992) ile başlamıştır. Türkiye’de ilk bienal etkinliği düzenleme girişimi ilk olarak, Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü tarafından başlatılmıştır. Etkinlik için aralarında sanatçıların, Bakanlık ve Güzel Sanatlar Müdürlüğü görevlilerinin de bulunduğu bir danışma kurulu oluşturulmuş, bu kurul çağrılacak sanatçıların seçimi konusunda diğer ülkelerin Kültür Bakanlıkları ile iletişim kurarak eser ve sanatçıların belirlenmesinde öncülük yapmıştır. Devlet Resim ve Heykel Müzesi’nde yapılan bu bienaller, daha sonraları Türkiye’nin ikinci bienal etkinliği olan İstanbul Bienallerine de temel teşkil etmiştir.
Candeğer Fürtun , Portre, 1980
Kemang Wa Lehulere, Cosmic Interluded Orbit, 2016
İlki 1987 yılında düzenlenen İstanbul Bienali, Suzan Kendzulak’a göre dünyanın organizasyon açısından en büyük ilk on beş bienali arasında gösterilmektedir. İstanbul Bienali, İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı tarafından iki yılda bir düzenlenmektedir. Türkiye sınırları içerisinde düzenlenen en geniş çaplı sergi olma özelliğini taşıyan İstanbul Bienali, birçok sanatçının uluslararası sergilere davet edilmesinde ve uluslararası arenada tanınmasında etkin bir rol oynamaktadır. Sanatçılar için oynadığı bu rolün dışında etkinlik boyunca düzenlenen panel, atölye çalışmaları ve konferanslar sayesinde de eğitici bir rol üstlenmektedir.
Fred Wilson, Love and Loss In The Milky Way, 2005
Kaynak
Çağdaş Sanat Etkinlikleri ve Türkiye Turizmi Bağlamında 13. İstanbul Bienali İncelemesi, Türkiye’de Geleneksel Sanatın Dönüşümü ve İstanbul Bienalleri