Menu

Coco Chanel Kimdir? Hayatı ve Tasarımları Nelerdir?



“Coco” lakaplı Gabrielle Chanel, yirminci yüzyılın en önemli moda tasarımcıları arasında yer alıyor. Moda tarihinin miladı olacak gelişmelerin yaşandığı 1900’lü yıllarda onu bu kadar belirgin şekilde öne çıkaran birçok unsur var şüphesiz. Chanel, modadan ziyade kadınlara vazgeçemeyecekleri bir stil yarattı. “Moda geçer, stil kalır” derken sanki makası eline alışının üzerinden geçen 100 yılın sonrasını da görmüş gibiydi. Moda geldi, geçti ama Chanel’in yarattığı stil dün olduğu gibi bugün de varlığını sürdürdü.

Coco Chanel, 1889

Coco Chanel, 1889

19 Ağustos 1883 yılında dünya gelen Gabrielle Bonheur Chanel, namı diğer Coco Chanel, Fransa’nın batısında, üzüm bağları ile çevrili, Loire Nehri’nin yakınlarındaki ufak bir kasaba olan Samour’da doğdu. 1800’lü yılların Avrupa’sındaki çoğu orta sınıf kadın gibi çamaşır yıkayarak geçimini sağlayan 20 yaşındaki Eugénie Jeanne Devolle ile sokaklarda iş elbiseleri ve iç çamaşırı satan 28 yaşındaki Albert Chanel!in ikinci çocuklarıydı. Çiftin ilk kızları Julia doğalı daha bir sene bile olmamışken ikinci kez ebeveynlik deneyimini yaşıyorlardı, üstelik evli değillerdi. Sonraki yıllarda her ne kadar sildirme girişiminde bulunsa da resmi kayıtlar, Chanel’in 1883 yılında düşkünlerevinde doğduğunu belgeliyordu. Sisters of Providence olarak bilinen ve rahibeler tarafından yönetilen, yoksul insanların ihtiyaçlarının karşılandığı bir yurttu Chanel’in doğduğu yer. İlerleyen zamanlarda bu gerçeği inkar etmek için kaçamak cevaplar verecek ya da ailesinin seyahatte olduğu sırada, trende doğduğunu anlatacaktı. 1883 yılı doğumlu olmasını korkunç bir gerçek olarak görüyordu; yıllarca inkâr etti. Doğum yılı, Chanel’in isteğine, hatta keyfine göre değişiyordu söylemlerinde.

Chanel 1910

Coco Chanel, 1910

Maddi zorluklar yaşamalarına rağmen Chanel, bu fakirliği her zaman inkar edecek ve zengin bir ailenin kızı olduğunu söyleyecekti gelecek yıllarda. Babası Albert’de düşkünler evinde dünyaya gelmişti, bir işportacının oğluydu ve babasının mesleğini sürdürüyordu. Chanel doğduğu sırada babası ortalıkta görünmüyordu, sanki yok olmuştu. Ara sıra ortaya çıkıyor, Jeanne’i görmeye geliyor fakat onunla evlenmeyi reddediyordu. 1884 yılında, Chanel on beş aylıkken çift nihayet evlenir. Değişen bir şey yoktur; babası yine kaçmaya devam eder. 1885 yılında Alphonse, 1887’de Antoinette, 1889’da Lucien ve 1891’de Augustin dünyaya gelir. Fakat Augustin, henüz altı aylıkken ölür.

Anne Jeanne, Paris’ten Toulouse’a giden ana hat üzerinde, Brive-la-Gaillarde demiryolu kasabasında çocuklarıyla birlikte yaşamını sürdürmeye çalışır. Yaşadığı sık hamilelikler, zatürree ve yoksulluk şartları onu yavaş yavaş ölüme götürür. Şubat 1895’de Chanel 11 yaşına geldiğinde, 32 yaşında olan annesi tüberküloz nedeniyle hayatını kaybeder. Chanel, küçücük yaşta kaybettiği annesini hayatı boyunca silik bir siluet olarak hatırlayacaktı. Babası oğullarını çiftlik işçiliğine yollar, kızları Chanel, Julia ve Antoinette’i ise yetimhaneye bırakır. Bırakıldığı yetimhane Nouvelle-Aguitaine bölgesinde Aubazine Manastırı’ydı.

Coco Chanel 1

Chanel yaşamı boyunca asla yetimhaneye bırakıldığını kabul etmedi, bu kelimeyi kullanmadı bile. Hayat hikayesini anlatırken annesi öldüğünde babasının Amerika’ya gittiğini, kız kardeşlerinin rahibe okuluna, kendisinin ise teyzelerinin yanına bırakıldığını söyledi. Zengin bir ailenin çocuğu olduğuna neredeyse kendini bile inandırmıştı.  Teyzeleri ile ilgili hikayeleriyle çocukluk yıllarını süsledi, bu şekilde bilinmesini istedi. Teyzelerinin ona hiç şefkat göstermediğini anlattı. Babasının, teyzelerinin yanına onu birkaç kez ziyarete geldiğini söylerken, onun bu durumunu haklı çıkarmak için hikayelerini besledi. Bu hikayelerde babası gencecik yaşında, dört çocuk ile dul kalmış bir adamdı. Üstelik çocuklarına iyi şekilde bakılıyordu. Fakat işin aslı yetimhanede geçen uzun yıllar, parçalanmış bir aile ve bir kez olsun çocuklarını görme girişiminde bulunmayan bir babadan, kırık dökük hayallerle süslü küçük kızların ve oğlanların hikayesinden fazlası değildi. Katı kuralları olan yetimhane, sade bir yaşamdan fazlasını sunmadı Chanel’e. Fakat ileriki yıllarda hayatını değiştirmesini sağlayacak bir şey öğrenmişti burada; dikiş dikmeyi.

Chanel kendi şapkalarından biriyle, 1910

Chanel kendi şapkalarından biriyle, 1910

Chanel, 18 yaşına geldiğinde artık altı yıl boyunca kaldığı yetimhaneyi terk etmek zorundaydı. Çocuğu olmayan halası Louise ve eşi Paul’un yanına gider. Chanel’i ve ondan 1 yaş büyük olan halası Adrienne’ı kendi çocukları gibi seviyorlardı.  Burada ikisi de rahibeler tarafından yönetilen Moulins’teki Notre Dame okulunda eğitime başlar.

Okulda pek sevilmez. Eğitim almak için para ödeyen ve pahalı elbiseler giyen diğer gençler, ikinci el ve basit kıyafetler giyinen Chanel’i hor görüyordu. Notre Dame’ın başrahibi, Adrienne ve Chanel için L’horloge Caddesi’nde bir iş bulur. Şehrin zenginlerine cenaze kıyafetleri, gelinlik ve bebek kıyafeti malzemeleri satan bir tuhafiyede terzi ve tezgâhtar olarak çalışacaklardı. Üstelik bu iş onlara kalacak yer de sağlamıştı. Dükkânın çatı katındaki odayı birlikte paylaştılar. Dikiş yapmayı öğrenmekle kalmamış bu işi sevmişti de Chanel. Yeteneği ve işine hâkimiyeti dışarıdan bakıldığında kolayca görülebiliyordu. Hafta sonları için de farklı bir terzide iş buldular. Burada da süvari askerlerinin pantolonlarını dikiyorlardı.

Coco Chanel, Étienne BalsanCoco Chanel, Étienne Balsan

Çok geçmeden Adrienne ve Chanel çalıştıkları terzide, süvari askerleri tarafından fark edilmeye başladılar. Süvari askerleri onları sık sık akşamları Moulins’teki küçük bir parkın içinde yer alan, yerli halk için konserler düzenlenen La Rotonde isimli kabareye davet ediyordu. Kabare, 15. yüzyılın sonlarında Paris’te ortaya çıkan bir eğlence mekanıydı. Fransız kültürüyle özdeşleşmiş bu eğlencede masalarında oturup yemeklerini yiyen ve içkilerini içen seyirciler, dans ve müzik gösterilerini seyrediyordu. İnsanların bir arada eğlenceye katılması, sahnedeki şarkılar ve danslar Chanel’i büyülemişti adeta. Artık akşamları da kabarelerde şarkıcılık yapmaya başlar Chanel; Coco ismi de bu dönemde söylediği “Ko Ko Ri Ko” ve “Qui qu’a vu Coco”adlı şarkılar nedeniyle izleyicileri tarafından takılır.

1906 yılında 23 yaşında, sahneye çıktığı bir akşam genç bir Fransız subayı ve zengin tekstil varisi olan Étienne Balsan ile tanışır. Sonraki üç yıl boyunca, binicilik  ve av hayatıyla tanınan Compiègne yakınlarındaki Royallieu şatosunda onunla yaşar. Bu beraberlik sayesinde lüksü ve zarafeti öğrenir, Paris sosyetesi ile tanışır.

Coco Chanel, Artur (Boy) Capel

Coco Chanel, Artur (Boy) Capel

Arthur Edward “Boy” Capel, İngiliz polo takımı oyuncusuydu ve Étienne Balsan’ın arkadaşıydı. Chanel’i görür görmez aşık olur. Chanel ile ilişkisi görünüşe göre 1909’da Etienne Balsan’ın ile Chanel’in beraberliği sürerken başlar. Capel genç kızı edebiyatla tanıştırır. Coco Chanel’in ilk mağazasını finanse eden de odur. Sahip olduğu stil ile özellikle blazerleri, Chanel tarzının oluşumuna büyük katkısı olan Capel, onun için bir ilham kaynağı olur. Ancak Chanel’a asla sadık kalmaz. İlişkileri dokuz yıl sürer; hatta Capel evlendikten sonra bile 1919 sonlarında ölümüne kadar devam eder. Capel 1919’da bir trafik kazasında ölür.

1910’da Chanel, sevgilisi Capel’in desteği ile açtığı ilk dükkan; yetimhane yıllarından beri çok beğenilen şapkalarını yapıp sattığı bir dükkândı. Burada yaptığı şapkalar Parisli kadınların kullandığı türden süslü püslü abartılmış modellerden hayli farklıydı. Genellikle sade, hatta köylü kadınlarının pazara ya da kiliseye giderken taktıkları türdendi. Dükkânında alternatif bir giyim tarzı sunar, çalışan insanlarla bir arada bulunarak onların iş kıyafetlerinden etkilenir; böylece denizci ceketleri, süveterler ve dümdüz etekler tasarlar. Onun bu sadelik anlayışı daha sonra yaratacağı giysilerin de ana fikrini oluşturur.

Chanel, ilk dükkanının önünde, 1910

Chanel, ilk dükkanının önünde, 1910

Bir kaç sene içinde ilk elbiselerini üreterek Deauville ve Biarritz’de butikler açacak kadar başarı elde eder. Birinci Dünya Savaşı sırasında eşlerini askere göndermiş, özgürlük arayışı içinde olan kadınları korselerden kurtarıp farklı kıyafetler tasarlar. 1916’da “haute couture” butiğini açar, 1917’e gelindiğinde o kadar ünlüydü ki, yanında 300’den fazla terzi çalıştırıyordu. 1919’da Paris’te Chanel moda evini açar. Savaş yıllarında kapadığı atölyesini savaş ertesi açtıktan sonra başladığı pret-a-porte (giymeye hazır) sayesinde binlerce kadını giydirdi.

Chanel’in ilk giysileri devrim niteliğindeydi. Oldukça ucuz ve basit materyaller kullanmıştı. Geleneksel ya da spor erkek giysilerinden yola çıkarak tasarlamıştı. En önemlisi de bu giysiler kadına benzersiz hareket özgürlüğü sağlamıştı. Ayrıca Chanel, kostüm mücevherlerinin kullanımını da teşvik etmiştir. Müşterilerini, “hep atmak, hep çıkarmak gerek, hiçbir şey ilave edilmemeli, sadelikten ve bedenlerin özgürlüğünden daha güzel bir şey olabilir mi?” diye uyarırdı. Vogue dergisi onun için “yaptığı işin en iyi yanı, moda tarihine yaptığı büyük katkı, kolay, yaşama uygun giysilerdir.” diye yazar.

Chanel (sağ başta), Igor Stravınsky (sağdan 3.)

Chanel (sağ başta), Igor Stravınsky (sağdan 3.)

1920’li yılların başında Chanel’in hayatına Büyük Aşk filmine de ilham kaynağı olan Rus besteci Igor Stravinsky girer. Stravinsky tüberkülozlu eşi ve dört çocuğuyla Paris’te sürgün hayatı yaşayan bir müzisyendi. Chanel, önce Stravinsky’nin yeteneğine sonra da kendisine âşık olur.

Aslında Mayıs 1913’te Paris’te “Sacre du Printemps” bale prömiyeri sırasında Igor Stravinsky ile tanışır. Bu avangard gösteri ve Igor Stravinsky’nın yaratıcı evreni Chanel’i büyüler. Yedi yıl sonra, 1919’da bir trafik kazasında sevgilisi Boy Capel’in ölümünden sonra ilişkileri başlar. Evli ve 4 çocuğu olan besteci ile ilişkileri kısa ve gizli sürse de çok zengindir. Her iki sanatçı da karşılıklı olarak birbirlerine ilham verir. Chanel, ünlü parfümü Chanel No 5’i bu aşkın ilhamıyla geliştirir. Evli birisiyle ilişki yaşamak istemeyen Chanel, ilişkisini bitirse de Stravinsky’nin kişiliğine ve sanatına hayranlığını sonlandırmaz. Karısından boşanıp kendisiyle evlenmediği için intihar etmeyi bile düşündüğü söylenir.

Chanel Parfüm

Chanel, 1920 yılında Cote d’Azzure da, bir arkadaşı ile café de otururken; arkadaşı biyolog olan bir arkadaşı Mösyö Beaux’i selamlıyor. Coco bunu bir fırsata dönüştürüyor ve Mösyö Beaux’nin laboratuvarını ziyarete gidiyor. Parfüm konusunda ilgili olduğunu ve onun kendisi için devrim niteliğinde bir koku hazırlamasını istiyor. Mösyö Beaux kendisine sentetik kokuların kullanıldığı bir parfüm çalışmasından bahsediyor.

İki ay sonra Mösyö Beaux, Paris’e ürünleri ile birlikte geliyor. Yaptığı her ürüne bir numara veriyor. Coco Chanel ile yaptığı toplantıda her ürünü koklamasını ve beğendiği numaraları işaretlemesini söylüyor. 24 numaraya kadar olan ürünleri tek tek koklayıp, en sonunda kararını veriyor. “No 5. ve No 22. “onaylıyor. Kokuyu seçtikten sonra işin ambalajlanması kısmına geliyor sıra, Café de otururken Pablo Picasso ve George Braque’un yarattığı kübist akımların tarzında yazılmış yazı dikkatini çekiyor. Parfümünün tasarımı için bir heykeltıraş ile çalışmaya karar veriyor ve arkadaşı Misia sayesinde tanıyacağı genç bir sanatçı oluyor. Genç sanatçı onun için inanılmaz yalınlıkta köşeleri yuvarlatılmış, saydam bir dikdörtgen prizması şişe tasarlıyor. Son iş olarak parfümün adını koymaya geliyor. Mösyö Beaux’e ona çağdaş şairlere başvurabileceği konusunda fikir verse de Coco “Adı Chanel No. 5 olacak” diyor. Mösyö Beaux, bunun ilk defa yapılan bir şey olduğunu söyleyip kararından vazgeçirmeye çalışsa da başarılı olamıyor.

Chanel, Dmitri PavlovichChanel, Dmitri Pavlovich

Rusya’nın Büyük Dükü Dmitri Pavlovich, bir Rus İmparatorluk Majesteleri ve Rus Devrimi’nden sonra Bolşevikler tarafından öldürülmekten kaçan birkaç Romanov’dan biriydi. Paris’te yaşarken Coco Chanel ile tanışır ve onun sevgililerinden biri olur. O sırada sevgilisi olan opera sanatçısı Marthe Davelli sayesinde Chanel ile tanışır. 1921’de başlayan ilişkileri yaklaşık bir yıl sürer. Ona Rus kültürü ve Coco Chanel’in modasında bulabileceğimiz referanslar hakkında ilham verdiği; Cuir de Russie kokusunun da bu aşkın eseri olduğu söylenir.

Chanel Parfüm 2

Bir ailenin içine doğarsın ama ona ait değilsindir. Aile kavramını sevmiyorum ve aileden daha korkunç bir şey düşünemiyorum.” diyen Coco Chanel, neredeyse hiçbir zaman “aile” kavramını doyasıya yaşayamadı. Çocuk kalbinde açılan yaraları idrak edecek kadar büyüdüğünde; sert, otoriter, kimilerine göre huysuz, hatta kalpsiz bir kadın yetiştirmişti kendinden. Güçlü görünmeye çalışan tüm kırık kalpli insanlar gibi çevresine geniş duvarlar ördü. Erkeklere asla güvenmedi. Parayı bedeniyle kazanıp, bağımsızlığını korumak için kullanırdı. Güçlü ve ona yardım edebilecek sevgililer seçti.

Chanel, 1928

 Chanel, 1928

1920’lere damgasını vuran etkisi ile dönemin kadınlarına ilham olmuş Chanel, İngiliz erkek giyiminden etkilenmiştir. Coco Chanel, geleneğin detaylı görünümünden sıyrılarak; basit, kolay giyilen, sportif ve rahat tasarımları ile öne çıkmıştır. Chanel, tasarımlarını örme ile üretmeyi tercih ederek o güne kadar sadece iç çamaşır ve çoraplarda kullanılan bu üretim yöntemine farklı bir bakış açısı kazandırmıştır. Chanel’in örgü palto ve takımları, aktif ve modern kadınlar için vazgeçilmez olmuştur.

Bir gün ata binerken uzun, kabarık elbisesini sinirlenerek ortadan ikiye keser ve böylece ilk kez kadınların pantolon giymesi fikrini ortaya atar. Yaşadığı dönemde yalnızca hayat kadınlarına özgü olan kırmızı ruj sürer. Coco Chanel tekstil endüstrisinde de bir devrim yaratır, erkek iç çamaşırı yapımında kullanılan ancak onların çok kaşındırıcı bulduğu ve hak ettiği değeri göremeyen jarse kumaşı alıp, kadın giyiminde kullanır. Chanel jarseyi kullanmakla vücudu özgür kıldığını ve yeni bir görüntü yakaladığını söyleyecektir. Böylelikle Birinci Dünya Savaşından sonra kadın bağımsızlık hareketi’nin en güçlü figürü olur.

Coco Chanel  tasarımlarından birisiyle

Coco Chanel tasarımlarından birisiyle, beli büzgülü, astragan klapaları ve manşetleri olan üç çeyrek kaban ve önde büyük broşlu uyumlu astragan şapka.

Pierre Reverdy, eserleri zamanın kışkırtıcı sanat akımları olan Sürrealizm, Dadaizm ve Kübizm’den ilham alan ve ardından onları etkilemeye başlayan bir Fransız şairdi. Reverdy’nin en kalıcı ve derin ilişkilerinden biri Coco Chanel ile oldu. Romantik ilişkilerinin yoğun dönemi 1921-1926 arasında sürdü. Ancak beraberlikleri bitse de, aralarındaki derin bir bağlılık, kırk yıl sürecek büyük bir dostluğa dönüşür.

Pierre Reverdy'nin Chanel'e yazdığı notlar

Pierre Reverdy’nin Chanel’e yazdığı notlar

XX. yüzyıl, Batı toplumunun büyük değişimler yaşadığı bir dönemdir. I. Dünya savaşı öncesine ait moda, XIX. yüzyılın bir devamıdır. I. Dünya Savaşının getirdiği yokluk ve kadınların çalışma yaşamına girmeleri, kadın modasını değiştirmiştir. Paul Poiret’in korsesiz tasarımlarından sonra, 1920’de Chanel’in, triko takımları, diz altında biten etekleri, pantolonu kadın giyimine yerleştirmesi gibi devrim yaratan yenilikleri, kadın modasına yeni bir boyut kazandırmıştır.

1920’lerde giyinmenin en pratik yolu Chanel’in öncülüğünü yapmış olduğu örgü ceketler, kazaklar ve pilili etekler giymek olmuştur. Chanel’in kazakları ve yerden 20–25 cm. yükseklikteki pilili etekleri, içten pilili twit ceketleri çok moda olmuştur. Onun getirdiği yeniliklerin en radikallerinden biri de, inci ve diğer değerli taşların yerine sahte mücevherler yapması olmuştur. Bu takılar kısa zamanda çok popüler olmuştur.

Coco Chanel 2

Kadınlara pantolonu ilk kez o giydirdi. Cenaze törenlerinde giyilen siyahı, matem havasından çıkarıp modanın vazgeçilmezlerinden biri yaptı. Aristokrat İngiliz erkeklerinin giydiği tüvit kumaştan kendi adını taşıyan ve eskimeyen “Chanel Tüvit Ceket’i ” tasarladı. No: 5 parfümü, zincir saplı çantası ve babetleri  ile her zaman için vazgeçilmez oldu.

20’li yılların “küçük siyah elbisesinin” üç şeyden esinlendiği düşünülür. Öncelikle Chanel’in ölümü ve yas duygusuyla tanışma, genç kadınlar için var olan bile yaşlanma düşüncesi ve korkusu ve geleneksel kadınların bile şık görünme arzusu. Sert beyaz yaka ve belirgin manşetlerle erkeksi bir üstünlük havasını kadın giyimde kullandı. Çocukluğundan kalan, sadist rahibe anılarındaki siyahlık ve ciddiyeti de tasarımlarına yumuşatarak taşıdı.

Chanle Twit Ceket

Tarzı ve paleti gündüzleri şık ve sportif, geceleyin rahat, gösterişçi latifliğe ve romantikliğe dayanan Chanel’in İlkleri :

■ Eskiden erkek iç çamaşırlarında kullanılan jarseyi, ilk kez Chanel kadın giyiminde kullandı.
■ Beyaz tenin moda olduğu yıllarda bronzluğun popüler olmasını, yanık tenle davetlere katılan Chanel sağladı.
■  Siyah küçük elbiseyi ilk kez Chanel dikti ve bir arkadaşının cenazesinde giydi.
■ Boyna defalarca dolanan upuzun sahte inci kolyelerin ve imitasyon takıların popüler olmasını sağladı.
■ Tayyörü, pantolonu ve mini eteği kadınlara giydiren ilk o oldu.
■ Bugün giyilen mayolara benzer tasarımları ilk kez o çizdi.
■ Elimizden düşürmediğimiz kapitone çantaların ön tarafına, aşk mektuplarının saklanabileceği gizli bir göz yaptı.
■ Tasarladığı ceketler, farklı markalar tarafından kopyalanıp “Chanel tarzı” denilerek satılıyor.

Westminster Dükü  Hugh Richard Arthur Grosvenor, Coco Chanel, 1924

 Westminster Dükü  Hugh Richard Arthur Grosvenor, Coco Chanel, 1924

Chanel, Britanya’nın en zengin adamı olan Westminster Dükü  Hugh Richard Arthur Grosvenor ile 1925’te Monte Carlo’daki bir partide tanışır. Coco, 1924 baharının sonlarında, o sıradaki sevgilisi Dimitri ile Westminster arasında karar verdiğinde, “Beni en iyi koruyanı seçtim” diyecektir. Westminster Dükü çapkındı ancak sayısız sadakatsizliğinin hepsini kolaylaştıran servetiydi. Chanel için Londra’nın prestijli Mayfair semtinde bir ev satın alır; ilişkileri on yıl sürer. Ancak Chanel işini asla ihmal etmez.

Oyuncu Nora Gregor, The Rules of the Game filminde Chanel Tasarımı

Oyuncu Nora Gregor, The Rules of the Game filminde Chanel tasarımıyla, 1939 |

Chanel, Paris’e döndüğünde Fransız yönetmenlerle farklı şekillerde işbirlikleri yaptı. Marcel Carné, Le Quai des Brumes (1938), Jean Renoir, La Marseillaise (1938), The Human Beast (1938) ve The Rules of the Game (1939) filmlerindeki tüm kadın rolleri için kostüm tasarlar. Bu filmdeki aktrislerden birinin elleri ceplerinde poz vermesi, Gabrielle Chanel’in sevdiği maskülen ve feminen tarzın somut bir ifadesine dönüşür. Filmin vizyona girmesinin ardından savaş ilan edilir. Chanel 1939’da savaş nedeniyle moda evini kapatır. Böylece Chanel’in savaş öncesi sinema ile son sanatsal işbirliği olur.

Coco Chanel Paul Iribe

Paul Iribe, Coco Chanel

Tasarımcı Paul Iribe, sanat dünyasından ve seçkin kişiliklerin kozmopolit bir karışımı olan Parisli, bohem bir grubun parçasıydı. Grubun üyeleri Misia Sert, eşi İspanyol ressam José-Maria Sert, Jean Cocteau ve sevgilisi Fransız aktör Jean Marais, Diaghilev, balet Serge Lifar ve Coco Chanel’di. Duygusal, entrikalarla dolu çapkın bir gruptu. 1931 yılında Chanel ve Paul Iribe arasında başlayan ilişki dramatik bir şekilde son bulur. Iribe, 21 Eylül 1935’te Fransız Rivierası’ndaki villasında, tenis oynarken aniden yere yığılır ve ölür. Chanel ölümüne tanık olduğu sevgilisinin acısını derinden hisseder; uzun bir süre onun için yas tutar.

Coco Chanel Yaşlı

Chanel, Fransa’nın 1940’taki işgali sırasında ülkeden kaçmaz ve işgalci Almanlarla sıkı fıkı ilişkiler kurar. Mağazalarını kapatan 57 yaşındaki Chanel, işgal altındaki Paris’te pek az Fransız’a tanınan bir ayrıcalıktan faydalanarak lüks Ritz otelinde, 44 yaşındaki Alman avukat ve Nazi yetkilisi Baron Hans Günter von Dincklage ile yaşar.

Amerikalı gazeteci ve belgesel yapımcısı Hal Vaughan 2012 yılında yayımladığı Sleeping With The Enemy (Düşmanla Yatmak) adlı kitabında bu ilişkiyi şöyle anlatır: “Chanel mükemmel bir fırsatçıydı. Naziler iktidardaydı, Chanel de iktidara meyletti. Zaten tüm hayatı böyle geçti. Chanel modadan başka bir şeye inanmazdı. Güzel kıyafetlere, kendi işine inanırdı; haklıydı da. Hitler ya da siyaset ya da Nazizm umrunda değildi.”

Vaughan’a göre yakışıklı Alman subayı Baron Hans Günter von Dincklage sanıldığı gibi “playboy sefa adamı” değil, Alman askeri istihbaratı Abwehr’in profesyonel bir üyesiydi. Chanel’in Alman askeri istihbaratı hesabına çalıştığını, Chanel Alman kayıtlarına Ajan F-7124 ve eski bir sevgilisi olan dükün ünvanından esinle “Westminster” kod adıyla girdiğini yazar.

Ancak yazar Vaughan, bağlantılarını kullanarak siyasi istihbarat edinmekle görevlendirilen Chanel’in burada havadan sudan konuşmaların ötesine gidemediğini kabul eder. Vaughan’a göre “O fotoğraf çeken, belge kaçıran bir casus değildi. Bunu asla yapmadı. Bağlantılar kuruyor, işleri kolaylaştırıyordu. İspanya’da herkesi tanıyordu; İngiltere’de herkesi tanıyordu ve Nazilere yardım etti.

Vaughan: “Washington’dan Berlin’e kadar birçok arşive gittim ve araştırmamı destekleyen çok sayıda dosya buldum” dese de Amerika’daki birçok okuyucu ona inanmaz.

Chanel şirketi, kitapta yazılanları reddederek; Von Dincklage’nın bir İngiliz vatandaşı olduğunu ve Coco’yu savaştan önce tanıdığını dile getirir. Devamında, Chanel’in, Rothschild ailesi de dahil olmak üzere Yahudi arkadaşları olduğunu da ilave ederler.

Chanel ve Hans Günter von Dincklage, 1951

Chanel ve Hans Günter von Dincklage, 1951

Savaşın sona ermesiyle Fransa’nın, Alman işgal kuvveti ile işbirliği yapanları cezalandırması söz konusu olunca; İsviçre’ye kaçan Coco Chanel; Vaughan’a göre Winston Churchill’in, başka uzmanlara göre İngiliz kraliyet ailesinin devreye girmesiyle yargılanmaktan kurtulur.

Lozan’da sevgilisiyle dokuz yıl geçiren Chanel, Paris’e geri döner. Bazı Parisliler ondan nefret eder ama İngiliz ve Amerikalı kadınlar onu çok sever. Savaştan sonra modaevini Yahudi bir ortağın yardımıyla yeniden açan Coco Chanel, 1950’lerde moda sahnesine döndükten sonra ise  estetik vizyonu, sinema estetiğinin modern dünyaya mükemmel bir şekilde uyumunu yansıtan tüvit ceketiyle kendini ortaya koyar.

Chanel Tweet Suit, 1954

Chanel Tweet Suit, 1954

5 Şubat 1954 yılında, 70 yaşındayken yeni koleksiyonunu sergileyen Chanel’in defilesini Amerikan Vogue ve Harpers Bazaar dergisinden editörler de izler. Vogue bu koleksiyonu “koketliğin dönüşü” olarak tanıtır.

Tiyatro oyunları ve sinema filmleri için de kostüm tasarlayan Coco Chanel’in yaşamı, 1969 yılında Broadway’de bir müzikale de konu olur. Coco Chanel, 88 yaşında yaşamını yitirdiği 10 Ocak 1971 yılına kadar çalışır. Bir “haute couture” markası olan Chanel, 1978’e kadar hiç hazır giyim koleksiyonu üretmez. 1980’den bu yana dünya çapında 40’tan fazla Chanel butiği açılır. Göz alıcı tasarımlarıyla markanın çizgisini değiştiren ünlü modacı Karl Lagerfeld, Chanel modaevinin baş tasarımcılığını 1982’den, öldüğü 2019 yılına kadar yürütür.

Chanel'in Türk Ordsu için tasarladığı üniforma, 1926

Atatürk’ün Coco Chanel’e tasarlattığı Türk Ordusu üniforması ile bir Türk askeri, 1926 (1930’lu yıllarda Atatürk, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin üniformalarını Coco Chanel’e tasarlattı. Türk ordusu, 1980’lere dek onun imzasını taşıyan üniformalar giyer.)

Kaynak
Coco Chanel, Moda Geçer Stil Kalır- Zeynep Tütüncü Güngör,, Tekstil Tasarım Tarihine Genel Bir Bakışİlham Veren Bir Başarılı Kadın Hikayesi: Coco Chanel’in YaşamXX. Yüzyıl Ve XXI. Yüzyıl Başında Kadın Moda Tasarımında Nostalji AnlayışıThe World Of Vıa/Port, , Giyim Modasında Gerçeküstücü YaklaşımlarBoy Chanel, the ultimate love story by Gabrielle Chanel

 


Facebook Yorumları

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir