İtalya’nın en büyük şairi, Batı Edebiyatı’nın en büyük ustaları arasında sayılan Dante Alighieri (1265 – 1321), bir edebiyat kuramcısı, ahlak felsefecisi ve siyasal düşünürdür. İlahi Komedya adlı manzum eseri de Hristiyanlık öğretisinin ve Dünya Edebiyatı’nın başyapıtlarındandır.
Dante Alighieri, 1265’te Floransa’da doğar. Çok genç yaşlarda şiirle ilgilenmeye başlar. Tatlı Yeni Üslup (Dolce Stil Novo) adını verdiği gençlik şiirlerinde Beatrice’i yüceltir. Çok genç yaşta tanıdığı, aşkını hiçbir zaman söyleyemediği komşularının kızı Beatrice’nin evlenmesi ve ardından genç yaşta ölümü, Dante’nin hayatında yeni bir dönemin başlamasına neden olur.
Esin perisi Beatrice’i şiirlerinde göklere yücelten, meleksi bir yaratık haline getiren Dante, onun görüntüsünü bıkıp usanmadan biçimden biçime sokarak, önce ilk kitabı Yeni Hayat (La Vita Nuova) ile insanların dünyasına, sonra da İlahi Komedya (Divina Commedia) ile Tanrısal dünyaya yansıtır.
Dante Eserleri ve Hayatı isimli yazımızı da okumanızı öneriyoruz.
Portrait of Dante, Sandro Botticelli, 1495
Çağının siyasi olaylarıyla daha yakından ilgilenmeye başlayan ozan, felsefe ve tanrıbilim alanlarında çalışır. Latin ozanlarını, özellikle ustası olarak gördüğü Vergilius’u (M.Ö 70 – M.Ö 19) inceler. Floransa siyasetinde aktif rol üstlenir. Ancak toplumdaki düzensizlik, çatışma hali ve karmaşa, ozanı derinden üzer. Diğer yandan, kilisenin siyasete giderek daha fazla karışması, insanlar arasındaki anlaşmazlıkları arttırmaktadır. Dante, din ve siyasetin birbirinden ayrılması gerektiğini savunan Guelfo partisinin Beyazlar kanadını destekler. Ne var ki Siyahlar kanadının kentte siyasi gücü ele geçirmesiyle birlikte, Dante dahil birçok kişi Floransa’dan sürgüne gönderilir. Böylece Dante’nin yaşamında ızdıraplı, ama bir bakıma da verimli olan sürgün dönemi başlar.
Sürgün yıllarında ozan, birey olarak haksızlığa uğradığı düşüncesinden sıyrılarak, tüm insanlığın yolsuzluk, karmaşa ve anarşi ortamı içinde olduğu bilincine ulaşır. Dante’ye göre Tanrı, dünya ve ahiret işlerini yönetmeleri için insanlara iki adet kılavuz göndermiştir: Bu kişiler Papa ve İmparator’dur. Ancak her ikisi de kendilerine verilen ilahi görevi göz ardı ederek siyasi çekişmelere dalmışlar, insanlığın daha da derin bir çıkmaza sürüklenmesine neden olmuşlardır. Ozan, Tanrı’dan gelecek yardım umudunu hiçbir zaman yitirmez. Bu bağlamda Dante, içinde bulunduğu bozuk düzenden insanlığı haberdar etme görevini Tanrı’nın kendisine atfettiği düşüncesine erişir. Bu ilahi görevle ozan, dünyadaki bozukluğun korkunç sonuçlarını insanlara gösterebilecek bir eser kaleme alacak ve böylece kurtuluş yollarını tüm insanlığa işaret edebilecektir.
Dante, öteki dünyada yaptığı düşsel yolculuğu dile getirdiği İlahi Komedya’yı 1307 – 1321 yılları arasında kaleme alır. Dante’nin Cehennem (Inferno), Araf (Purgatorio) ve Cennet’e (Paradiso) yaptığı hayali yolculuğu anlatan epik şiir İlahi Komedya, 33 kantodan oluşan 3 bölüm ve bir giriş kantosuyla toplam 100 kantodan (14,233 satır) oluşur. Kanto, uzun şiirlerin ayrıldığı bölümlere verilen addır, Türkçe’deki en yakın karşılığı kıta olsa da, İlahi Komedya’nın kantolarında ortalama 142 satır bulunur.
- İlahi Komedya’nın ilk bölümü Cehennem, 34 kanto içerir. Bu kantoların toplam dize sayısı 4720’dir.
- İlahi Komedya’nın ikinci bölümü Araf, 33 kanto içerir. Bu kantoların toplam dize sayısı 4755’tir.
- İlahi Komedya’nın son bölümü Cennet, 33 kanto içerir. Bu kantoların toplam dize sayısı 4758’dir.
Komedya adının kaynağı birden farklı temele dayanır. Her şeyden önce Dante, yüksek üslubundan dolayı trajedi adını tercih etmez. Bu durum, ozanın şiirini en yüksek üslup olan trajedi ile yazmak istemediğinin bir göstergesidir. Dante, eseriyle çok geniş halk kitlelerine ulaşmayı ve onların düzensizlik ve günahlardan sıyrılarak doğru yola erişmelerini sağlamayı amaçlar. Dolayısıyla ona göre şiir, tüm halk kitlelerinin anlayabileceği bir dilde yazılmalıdır. Bu bağlamda yazar, komedyaya yönelir. Bir diğer açıdan bakıldığında cennet bölümüyle son bulan eser, diğer komedi türlerinde olduğu gibi mutlu bir sona işaret etmektedir.
İlahi Komedya’nın orijinal adı Komedya (Commedia) olup, İlahi (Divina) sıfatı ilk defa, metafizik içeriği ve yüceltilen göksel değerleri, güzellikleri, Tanrı’ın insanlara lütufları gibi konuları işlemesi ve uyandırdığı hayranlık dolayısıyla, yazılışından üç asır sonra, 1555 Venedik baskısında kullanılmıştır. 1555 yılından itibaren kitabın tüm baskılarında İlahi Komedya (Divina Commedia) adı yer alır.
İlahi Komedya’nın konusu, Dante’nin kılavuzu Vergilius’un ve ilk aşkı Beatrice’nin yol göstericiliğinde, Cehennem, Araf ve Cennet’e yaptığı yolculuktur. Bu ünlü yapıta göre yeryüzünde mutluluğa ahlaki ve düşünsel erdemler yoluyla ulaşılabilir. İlahi mutluluğa ise inanç, umut, hayırseverlik gibi Hristiyan erdemlerine göre yaşayarak varılabilir.
Yazıldığı dönemin göz önünde bulundurulması, eseri dini ve ahlaki açıdan ayrı ayrı incelemeyi imkansız kılar. Çünkü Dante’nin yaşadığı Ortaçağ’da, Hristiyanlık inancına göre ölümden sonra hayat düşüncesi bireyin dini ahlakının en önemli göstergesi sayılmaktadır. Bu düşünce, bireyin ölümden önceki hayatını günahlardan uzak geçirmesinin yegane kuralıdır. İlahi Komedya’nın geneline hakim olan contrapasso yasası, bu düşüncenin bir ürünü olarak kabul edilmelidir. Contrapasso, kişinin ölümden önceki hayatında işlediği günahlara göre, Cehennem’de cezalandırılma şekline verilen isimdir.
Dante’nin İlahi Komedya’yı kaleme alırken ilham aldığı kaynaklardan biri de, hiç şüphesiz Vergilius’un Aeneis Destanı’dır. Roma İmparatorluğu’nun destanı olarak kabul edilen bu destanın başkahramanı, Truva’nın Yunanlılara karşı savunulmasında önemli rol oynayan Aeneas’tır. Dante’nin, derin bir saygıyla incelediği bu eserden birçok açıdan ilham aldığı doğrudur. Ozan, söz konusu destanın sadece yapısal özelliklerinden değil, aynı zamanda mekan tasvirlerinden, mitolojik unsurlarından ve ölümden sonraki hayatın tasvir edilmesi düşüncesinden büyük ölçüde ilham almıştır.
İlahi Komedya’daki yolculuk sırasında şair uygar olmayan, aklın ve erdemin bulunmadığı dünyayı simgeleyen karanlık ormandan, sonsuz iyiliği simgeleyen Tanrı’nın ülkesine doğru sürekli yükselir. Şairin geçirdiği deneyim, alegorik anlamda kendi ruhsal yaşamının tarihidir. Okur, dinsel bir alegori içinde, yaşanan dönemin trajik durumu üstüne düşünmeye ve çözüm yolları aramaya çağrılır. Dante’ye göre insanlığın tükenmek bilmeyen hırsına, ancak imparatorluk engel olabilir, kilise de başlangıçtaki saf ve yoksul durumuna dönmelidir. İlahi Komedya’nın amacının bu dünyada yaşayanları acılardan kurtarıp mutluluğa eriştirmek olduğu söylenebilir.
Cehennem (Inferno)
1300 yılında 7 Nisan’ı 8 Nisan’a bağlayan Cuma gecesi Dante 35 yaşındadır. Dante, bunu “Yaşam yolumuzun yarısında (Nel mezzo del cammin di nostra vita)” dizesiyle dile getirir (Cahit Sıtkı Tarancı’nın 35 Yaş Şiiri’nde “Yaş otuz beş yolun yarısı eder. Dante gibi ortasındayız ömrün…” dizeleri de buna bir göndermedir).
Dante, karanlık bir ormanda yolunu şaşırmıştır. Uykulu bir halde olduğundan buraya ne şekilde geldiğini kestiremez. Sabaha karşı bir tepeye doğru, aydınlığa erişmek için ilerlerken karşısına bir pars, bir aslan ve bir dişi kurt çıkar. Onlardan kurtulmak için geri döneceği anda, birden şair Vergilius ile karşılaşır. Şairi gönderen, Dante’nin genç yaşta ölmüş ilk sevgilisi Beatrice’dir. Günahkar Dante hakkında Arş-ı Ala’da (göğün 10. ve en yüksek katı) karar verilmek üzeredir. Mahvolmasına ramak kalmıştır. Kurtulmak istiyorsa gördüklerinden ibret alması için ahiretin her üç bölümünü ayrı ayrı gezmek zorundadır. Bu yolculuğunda kendisine Vergilius, yine bir diğer Latin şairi Statius ve bizzat Beatrice kılavuzluk ve arkadaşlık edeceklerdir. Dante ile Vergilius’un o gece başlayan Cehennem gezisi, 9 Nisan Cumartesi gecesi sona erer.
Cehennem (Inferno), iç içe 9 halkaya bölünmüştür. Eş merkezli daireler gittikçe artan günahkarlığı temsil eder. Her dairenin günahkarları, işledikleri günahlar gereğince sonsuza kadar cezalandırılır.
- Birinci Halka: Limbo’daki ruhlar dürüst yaşam sürmüş, ancak çoğu Hristiyanlıktan önce yaşadığı için vaftizden yoksun kalmış, vaftiz olmadan ölmüş ruhlardır.
- İkinci Halka (Şehvet)
- Üçüncü Halka (Açgözlülük)
- Dördüncü Halka (Savurganlık)
- Beşinci Halka (Gazap/Öfke)
- Altıncı Halka (Sapkınlık)
- Yedinci Halka (Şiddet)
- Sekizinci Halka (Sahtekarlık): Kadın tellalları, din sömürücüleri, rüşvet yiyenler, hilekarlar, hırsızlar, ikiyüzlüler, kalpazanlar vb. cezalandırılır.
- Dokuzuncu Halka (İhanet): Dokuzuncu halkada, akrabalarına, vatanlarına, konuklarına, kendilerine iyilik yapanlara ihanet edenler bulunur. Cehennem’den çıkmadan önce Vergilius ile Dante, kötülüklerin simgesi Lucifer’i (Şeytan) yarı beline dek buzlara gömülü olarak görürler.
Her ağızda dişler bir günahkar öğütüyordu
bir değirmen gibi, böylece aynı anda
üç günahkar birden işkence görüyordu.
(Cehennem, 55)
10. Kanto, Dante’nin sürgün cezasına nasıl maruz kaldığı ile ilgili aydınlatıcı bilgiler içermektedir. Dante, kendi kaderini ölüler dünyasındaki ruhlardan öğrenir, zira Ortaçağ’da geleceği görmek veya kişinin yazgısından haberler vermek sadece ölülere veya ölüm ile ilişki içinde olduklarına inanılan cadılara ve büyücülere aittir. Bu nedenle, Dante’nin Cehennem’de karşılaştığı yer altı ruhları ona geleceğinden haberler verirler:
“Ve dedi ki: “Öyle düşmandılar ki, bana da, atalarıma da, partime de, iki kez sürmek zorunda kaldım onları.” […] “Kovulsalar da, dört bir yandan geri döndüler” dedim, “hem ilk sürgünden, hem de ikincisinden; ama sizinkiler aynı sanatı öğrenemediler.” (Cehennem, 98)
Araf (Purgatorio)
Vergilius ile Dante’nin 10 Nisan Pazar Paskalya günü başlayan Araf gezisi, üç gün sürerek 14 Nisan Perşembe günü sona erer. Araf’ta Beatrice, ölümünden sonra kendisini unutarak geçici zevklere dalmış, günah yollarına sapmış olan Dante’yi çok acı sözlerle azarlar ve işlediği suçları itiraf ettirir. Bir tür tövbe aldıktan sonra, sırasıyla kötülüklerinin üzerinde kalmış kirlerini temizlemek üzere önce Lethe ve ardından da iyiliklerini pekiştirecek Eunoe nehirlerine daldırarak yıkayıp temizler. Dante artık temizlenmiştir.
Araf yedi kattan oluşur. Yedinci katın üstünde, dağın tepesinde Yeryüzü Cenneti bulunur. Buradaki kutsal orman, Cehennem’in başlangıcındaki karanlık ormanın karşıtıdır.
Neşe ve sevinç içerisinde Beatrice ile birlikte göklere doğru yükselmeye başlar. Beatrice, Arş-ı Ala’da Tanrı’ya en yakın bulunanlar arasında yerini alınca da, Aziz Bernard’ın Meryem aracılığıyla ricasının kabul edilmesiyle Tanrı ile görüşme şansını yakalar.
Bu kutsal mı kutsal sudan, yeni yapraklara
bürünmüş taze bir fidan gibi canlanıp da,
arınmış olarak eski yerime vardığımda
çıkmaya hazırdım, artık yıldızlara.
(Araf, 142)
Cennet (Paradiso)
Araf’ın tepesinde Vergilius yerini Beatrice’ye bırakır. Cennet boyunca Dante’ye Beatrice rehberlik eder. Dante’nin 14 Nisan Perşembe sabahı başlayan Cennet yolculuğu, aynı gün öğleden sonra Tanrı’nın ışığına ulaşmasıyla noktalanır. Dante cennet planını hazırlarken Ptolemaios (Batlamyus) sisteminden yararlanmıştır. Dante’nin Cennet’ine göre, Dünya evrenin merkezindedir ve sabit bir cisimdir. Kürenin çevresinde yedi gezegen dönmektedir: Sırasıyla Ay, Merkür, Venüs, Güneş, Mars, Jüpiter ve Satürn.
Bu gezegenler, yedi gök içerisinde bulunmakta, bunlardan sonra iki kat daha yer almaktadır. Sekizinci katta Dönmeyen Yıldızlar, dokuzuncu katta gezegenlerin dönmesini sağlayan İlk Devindirici vardır. Arı ışıktan oluşan, maddeden arınmış onuncu ve en yüksek kat ise, kutlu ruhlarla Tanrı’nın katıdır (Arş-ı Ala). Burada Meryem ve Beatrice gibi Tanrı’nın sevgili kulları kutsal bir gül oluşturur.
Çünkü isteğine yaklaştıkça akıl yetimiz,
öyle derinliklere dalar ki,
izleyemez olur onu belleğimiz
(Cennet, 7)
Kaynak
Ardavirafname ve İlahi Komedya, Dante Alighieri – Yaşamı ve Eserleri, Dante – İlahi Komedya (Türkçesi: Rekin Teksoy) (Oğlak Yayınları)
iTALYA mİLLİ şAİRİ dANTENİN bU hİKAYESİ MUHTEŞEM HARİKA BAZI KISIMLARI İSLAMİYELE BAĞDAŞLKMAKTA YÜREĞİNZE SAĞLIK