Menu

Dünyaca Ünlü Ressamlardan Direnişin Resimleri



Dünyaca ünlü ressamlar Robert Koehler, Giuseppe Pellizza da Volpedo, Alfred Philippe Roll, Eugène, Hubert von Herkomer, Laermans, Emilio Longoni, Boris Taslitzky’in direniş, grev gibi temaları içeren resimlerini analiz ettik.

1 Mayıs İşçi ve Emekçi Şiirleri isimli yazımızı da okumanızı öneriyoruz.

1. Robert Koehler (1850 – 1917)

Robert Koehler, Hamburg’da dünyaya gelir. 1854 yılında 4 yaşındayken ailesi ile Amerika’ya taşınır. Eğitiminin ilk bölümünü ABD’de tamamlar, 1873 yılında Münih’te Kraliyet Akademisi’nde sanat eğitimini tamamlar. Koehler’in Belçika’da fabrika işçileri ve işverenleri arasındaki dramatik yüzleşmeyi gösteren bu eseri, endüstriyel emek hareketinin ikonik resimlerindendir. 18-29 Mart 1886’da Belçika’nın Valon bölgesinde gerçekleşen, Belçika grevi olarak bilinen sosyal isyan (révolte sociale), 18 Mart’ta Paris Komünü’nün kuruluşunun 15. yıldönümünü kutlamak için Liège’de düzenlenen toplantıyla başlar, Charleroi ve Hainault çevresine yayılır. Grev hedeflerine ulaşamasa da, Belçika işçi sınıfı hükümetten önemli tavizler elde eder.⁣⁣
⁣⁣
Robert Koehler, Charleroi Bölgesi’ndeki Grev adlı eserini, trajik Chicago Haymarket isyanından birkaç gün önce, haftalık Harper’s adlı dergide yayınlar, işçi hareketi için ilham kaynağı olur. Chicago Haymarket İsyanı, 3 Mayıs 1886’da Chicago’da International McCormick Harvester fabrikasında işçiler, 8 saatlik iş günü için genel greve gider; polisin ateş açması sonucu, çok sayıda işçi ölür ve yaralanır. Resim 1970’lerin başında yazar Lee Baxandall sayesinde şöhret kazanır.⁣⁣
⁣⁣
Karakterlerin gerçekçiliği, kompozisyonun canlılığı ile sanatçı, izleyiciye grev ve protesto davranışının artıları ve eksileri hakkında karar verme şansı sunar adeta. Yönetim binasının merdivenlerinde siyah şapkası ile görülen fabrika sahibi, isyancıların liderinin işçilerle ilgili taleplerini soğukkanlı bir ifadeyle dinlerken, yöneticilerinden biri endişeli gözlerle bakıyor. Bir çatışma başlamamış görünse de, durum giderek kötüye gidecek gibi. Resmin merkezindeki kadın, kocasının direnişine rağmen onu oradan uzaklaştırmak istiyor. İki çocuğuyla binanın yan tarafına sığınan annenin bakışları işyeri sahibine, küçük kızının korku dolu gözleri ise kalabalık gruba yönelmiş. Arka planda işçilerin çalıştığı yerler gri dumanlarla kaplı. Yönetim binası ve işçilere ait evler, sanki patron ile işçilerin karşı karşıya gelmesi gibi kompozisyona yerleştirilmiş.⁣⁣

Robert Koehler, The Strike In The Region of Charleroi,

Robert Koehler, The Strike In The Region of Charleroi, 1886

2. Alfred Roll (1846 – 1919)

Fransız ressam Alfred Roll, Cumhuriyetçi ve işçi haklarının savunucusu bir sanatçıdır. Realist bir resim olan Madencilerin Grevi’nde, işçilerin eylemi, çocukların sefaletini vurgulamaktan ziyade, 19. yüzyılda işçi sınıfının sosyal gerçekliğini gösterir. Sanatçı eserini, 1880 yılında Fransa’da Nord-Pas-de-Calais bölgesinde bulunan Denain’deki grevi ziyaret ettiğinde yapar.⁣

Umutsuzluk ve yenilginin hakim olduğu resimde, kömür ocağı çevresinde toplanan madenciler, eşleri ve çocukları ile taleplerini dile getirmek istiyorlar. Madenciler ve çocukların çoğu yalın ayak. Kasvetli arka planda, protestocu kalabalığı tarafından taşınan bir afiş ya da bir bayrak göze çarpıyor. Bir kadın, muhtemelen eşinin binalara taş atmasını engelliyor. Sağda, at üzerinde bir jandarma kaygılı bir ifadeyle ileriye doğru bakarken, bir diğeri işçilerden birini kelepçeliyor. Resmin merkezinde yer alan küçük kız çocuğu ise bir eliyle tutuklanan arkadaşını kızgınlıkla izleyen babasını, diğer eliyle kucağında bebeğiyle bir an evvel oradan uzaklaşmaya çalışan annesini tutuyor. Kompozisyon ustaca düzenlenmiş olsa da, ön planda kömür yığını üzerinde elini çenesine dayamış oturan madenci teatral duruşuyla, karikatürize bir figür görünümü veriyor. Resmin merkezinde yer alan taşıma vagonlardan birine korkusuzca oturan çocuksa, neler olacak merakı içerisinde tribünde yerini almış gibi.⁣

1884’lü yılların başlarında Émile Zola, madenci grevi ile ilgili bir roman yazmaya karar verir ve araştırma yapmak için Valenciennes (Roll’un bu resminin sergilendiği yer) yakınındaki bir grev yerini ziyaret eder ve aynı yıl Germinal’i yazmaya başlar. Kitap o yılın Kasım ayından itibaren seri halinde yayınlanır. Zola’nın 20 eserden oluşan Les Rougon-Macquart dizisinde yer alan ve en başarılı eseri kabul edilen Germinal, Roll’un resmindeki gibi Nord-Pas-de-Calais kömür alanındaki greve odaklanır. Roll’un bu resmi de Zola’ya ilham vermiştir diye düşünüyoruz.

 

Alfred Philippe Roll, The Miners Strike

Alfred Philippe Roll, The Miners Strike, 1880

3. Eugène Laerman (1864 – 1940)

Belçikalı ressam Eugène Laermans, ilk yıllarda günlük yaşam sahnelerini realist üslupla resmetse de, sonraları Natüralizm ve Dışavurumculuk etkisinde sosyal sorunları yansıtan resimler yapar. Bazı eleştirmenler tarafından karikatürize figürler diye eleştiriler alsa da, eserlerinde tonların güçlü kontrast oluşturduğu anıtsal stilinden, büyük figürlerden vazgeçmez. ⁣Gruplar halinde yürüyen işçiler, köylüler, göçmenler, hüzünlü, kaygılı, mutsuzdur. Bu belki de kendi yaşamından izdüşümler içerir. Zira sanatçı 11 yaşında geçirdiği bir rahatsızlık nedeniyle duyma yetisini yitirir. Daha sonraki yıllarda ise gözlerinden rahatsızlanır, ameliyat olur; bir dönem resim yapamaz, tekrar başlar. Ancak 1924 yılında görme yetisini tamamen yitirir ve resim çalışmalarına son verir.⁣

Eugène Laermans, Bir Gece Grevi adlı eserinde, 1893 yılında Belçika’da oy hakkı için yapılan genel grevin akşamında evlerine dönen emekçileri resmetmiş. (Belçika’da 1886, 1888, 1891, 1893, 1902 ve 1913 yıllarında oy kullanma hakkı için bir dizi grev gerçekleştirmiştir.) Arka planda birkaç tane kayığın da yer aldığı nehrin kenarında bulunan fabrika binalarındaki grevden çıkan kadın, erkek, çocuklardan oluşan kalabalığı görürüz. Genci, yaşlısı ile her şeye rağmen greve inanmış olmalılar; kalabalık vakur bir sessizlikle ve kararlılıkla ilerliyor. ⁣

Kalabalığın ortasında sosyalizmi temsil eden kırmızı bir bayrak dikkat çekiyor. Geriye dönüp bakan bir iki kişide hakim olan duygu, derin bir kaygıdır. Annesinin eteğini çekiştiren çocuk, greve rağmen hayatın ihtiyaçlarının devam ettiğini düşündürür. Grev aslında gürültü, tartışma, hatta kavga içeren bir durum olmasına rağmen resme huzur ve dinginlik hakim. Bu hissi yaratan, resmin geneline hakim olan mavi ve tonları diye düşünüyoruz.

Eugène Laermans, Un Soir de Grève

Eugène Laermans, Un Soir de Grève, 1893

4. Emilio Longoni (1859 – 1932)

1890 yılının 1 Mayıs günü, uluslararası emek kutlaması olarak başlatıldığında birçok ülkede işçiler sokağa çıkarlar. Bu yıllar Emilio Longoni için de ideolojik bir dönüm noktası olur, sosyalist hareketin içerisinde yer alır. İtalya’da büyük işçi isyanı yıllarıdır, çoğunlukla işçi odaları üzerinden örgütlenen yerel-genel grevler önemli bir mücadele yolu haline gelir. ⁣

Longoni de, 1 Mayıs 1891’de Milano’daki Piazza Fontana’da yapılan greve katılır ve 1 Mayıs Günü olarak adlandırdığı eserini oluşturur. Ancak, sergilediğinde ismini Grev Konuşmacısı olarak değiştirir. Yapım aşamasında olan bir binanın iskelesine iş elbiseleriyle tırmanıp sol yumruğu ile kalabalığı selamlayan duvar ustası neredeyse tüm resmi kaplar. Bakışlarında heyecan, kızgınlık, coşku gibi birçok duygunun izleri görülebilir. İskelenin köşesinde asılı olan kırmızı fener ve kalabalığın arasında görülen bayrak, devrimci hareketi, sosyalist düşünceyi simgeler. Arka planda kolluk kuvvetlerinin, protestocuları dağıtma çalışmaları da izleyenin dikkatinden kaçmaz. ⁣

Resim sergilendiği zaman, kullanılan tekniğin yenilikçi karakteri ve içerdiği düşüncesi ile sert eleştirilere maruz kalır. Longoni, resminde Divizyonizm (Bölmecilik/Parçacılık) tekniğine yaklaşır. Işık ve renklerin sıkıştırılmış noktalar ve şeritler halinde parçalanması ve belirsiz bir derinlik hissi elde edilmesi amacıyla resim düzlemini parçalara ayıran bu teknikte, renk etkilerinin, boyanın palet üzerinde karıştırılması yerine, optik efekt ile küçük saf renk alanlarının yan yana konarak, bir rengin parlaklığının kendisinden sonra gelen ikinci bir renkle tamamlanması tekniğidir. ⁣

Bu yıllarda yaptığı resimler nedeniyle anarşist bir ressam olarak etiketlenir ve sınıfsal farklılıkları kışkırttığı için eleştiriler alır. Sosyal temalı eserler, banliyö manzaraları, sembolist özelliklere sahip portreler yüzyılın sonunda yaptığı eserleridir. 20. yüzyılın başlangıcı ile Longoni Budizm’e yaklaşır ve İsviçre Bernina’da küçük bir kulübede yaşamaya başlar. Sanatsal-ticari ortamdan uzaklaşır. Longoni, seçimleri ve ilkeleri ile sıkıntılı bir hayatı kabullenen bir ressam olarak yaşayacaktır.

Emilio Longoni, The Speaker At The Strike, 1891

Emilio Longoni, The Speaker At The Strike, 1891

5. Hubert von Herkomer (1849 – 1914)

Alman doğumlu İngiliz ressam Hubert von Herkomer, başarılı bir portre ressamı olsa da, genellikle yoksulların, işsizlerin yaşam koşullarını tasvir eden gerçekçi resimleriyle bilinir. Aynı zamanda öncü bir film yönetmeni ve bestecidir. ⁣

Gergin, öfkeli baba, üzerinde iş kıyafeti, elinde buruşuk bir şapka ve pipoyla, anıtsal bir figür olarak kompozisyonun merkezinde yer alır. Figürün duygu durumu izleyenin hemen dikkatini çeker, ailesine nasıl bakacağını düşünüyor olmalı. Kucağında küçük çocuğu, sağ eli eşinin omzunda, başını başına dayanmış anne ise, yoğun bir keder içerisinde. Herkomer, en küçük çocuğun başını ebeveynleriyle aynı seviyeye getirerek, çocukların bu durumda yaşayacağı zorlukları vurgular. Küçük çocuğun elindeki küçük kaşık, babasının işi olmadığı için yiyecek bir şey alamayacaklarını izleyiciye hatırlatır gibi. Kırmızı elbisesi ise izleyiciyi ortadaki figürlere yönlendirmenin yanı sıra, etraftaki tuğlaların renklenmesini dengelemek için göz alıcı bir oyundur.⁣

Aslında grev resimleri genellikle kalabalık, kavga, gerilim içeren resimlerdir. Burada ise grevde olan bir işçi ve ailesine odaklanılmış. Resim, tüm figürlerin umutsuz, hüzünlü ifadelerine rağmen, aile sıcaklığını da hissettirir izleyene. Arka plandaki karanlık kapı tarafından çerçevelenmiş ve ustalıkla kullanılan ışık ile dikkatimiz kompozisyon içindeki üç figüre yöneliyor. Çenesinin altındaki elleri ve dalgın bakışları ile annesinin arkasında yer alan kız çocuğu ise, konumuyla figürlerin köşegen perspektifini tamamlıyor. Herkomer’in resimlerindeki perspektif ve ışık kullanımı çok etkileyicidir.

Hubert von Herkomer, On Strike,

Hubert von Herkomer, On Strike, 1891

6. Giuseppe Pellizza da Volpedo (1868 – 1907)

⁣İtalyan ressam Giuseppe Pellizza da Volpedo’nun halkın dayanışmasını anlatan eseri Il Quarto Stato (Dördüncü Kuvvet), sınıf mücadelesinin en önemli eserlerinden. Ressam, eser üzerinde 3 yıl çalışsa da, düşünsel olarak 10 yıllık bir çalışmanın ürünüdür. Dördüncü Kuvvet, Fransız Devrimi sırasında kullanılan, askerler, din adamları ve tüccarlardan sonra gelen 4. kuvveti, halkı simgeleyen bir ifade.⁣⁣
⁣⁣⁣
Ressam, bir grup işçinin direnişine tanık olduktan sonra, 1891’de Ambasciatori Della Fame (Açlık Elçileri) isimli eseri üzerinde çalışır. 1896’da La Fiumana (Sel) isimli 2. versiyonunu hazırlar. İlkine göre daha büyük ve figür sayısı daha fazladır. ⁣⁣⁣
⁣⁣⁣
1898 yılında Milano’da un ve ekmek fiyatlarındaki artış nedeniyle insanlar fırınlara saldırır. Ekonomik durum yaklaşık 500.000 kişiyi göç etmeye zorlayacak kadar kötüdür. 6-9 Mayıs arasında gerçekleşen Milano olayları, General Bava-Beccaris komutasındaki ordu tarafından bastırılır. Resmi açıklamalara göre 80, görgü tanıklarına göre yaklaşık 300 kişi ölür. Ressam, çalışmasını değiştirir ve insan akışını daha güçlü bir hale getirir.⁣⁣⁣
⁣⁣⁣
Gün batımındaki gökyüzü ile kaynaşmış bitki örtülerinin oluşturduğu arka plandan, güneşin aydınlattığı ön plana geçeriz. Yaşlılar, çocuklar, erkekler, kadınlardan oluşan kalabalık, izleyiciye doğru ilerler. Ressam, halkı geriye doğru perspektifi inkar ederek eşit boyda resmeder. Ressam, Rönesans sanatı üzerine incelemelerini uyguladığı gibi, bölmecilik tekniklerinden de yararlanır, tamamlayıcı renkler ve kontrast kriterlerine bağlı kalarak, farklı tondaki toprak renkli zeminde hafif dokunuşlarla oluşturduğu incecik çizgilerle figürler resmeder.⁣⁣⁣
⁣⁣⁣
Resim, 1920 yılında Milano Belediyesi tarafından satın alınır, ama sergilenmesi faşistler tarafından yasaklanır. Pek çok filme de esin kaynağı olur. Köylülerin ve işçilerin şiddetsiz direnişini temsil ettiği için, zamanla sınıf mücadelesini ve emek hareketini temsil eden bir simge olur. Ressam, önce çocuğunu, sonra 1907 yılında da modeli olan eşi Teresa Bidone’yi kaybeder, kısa süre sonra 39 yaşında intihar eder.⁣⁣⁣

Giuseppe Pellizza da Volpedo,  Il Quarto Stato,

Giuseppe Pellizza da Volpedo,  Il Quarto Stato, 1901⁣⁣

7. Boris Taslitzky (1911 – 2005)

⁣⁣⁣Rus asıllı Fransız ressam Boris Taslitzky, Fransa’daki sosyalist gerçekçiliğin önde gelen sanatçılarından biridir ve siyasal olayları solcu bir perspektiften anlatan çok sayıda resim yapar. İkinci Dünya Savaşı’nda Fransız direnişinin bir parçası olur, 1940 yılında Almanlara esir düşer, ancak kaçar. 1941 yılının sonunda tekrar yakalanır ve iki yıl hapsedilir. 1944 tarihinde ise  kamptaki vahşet ve insanlık dışı koşulların çizimlerini gizlice yaptığı için, bir yıl sonra çıkacağı Buchenwald toplama kampına sürülür.⁣⁣⁣ ⁣⁣⁣⁣

1949 yılında Hindiçin (Vietnam, Laos ve Kamboçya) sömürgelerindeki bağımsızlık çabalarını bastırmaya çalışan Fransız hükümeti, limanlarından asker ve malzeme gönderir. Marsilya yakınlarındaki Port-de-Bouc’ta çalışan işçiler, gemileri yüklemeyi reddeder ve protesto grevi yaparlar. Bu olayla ilgili gazetelerde yazılanlar ve çıkan fotoğraflar, Fransız Komünist Partisi üyesi de olan Taslitzky’yi dehşete düşürür ve polise karşı mücadele eden liman işçilerinin bu mücadelesinden ilham alarak eserini oluşturur.⁣⁣⁣⁣
⁣⁣⁣⁣
Görüntüyü keskinleşmiş renkler, ışık ve parke taşı deseninin yarattığı mekansal bir konsantrasyonla dramatize eder. Polislerin köpekleriyle sergilediği davranış, Taslitzky’e Fransa işgali sırasında Nazi taktiklerini hatırlatır. Bu nedenle, resmin en önünde sarı kazaklı işçinin boynunu sıktığı polisin yüzünü Hitler olarak çizer. Kompozisyonun ortasında bir polis köpeği, yere düşen kadının kolunu ısırırken görülüyor. Arka planda ise Eugène Delacroix’un La Liberté Guidant le Peuple adlı eserine atıfta bulunarak, bir kadının elinde Fransız popüler direnişinin ikonik simgesi olan (Özgürlük, Kardeşlik ve Eşitlik) Fransız bayrağı dikkatimizi çeker. Silahlı polise karşı parke taşı ve tahta kalaslarla savaşan işçiler, yüzleri belirgin ve açık renk giysilerle tasvir edilirken, polisler koyu renk giysileri içinde ve yüzleri yoktur.⁣⁣⁣⁣

Boris Taslitzky, Riposte,

Boris Taslitzky, Riposte, 1951

Kaynak
The University of Wisconsin Press- Robert Koehler’s The StrikeThe Improbable Story of an Iconic 1886 Painting of Labor Protest, The Eclectic Lıght Company-Strikes, Politics, and Zola’s ‘Germinal’: Paintings of Alfred RollDivisionism/Neo-Impressionism: Arcadia & Anarchy, The Royal Academy Summer Exhibition: A Choronicle-1891 On StrikeAnalisidellopera-OTTOBRE 15, 2018 DI ADO Il Quarto Stato di Giuseppe Pellizza da VolpedoTate-Boris Taslitzky Riposte 1951


Facebook Yorumları

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir