Kişisel gelişim adına okunması gerektiğini düşündüğümüz 15 kişisel gelişim kitabını derledik. Listemize dahil etmediğimiz kişisel gelişim kitapları olabilir. Siz de sevdiğiniz veya önerdiğiniz kişisel gelişim kitaplarını yorumlar kısmında bizimle paylaşabilirsiniz.
Mutlaka Okunması Gereken 15 Kişisel Gelişim Kitabı isimli yazımızda Türk yazarların kaleminden çıkmış kişisel gelişim kitaplarını derlemiştik. Bu yazımızda da, yabancı kişisel gelişim yazarlarının kitaplarını derledik.
1. İşbaşında Duygusal Zeka (Working With Emotional Intelligence), Daniel Goleman, 1998
Duy Huynh, The Trust Test
Psikolog Daniel Goleman, Harvard’da klinik psikoloji, kişilik ve gelişim üzerine master ve doktora sahibi. Psychology Today’de baş editördür ve Harvard Üniversitesi’nde ders verir. Çığır açan Duygusal Zeka kitabında özdisiplin, kararlılık ve empati gibi yetkinliklerin EQ (Emotional Quotient) adını verdiği duygusal zekanın bileşkeleri olduğunu ve bunların yaşamdaki başarıyı IQ’dan daha çok belirlediğini savunur. Bu kitabında ise işyerinde başarının ölçütünü yeniden tanımlıyor.
“Örneğin, enformasyon teknolojisi alanındaki herkesin, sırf işini yapabilmek için yüksek bir teknik uzmanlık düzeyine ihtiyacı vardır. Bu uzmanlık, eşik niteliğindeki bir yeterliliktir. Ama birini bu alanda göze çarpacak kadar başarılı kılmakta en büyük payı olan iki yeterlilik, kendini geliştirme dürtüsüyle, ikna etme ve etkili olma becerisidir, bunlar duygusal yeterliliklerdir.”
“Gerçekten de, kadınlarla erkekler arasındaki cinsiyete bağlı farklılıklara ilişkin veriler üzerinde yapılmış belli başlı değerlendirmelerden biri, erkeklerin de gizli bir empati yeteneğine aynı oranda sahip olduklarını, ama empatili olmaya kadınlara göre daha az hevesli olduklarını savunur.”
2. Bir Tek Şey: Olağanüstü Sonuçların Ardındaki Şaşırtıcı Yalın Gerçek (The One Thing: The Surprisingly Simple Truth Behind Extraordinary Results), Gary Keller & Jay Papasan, 2013
Duy Huynh, Think Outside The Box
Gary Keller, Amerika Birleşik Devletleri’nin en büyük gayrimenkul şirketi olan Keller Williams Realty’nin Yönetim Kurulu başkanı ve kurucusudur. Jay Papasan ise editör ve Keller Williams’ın Yayımcılık Kurulu’nun Başkan Yardımcısı’dır. Aynı zamanda konuşmacı ve eğitmen olarak da görev yapmaktadır.
Kitap bu Rus atasözüyle başlıyor: “İki tavşanın peşine birden düşerseniz, ikisini de yakalayamazsınız.” Gary Keller ve Jay Papasan, Bir Tek Şey: Olağanüstü Sonuçların Ardındaki Şaşırtıcı Yalın Gerçek’te “Diğer her şeyi daha kolay ve gereksiz kılacak, şu anda yapabileceğiniz o tek şey nedir?” sorusunun cevabını bulmanızı istiyor. Yaşadığımız bu hızlı dünyada tek bir amaç belirleyip ona konsantre olmanın ne denli zor olduğunun farkındayız. Bu kitap, o tek şeyi bulup çıkarmak ve onu hayata geçirebilmek için son derece verimli yollar sunuyor.
“Hayatı, beş topu havaya atıp tuttuğunuz bir oyun olarak hayal edin. Toplara iş, aile, sağlık, arkadaşlar ve dürüstlük adı verilmiş olsun. Ve siz hepsinin havada kalmasını sağlıyorsunuz. Ama bir gün iş topunun lastik olduğunu anlıyorsunuz. O topu yere düşürürseniz de gerisin geri zıplıyor. Diğer dört top, aile, sağlık, arkadaşlar, dürüstlük ise camdan yapılmış. O toplardan birini düşürürseniz tamir edilemez biçimde çiziliyor, çentiliyor, hatta parçalanıyor.”
3. Altı Şapkalı Düşünme Tekniği (Six Thinking Hats), Edward de Bono, 1985
Duy Huynh, The First Rumours Of Spring
Edward de Bono, Malta Royal Üniversitesi Tıp mezunudur. Doktorasını Oxford Üniversitesi’nde yapar. Oxford’da araştırma asistanı ve daha sonra Oxford, Cambridge Tıp Fakültesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışır. 1991 yılından beri Bilişsel Araştırma Vakfı Direktörlüğü ve 1983 yılından beri Milletlerüstü Bağımsız Düşünme Derneği’nin Genel Sekreterliği’ni yürütmektedir.
Altı şapkalı düşünme tekniği, çocukların yaratıcı düşünme yeteneğini geliştirmek için sıklıkla kullanılan tekniklerden biridir. Edward de Bono tarafından ortaya konulan teknikte, bireylere nasıl yaratıcı olabilecekleri ve yeni fikirler üretebilecekleri öğretilmek amaçlanmıştır. Tekniğin temelinde, düşünceleri simgeleyen altı farklı renkteki şapkaları takarak fikirlerin ortaya konulması ve yaratıcılığın geliştirilmesi yatmaktadır.
“Bir kişinin gerçek bir düşünme şapkası giydiğinin hayal edilmesi bile, bir olaya anlık tepki vermekten çok daha farklı bir şey olan bilinçli düşünme için gerekli sakin ortamın oluşmasını sağlayabilir. Belki de düşünme işlemini ciddi olarak ele alanlar her gün bir beş dakikalarını düşünme şapkalarını bilinçli biçimde takmaya ayırabilirler. Bu sizin düşünmek için mi yoksa başkalarının düşüncelerini izlemek için mi para aldığınıza inanmanıza bağlıdır.”
4. Asla Yalnız Yeme (Never Eat Alone), Keith Ferrazzi & Tahl Raz, 2005
Duy Huynh, The Conductor’s Train Of Thought
Los Angeles’ta bir danışmanlık firması sahibi olan yazar Keith Ferrazzi ve Tahl Raz’ın yazdığı Asla Yalnız Yeme’den çıkartılacak ilk ders, insanlarla ilişki kurarken çıkarlarımızı düşünmek yerine, onlara değer katmanın yegane amacımız olması gerektiği. Kariyer ve günlük hayatta insan ilişkilerinin güçlenmesi, çevre oluşturmanın yararları ve bu süreçte neler yapılabileceğine dair önerilere de yer veriliyor kitapta.
“Tanınmış yazar ve konuşmacı Rabbi Harold Kushner’in bir keresinde çok bilgece ifade ettiği gibi ruhlarımız şöhrete, rahatlığa, servete ya da iktidara aç değildir. Bu ödüller çözdüklerine denk miktarda sorunları da beraberinde getirir. Ruhlarımızın açlık duyduğu şey manadır. Hayatımızı nasıl yaşayacağımızı, böylece bir önem arz etmesini sağlayan, bunun sonucunda da içinde yaşadığımız dünyayı biraz da olsa farklılaştıran manayı ararız hepimiz.”
5. İrade: İnsanoğlunun En Kudretli Gücünün Yeniden Keşfedilmesi (Willpower: Rediscovering The Greatest Human Strength), Roy F. Baumeister & John Tierney, 2011
Duy Huynh, Mistakes Are Portals Of Discovery
Tanınmış deneysel toplum psikoloğu Roy F. Baumeister ve tanınmış gazeteci John Tierney’in yazdıkları İrade: İnsanoğlunun En Kudretli Gücünün Yeniden Keşfedilmesi kitabı için Duke Üniversitesi Davranışsal Ekonomi Bölümü profesörlerinden Dan Ariely, şunları söyler: “İrade, hayatımızın hemen her alanını etkilemektedir. Konuyla ilgili sadece büyüleyici araştırma sonuçlarını paylaşmakla kalmadıkları aynı zamanda da bu önemli özelliğe sahip olmamız için bize basit yöntemler sundukları harika bir kitap yazmışlar.”
“Başarıyı nasıl isterseniz, ister mutlu bir yuva kurmakla, iyi arkadaşlar edinmekle, işinden tatmin olmakla, çok sağlıklı olmakla, mali güvenceyle veya ister tutkularınızın peşinden gitme özgürlüğüne sahip olmakla tanımlayın, ona ulaşmak için bazı niteliklere sahip olmanız gerekir. Psikologlar hayatın pozitif getirilerini belirleyen kişisel nitelikleri tespit ettiklerinde, sürekli iki karakter özelliğiyle karşılaştılar: Zeka ve otokontrol. Bu zamana kadar araştırmacılar zekanın nasıl daimi bir şekilde geliştirileceğim hala öğrenemediler. Buna rağmen otokontrol mekanizmasının nasıl geliştirileceğini ortaya çıkardılar veya en azından yeniden keşfettiler. İşte tam da bu sebeple irade… İnsanlığın refah seviyesini artırmaya katkıda bulunması için, irade ve otokontrol hakkında yapılan araştırmaların psikolojinin en büyük umudu olduğu kanısındayız.”
6. Leonardo da Vinci Gibi Düşünmek (Think Like Da Vinci), Michael J. Gelb, 1998
Duy Huynh, Mathematical Equestrian
Michael J. Gelb yaratıcı düşünme, hızlı öğrenme ve liderlik geliştirme alanlarında dünyaca tanınmış biri. Gelb, kişisel ve profesyonel olarak nasıl daha yaratıcı ve dengeli olunabileceği konusunda bir konuşma yapması istendiğinde “Leonardo da Vinci gibi düşünmek gibi bir şeye ne dersiniz?” der. Gelb, etkileyici konuşmasından sonra Da Vinci’nin not defterinden de yararlanarak bu kitabı hazırlıyor. Yazar, Da Vinci’nin çalışmalarını inceledikten sonra bunlar arasındaki ortak noktaları keşfeder. Onun düşünme ve davranış biçimlerini, icatlarındaki zihinsel taktiklerini ve benzeri unsurları ortaya çıkararak hayatımıza uygulayabilmemiz konusunda bir harita sunar.
“Yaratıcı düşünme için güçlü stratejiler ve kendini ifade için yeni yaklaşımlar geliştirirken, dünyayı orijinal bir gözle görmek ve tadını çıkarmak için coşturucu ve orijinal bir yol keşfedeceksiniz. Duyularınızı keskinleştirmek, zekanızı serbest bırakmak, ve vücudunuzla zihninizi uyumlu hale getirmek için kanıtlanmış teknikleri öğreneceksiniz. İlham meleğiniz Leonardo ile yaşamınızı bir sanat çalışmasına çevireceksiniz. Da Vinci’nin yaşamına ve çalışmalarına aşina olsanız bile, kitabı bu en şaşırtıcı kişiye yeni bir bakış açısı ve daha derin bir hayranlıkla bitireceksiniz. Dünyaya onun açısından bakarken, dehanın getirdiği yalnızlığın hüznünü de hissedebilirsiniz. Ama şunu garanti edebilirim ki onun ruhuyla havalanacak, araştırmalarıyla etkilenecek ve onunla birlikte olmaktan mutluluk duyacaksınız.”
7. Çizginin Dışındakiler (Outliers), Malcolm Gladwell, 2009
Duy Huynh, Drafting/Drifting Consciousness
Malcolm Gladwell, Kanada asıllı ABD’de yaşayan, araştırmacı, gazeteci ve yazardır. Yazar, her kitabında, hayatın tamamen içinde olan, herkesin bir şekilde az ya da çok bilgi ya da çoğunlukla his sahibi olduğu ama dile getirmekte zorlandığı bir konuyu ele alıyor, kuvvetli gözlem ve delillerle anlaşılır hale getirip, sebep sonuç ilişkileri üzerinden giderek çözümlemeci bir yaklaşım sunuyor. Yazarın başarıyı yakalamış avukatlara olan ilgisi, üçüncü kitabı Çizginin Dışındakiler’in çıkış noktasını oluşturuyor. Malcolm’un yeni kitabı gerçek anlamda sıra dışı insanları anlatıyor: Zeki, zengin, başarılı ve çizginin ötesinde işler başarmış insanlar. Gladwell’in amacı, insanların bulundukları konuma ne şekilde geldiklerini bize göstermek. Çizginin Dışındakiler başarıyı aile, kültür, arkadaşlık, çocukluk, tarih ve coğrafyanın etkilediğini savunuyor.
“Asyalıların matematikte gösterdiği üstünlüğün nedenleri ansızın daha da belirgin hale geldi. Asya’daki okullarda uzun yaz tatilleri yok. Neden olsun ki? Başarıya giden yolun yılda 360 gün güneş doğmadan önce kalkmak olduğuna inanan kültürler kesinlikle çocuklarına yazın üç ay aralıksız tatil yaptırmayacaktır. ABD’de öğretim yılı ortalama 180 gündür. Güney Kore’de 220 gün. Japonya’da ise 243 gün.”
8. Sahip Olmak Ya da Olmak (To Have Or To Be), Erich Fromm, 1976
Duy Huynh, Strung Together
Amerikalı psikanalist, sosyolog ve filozof Erich Fromm Sahip Olmak Ya Da Olmak kitabında konuya, çağdaş bunalım ve felakete gidişin nedenlerini araştırmakla giriyor. Ardından sahip olmak ve olmak kavramlarının ortaya konulup, çözümlenmelerinden sonra, yeni bir insan ve yeni bir toplumun nasıl olması gerektiğine getiriyor sözü. Son bölümde ise önerilerini sıralıyor ve teorik bir çatının, eğer pratik uygulama imkanı bulunmuyorsa hiçbir anlam taşımayacağını ileri sürerek kendi görüşlerini ve uygulanabilecek planlarını anlatıyor.
“Eğer insan yalnızca sahip olduğu şeylerden ibaretse, onları yitirdiğinde, kendini de yitirecek, kim olduğunu bilemeyecektir. Böylece yaşamı yanlış kurmanın sonucunda ortaya yenilmiş, moralsiz, yıkık ve acınacak bir insan çıkar.”
“Olmak kavramında ise, sahip olunan şeylerin kaybedileceğinden doğan endişe ve korku yoktur. Olduğum gibiysem ve kişiliğim olmak tarafından belirleniyorsa, kimse benden bunu alamaz ve kişiliğimin yıkılması tehlikesi de doğmaz. Odak noktamı ve davranışlarımı yönlendiren güdüleri, kendi içimde bulurum. Olmak da, güçlerimi geliştirme yeteneklerim tamamen bana bağlıdır ve karakterimin bir bölümünü oluştururlar. Bu söylenenler, normal yaşam koşullan için geçerlidir. Dayanılmaz acılar veren bir hastalık veya insanın tüm yeteneklerinin elinden alındığı işkence ya da ona benzer durumlarda, böylesi bir davranış biçiminden söz etmek mümkün olmaz.”
9. Dinle Küçük Adam (Listen, Little Man), Wilhelm Reich, 1946
Duy Huynh, If It Grows Together, It Goes Together
Dinle Küçük Adam, Sigmund Freud’un öğrencilerinden Avusturyalı ABD’li psikiyatrist ve psikanalist Wilhelm Reich’in olağanüstü manifestosu. Tüm insanlığa, tüm küçük adamlara yöneltilmiş tehditkar bir söylev. Dinle Küçük Adam, tarihsel sorumluluğunun bilincinde Avrupalı bir aydının kaleminden çıkmış, küçük, parlak, ufuk açıcı bir uyarı, klasikleşmiş, adeta vicdani bir başkaldırı.
“Sana küçük adam, sıradan insan diyorlar; yeni bir çağ, sıradan insan çağı başladı diyorlar. Bunu söyleyen sen değilsin küçük adam. Onlar söylüyor bunu, büyük ulusların başbakanları, koltuklanmış işçi liderleri, kentsoylu ailelerin tövbekâr evlatları, devlet adamları söylüyor, filozoflar söylüyor sana bunu. Geleceğini eline veriyor, geçmişinden hiç sual etmiyorlar.”
“Yaptığın her şey eğreti, küçük adam. Evini bir kum tepeciğinin üzerine kurmuşsun, yaşamın, kültürün ve uygarlığın, bilimin ve tekniğin, sevgin ve çocuklarına verdiğin eğitim, hep eğreti. Bunu bilmiyorsun, bilmek de istemiyorsun; sana bunu söyleyen büyük adamı da öldürüyorsun.”
10. Az Seçilen Yol (The Road Less Traveled), Scott Peck, 1978
Duy Huynh, Serenade For Synesthesia
ABD’li psikiyatrist Scott Peck 15 yaşında okuduğu yatılı okulda yaşadığı sorunlar yüzünden akıl hastanesine yatırılmak istense de, daha sonra, başka bir okula gider ve psikiyatrist olur. Az Seçilen Yol, geleneksel psikolojik ve ruhsal içgörüleri eşsiz bir biçimde bütünleyen, yaşamımızda gerçeği nasıl kucaklayacağımızı, iç barışa ve bütünlüğe nasıl ulaşacağımızı gösteren vazgeçilmez bir kılavuzdur. Dr. Peck, büyük ölçüde kendi mesleki deneyimlerine dayanarak yazdığı bu son derece özgün, cesur, dürüst ve ufuk açısı eserinde, kendimizle yüzleşmenin ve değişmenin acısını da çekerek sorunlarımızı çözmenin bizi nasıl kendini idrakin üst düzeylerine ulaştırabileceğini göstermektedir.
“Yaşam zordur. Bu yüce bir gerçektir, en yüce gerçeklerden biri. Yüce bir gerçektir, çünkü bir kez bu gerçeği görürsek, onun üstesinden gelebiliriz. Bir kez gerçekten zor olduğunu anlarsak, iyice anlar ve kabul edersek, yaşam artık zor olmaktan çıkar. Çünkü bunu kabullenince yaşamın zor olduğu gerçeği artık önem taşımaz.”
11. Beşinci Displin (The Fifth Discipline), Peter M. Senge, 1990
Duy Huynh, Subject To Change
Kavramsal Olarak Öğrenen Organizasyonlar İlk kez Peter. M. Senge tarafından Beşinci Disiplin adlı çalışmada ortaya konmuştur. Düşünen, sorgulayan, üreten, bilgi edinen ve bilgiyi aktarabilen üyeler meydana getirme… Senge, eğer doğru izlenirse, herhangi bir organizasyonun öğrenme bozukluklarını giderecek bir düşün ve eylem sistemi sunuyor. Senge hem araştırmaya hem de kişisel deneyimlere dayanan düşüncelerini çarpıcı örneklerle besliyor. Okuyucular, bu örnekler, çözümler ve alıştırmalar yardımıyla hem öğrenilmesi gerekeni, hem de öğrenilmesi gerekenin nasıl öğrenileceğini öğreniyorlar.
“Hepimiz problemlerimize benzer çözümleri bulmaktan rahatlık duyarız, en iyi bildiğimiz şeye bağlı kalmak. Bazen anahtarlar gerçekten de sokak lambasının altındadır; fakat sıklıkla karanlığın içindedirler. Neticede, çözüm herkes tarafından rahatlıkla görülecek kadar açık olsaydı, muhtemelen başka birisi tarafından bulunmuş olurdu. Temel problem varlığını sürdürdüğünde veya daha kötüye gittiğinde, benzer çözümleri daha çok ve daha çok zorlamak sistematik olmayan bir düşünce yapısının sağlam bir göstergesidir bunu sıklıkla ihtiyaç duyduğumuz daha büyük bir çekiç sendromu olarak adlandırırız.”
12. % 100 Düşünce Gücü (100% Mind Power), Jack Ensign Addington, 1988
Duy Huynh, Hybrid – Mobile – Home
Jack Ensign Addington, ünlü bir hukukçu olmasının yanı sıra ruhsal bilimler üzerine de eğitim görmüş ve bu bilimi kendi yıllar süren derin inceleme ve araştırmalarıyla geliştirmiş bir kişi. Yazar insanın önünde gerçekten yeni bir ufuk açan bu kitabında Evrensel Akıl’ın bilgeliğini kullanabilmemizi sağlayacak, benliği sınırlayan düşünce kalıplarını ortadan kaldıracak, başarısızlığı olağanüstü bir başarıya dönüştürecek bilgiyi Ortak Bilinç’ten nasıl elde edebileceğimizi öğretiyor.
“Evrenin Yaratıcı Zekası’nın varlığını kanıtlamaya çalışmıyorum. Bu daha önce ve daha birer geçit olduğumuzdur; Emerson’un dediği gibi hepimiz aynı şeyin giriş ve çıkışlarıyız. Önemli olan ilham perisini davet etmeyi öğrenmek. Eski Yunanlılar sanat ve bilimden dokuz tanrıçanın sorumlu olduğuna ve bir fikir üretebilmek için önce onların teveccühünün kazanılması gerektiğine inanırlardı. Bugün İngilizce’de ilham perisi anlamındaki sözcük, derin düşünceye dalmak, meditasyon anlamında kullanılıyor. Dalgın, kendinden geçmiş bir haldeyken, aynı zamanda derin düşünebilmek çelişkili bir durum gibi görünüyor, ama Evrenin Yaratıcı Zekâsı’nı bu şekilde işleyip geliştiriyoruz. Yüzeysel düşünceden uzaklaştığımızda bilinçaltının kaynaklarına dalıp derinlemesine düşünebiliyoruz. İyi bir şekilde yapılmış. Burada vurgulanması gereken nokta, hepimizin Yaratıcı Zekâ’ya.”
13. Nasıl Mutlu Olunur? (The How Of Happiness: A Scientific Approach To Getting The Life You Want), Sonja Lyubomirsky, 2007
Duy Huynh, High Notes For Low Clouds
Prof. Dr. Sonja Lyubomirsky, uzun yıllarını mutluluk araştırmalarına adamış bir bilim kadınıdır. Mutluluk konusu üzerine çok önemli çalışmalara imza atmıştır. Kitabında, hem kendi yaptığı çalışmaları hem de bu konuda başka araştırmacılar tarafından yapılan çalışmaları çok iyi sentezlemiş ve herkesin anlayabileceği düzeyde basit ve sade bir şekilde yazmış. Yazar kitabında bilimsel kanıtlarla desteklenen 12 mutluluk stratejisini anlatmaktadır. Her ne kadar önsözünde bunun bir kişisel gelişim kitabı olmadığını vurgulasa da son yıllarda ülkemizde yaşanan acılar sonucunda insanlarımızdaki mutsuzluk, umutsuzluk bu kitabı listemize almamıza neden oldu.
“Anlaşılan o ki, mutluluk yanında birçok kazanç daha getiriyor. Daha az mutlu emsallerle karşılaştırıldığında, mutlu insanlar daha sosyal, enerjik, yardımsever, işbirlikçi ve diğerleri tarafından daha çok seviliyorlar. Daha mutlu insanların evlenme ve mutlu evlilikler yapma, geniş arkadaş grupları edinme ve sosyal destek görme ihtimallerinin daha yüksek olmasına şaşırmamalı. Ben mutluluk kavramını, neşe, tatmin ya da refah ile yaşamdan duyulan memnuniyetin bir birleşimi anlamında kullanıyorum.”
14. Duygusal Vampirler: Kanımızı Kurutan İnsanlarla Başa Çıkmanın Yolları (Emotional Vampires: Dealing With People Who Drain You Dry), Albert J. Bernstein, 2000
Duy Huynh, Chorus From The Rainforest
Bazı insanlar vardır, isteyerek ya da fark etmeden sizin tüm enerjinizi çalar, içinizi bunaltır, kanınızı emer gibi duygusal enerjinizi de tüketirler. Klinik psikolog Albert J. Bernstein, aynı adlı kitabında bu tür insanları duygusal vampirler olarak tanımlıyor. Hayatın her alanında, ailenizin içinde, işyerinde, arkadaş çevresinde ve hatta yatağınızda sizi her an sömüren bir duygusal vampirle yaşıyor olabilirsiniz. Bernstein, sıradan insanlardan çok daha cezbedici özelliklere sahip duygusal vampirlerden korunmanın tek yolunun, neden böyle davrandıklarını bilerek onlarla mücadele etmek olduğunu söylüyor.
“Duygusal vampirler önce içinize sızar, sonra içinizi boşaltırlar… İlk bakışta sıradan insanlardan daha iyi görünürler. Onları yaşamınıza davet eder, sizi boynunuzda bir ağrıyla, kanınız emilmiş, cüzdanınız bomboş ya da kalbiniz kırık bırakıp, gecenin içinde yitene kadar da yanlışlarını fark etmezsiniz. Hatta kendinize sorarsınız, suç onun muydu, benim mi? İşte, duygusal vampirler…”
“Onlardan korunmanın en iyi yolu, vampir henüz cazibe musluklarını açmadan onu tanımaktır. Yapmanız gereken, oyunculuk yeteneklerini bilmek ve onlara oynayacakları daha zararsız roller vermektir. Pek çok insan, keyifli bir illüzyon yaşamak uğruna kullanılmaya hazırdır.”
15. Alışkanlıkların Gücü: Özel ve İş Hayatımızda Davranışlarımızın Ardında Neler Yatar? (The Power Of Habit: Why We Do What We Do In Life And Business), Charles Duhigg, 2012
Duy Huynh, Persistent Nature
The New York Times’ın iş dünyası muhabiri Charles Duhigg, 2004 yılında savaş ortamında olmanın kendisi için ilginç bir tecrübe olacağı düşüncesi ile Irak’a gider. Bağdat’ın güneyinde küçük bir şehir olan Kufe’de, Amerikan Kara Kuvvetleri’nden bir binbaşıyla karşılaşması, alışkanlık nedir sorusunu sormasına neden olur. Bu karşılaşma yazar için beklenmedik bir araştırma alanı doğurur. Kitabında Charles Duhigg, adından da anlaşıldığı gibi alışkanlıkların hayatımızı nasıl etkilediği çarpıcı örneklerle anlatılıyor bu kitapta.
“Değişim hızlı ve kolay olmayabilir. Ama zaman ve çabayla, yeniden şekillenmeyecek hiçbir alışkanlık tanımıyorum.”
“Sattığınız şey ister yeni bir şarkı, ister yeni bir yiyecek, ister yeni bir karyola olsun, alınacak ders aynıdır: Yeni bir şeyi eski alışkanlıklarla paketlerseniz, insanların onu kabul etmesi kolaylaşır.”
Kaynak
İşbaşında Duygusal Zeka’dan Alıntılar, Leonardo da Vinci Gibi Düşünmek, Nasıl Mutlu Olunur? Kitap İncelemesi