Edip Cansever, 8 Ağustos 1928’te dünyaya geldi. Edip Cansever’in en sevdiğimiz şiirlerinden dizeleri listeledik. Siz de sevdiğiniz Edip Cansever dizelerini Yorumlar kısmında paylaşabilirsiniz.
15 Unutulmaz Edip Cansever Şiirinden Seçilmiş Alıntılar isimli yazımıza da göz atmanızı öneririz.
1. Sıcak Haziran Geceleri (İkindi Üstü), 1947
Hoca Ali Rıza – Günbatımı
Saadetin içimde,
Yıldızlar gibi kaynaştığı geceler
Ben de artık yalnız değilim,
Rüzgarın bütün serinliğini duyuyorum.
Geçen yıl da Haziran’ın sıcak günlerinde
Çocuktum, böyle aşıktım.
Rüzgarlar yakardı ayak bileklerimi,
İçimi en güzel sevdalar sarmıştı,
Caddelerde gider gelirdim.
2. İkindi Üstü I (İkindi Üstü), 1947
Cevat Erkul – Fındıklı’dan
İşte taze ikindi güneşim.
Pencerelerde küçük sarışınlar,
Herşey iyi, herşey sade
Anlayamıyorum şu iç sıkıntımı.
Yaşamak dersen yaşamak,
Sarhoşluğum sarhoşluk.
Ah! Hatırlamak olmasa eski günleri.
3. Şekerli Gerçek (Dirlik Düzenlik), 1954
İhsan Cemal Karapurçak – Yenişehir’de Bir Gece
Duvarları yalnızlık yemiş bitirmiş
Gökyüzü üstünde yıldızlar daha üstünde
Kim örtsün damı duvarları kim koysun yerine
Adam bir hiçliğin üstüne uzanmış
Kimseler görmez
4. Ne Gelir Elimizden İnsan Olmaktan Başka (Nerde Antigone), 1961
Neşet Günal – Yaşantı I
Ne gelir elimizden insan olmaktan başka
Ne gelir elimizden insan olmaktan başka
Ne çıkar siz bizi anlamasanız da
Evet, siz bizi anlamasanız da ne çıkar
Eh, yani ne çıkar siz bizi anlamasanız da.
5. Cin (Kirli Ağustos), 1970
Utku Varlık – Soyut Kompozisyon
Seni bir daha kendine gömen, bir daha
Kendine gömdükçe de bir önceki acı yenisinden
Elbette ki güzeldir
İnsanın insana verebileceği en değerli şey
Yalnızlıktır.
6. Uçurum (Kirli Ağustos), 1970
Nazmi Ziya – Pembe Güllü Kameriye
Bir ağaç sürüsünün üstünden
Çok ağaçlı bir ağaç sürüsünün üstünden
Kesilmiş limon dilimleri gibi düşüyor güneş
Votka bardağımın içine
Benim olmayan bir sevinç duyuyorum.
7. Sonrası Kalır (Sonrası Kalır), 1970
Namık İsmail
On kalır benden geriye, dokuzdan önceki on
Dokuz değil on kalır
On çiçek, on güneş, on haziran
On eylül, on haziran
On adam kalır benden, onu da
Bal gibi parlayan kekik gibi bunalan
On adam kalır.
Ne kalır ne kalır
Tuz gibi susayan, nane gibi yayılan
Dokuzu unutulmuş on yüz mü kalır
Onu da unutulmuş bir şiir belki kalır
On çizik, on çentik, on dudak izi
Bir çay bardağında on dudak izi
Aşklardan sevgilerden
Suya yeni indirilmiş bir kayık gibi
Akıp geçmişsem, gidip gelmişsem
Bir de bu kalır.
Ne kalır benden geriye, benden sonrası kalır
Asıl bu kalır.
8. Şu Küçük Şey (Şairin Seyir Defteri), 1980
Nuri İyem – Peyzaj – Şile
Nice sözler vardır –belli belirsiz– bir yangın yerine benzer
Arasıra kokusunu duyarız
Ve aşklar şekilsiz eylemlerdir gün günden
Biçilmemiş bir çayırdır bütün yaşam
Durumlardır çünkü akılda kalan yalnız.
9. Çiçekler Zamanında (İlk Yaz Şikayetçileri), 1984
Ali Halil – Kandilli
Ölüm, seni mi düşünüyorum ne bugünlerde
İpekli bir mendili katlar gibi durmadan
Sesini mi duyuyorum en çok
Dünyasızlığın sesini.
Ben çiçekler zamanında doğmuşum
Islak bir gökyüzü zamanında
Ve annem olmamış gibi doğmuşum
Sesini yakından tanıyorum.
Bıraktım anılarımı yan yana dizip
Tam şuralarda bir yerde duruyorum
İstersem yapabilirim
Su diplerindeki esrikliğime güvenip
10. Umutsuzlar Parkı (Yerçekimli Karanfil), 1957
Müfide Kadri – Aşıklar
Ne çıkar sanki sardıysam sizi kollarımla
Unutmak, belki de unutmak olsun diye mi?
Onu da tatmak gibi
Oysa ne bir evim oldu, ne de bir yerim var şimdi gidecek
Ama gitmenin saati geldi
11. Ben Ruhi Bey Nasılım (Şairin Seyir Defteri), 1980
Halit Naci – Peyzaj
Söylesek, yeniden mi söylesek şimdi de
Ben uzun yolları hiç sevmem
Doğacak bir çocuk gibi beklemeli anılar
Ansızın doğmalı, ansızın ölmeli saniyelerde.
Bırakıp gidiyor anılarımı rüzgar
Denize bırakılmış çöpler gibi
Yol kenarlarında birikmiş gereksiz eşyalar gibi
Geri veriyor ve çekip gidiyor usulca.
12. Saate Bakmak (Şairin Seyir Defteri), 1980
Avni Arbaş – Dolunay
Her şey bir hızlı adım olmamaya
Ama dün gibi taşıdığımız bir umut gözlerimizde
Saatlerimize bakıyoruz hiç yoktan
Çok uzaklara bakmaktır, diyoruz, durmadan saate bakmak
Yemyeşil bir su takılıyor akrebe, bir çavlan
Yüzü akide gibi parlayan bir gün takılıyor yelkovana
Anılardan anılardan çoktan vazgeçtik
Yaşadığımız bugün nasıl
Güzelliğimiz hangi güzellik.
Biliyor muyuz, hayır, bilmiyoruz da
Acılarımızdan bir yaz kurduk onarıyoruz
Belki bir hazırlık bu başka yazlara
Yakın yazlara, uzak yazlara
Çünkü her şey eskiye kaldı, anılar bile
Her şey, ama her şey eskiye kaldı
Vakit yok bir daha yemyeşil eylül tramvaylarına
13. Eski Bir Takvim İçin Şiirler (Şairin Seyir Defteri), 1980
Ömer Muz
Yağar ki sokaklarda bir uzun yağmur
Islanırım ıslanırım anlamam
Sanki nedir bir yağmurun güzel olması
Sahi bir yağmurun güzel olması
Yağarken kendine severek bakmasından.
Yorum Yap