Fransız ressam Édouard Manet (1832 – 1883), gerçekçilik akımından izlenimciliğe geçişte önemli rol oynayan, verdiği eserlerle kendisinden sonraki yıllarda izlenimciliğin önemli ressamları olacak genç ressamlara esin kaynağı olan önemli bir ressamdı. Kendisinin önemli eserlerini derledik.
Akademi ile tüm sanat yaşamı boyunca mücadele eden sanatçılardan biri olan Édouard Manet (1832 – 1883), Parisli saygın ve varlıklı bir ailenin çocuğudur. Sanatçıya büyük destek sağlayan bu özellik, onun daima şehirli bir anlayışla eser vermesinde önemli bir etken olmuştur.
Manet’in Anne ve Babası – 1860
Manet liseden sonra denizcilik okuluna gönderilmek istendi, ancak iki kez sınavını kazanamayınca 1848 yılında Brezilya’ya gitti. Dönüşünde birçok resim ve taslakla geldi. Babası Manet’in yeteneğini fark ederek onu dönemin ünlü ressamlarından Thomas Couture’nin atölyesine verdi. Manet bu atölyede 6 yıl çalıştı. Bu dönemde Manet, Louvre Müzesi’ndeki ünlü ressamların eserlerini inceledi. Onun sanatçı kimliğinin gelişiminde özellikle Frans Hals, Tiziano Vecellio, Giorgione ve Tintoretto’nun önemi büyüktür.
Çocuk ve Kiraz – 1859
Kiraz, Manet’in sevdiği meyveler arasında çünkü farklı resimlerinde de sıkça kullanmış. Çocuğun yüzü, bakışları sanki daha büyük bir kişiye aitmiş gibi, Manet resimde ışığı şapka, el, yüz, gömlek üzerine düşürmüş. Arka plan açık ama çocuğun üzerindeki giysi koyu, açıktan koyuya bir geçiş de resimde göze çarpar. Manet’in realizm ve izlenimcilik arasındaki dönemde yaptığı bir portredir. Bu eserle ilgili ilginç bir rivayete göre, Manet’in modeli Alexandre isimli çocuğun 15 yaşında intihar ettiği ve Manet’in bu durumdan çok etkilendiği söylenir. Hatta Lavoisier Caddesi üzerindeki atölyesinden taşınır, Victoire Caddesi üzerinde bir stüdyoda resmi tamamlar.
Çocuk ve Köpek – 1860
Jeanne Duval Portresi – 1862
Fransız şiirinde başlı başına bir dönemeç olan, modern dünya şiirinin kurucularından biri olan Charles Baudelaire ve Manet arkadaştı. Resimdeki model, tiyatro oyuncusu bir aktrist olan Jeanne Duval ise Baudelaire’nin sevgilisidir ve hayatında önemli bir rol oynayan Güzel Dorothe diye bahsettiği ve pek çok şiirinin ilham kaynağı olan Jeanne Duval ile birlikte tütün ve alkol arasında ıstırap ve sefalet dolu günler geçirir. Daha sonra Jeanne Duval kendisini mahallenin berberiyle aldatır.
Tuileries’te Müzik – 1862
Bazı eleştirmenlere göre eser tamamlanmamıştır. Resim dönemin Paris’te bulunan Tuileries Bahçeleri’ndeki müziği ve sohbeti anlatıyor. Bu tabloda Manet arkadaşlarını, ressamları, yazarları ve müzisyenleri betimler. Kendisini resmin en solundadır. Eserde Manet haricinde şair Charles Baudelaire, sanat eleştirmeni Théophile Gautier, ressam Henri Fantin-Latour, besteci Jacques Offenbach, ressam, yazar ve besteci Zacharie Astruc ve Manet’nin erkek kardeşi Eugène Manet de var.
Kırda Öğle Yemeği – 1863
Édouard Manet’in Kırda Öğle Yemeği isimli tablosu o günün toplumunda kıyamet kopartmıştı. Zira hiçbir yerde giyinik iki beyefendiyle çıplak bir kadının piknik yapmasına rastlamak olası değildi, bu geleneklere aykırıydı. Renkler de alışılagelmişin dışındaydı. Resim dışlandı, sergiden kovuldu, ama daha sonra tekrar sergilendi. İki giyinik erkeğin arasında çırılçıplak oturan kadın müstehcen bulunmuş, resim sanatına layık olmadığı iddia edilmiştir. İnsanları rahatsız eden şey çıplak kadının doğrudan kendilerine bakması, bunu yaparken bu konu hakkında hiçbir utanç göstermemesi. Yanında oturan iki erkek, kadının durumuyla ilgilenmiyor gibi görünüyorlar. Halbuki Manet’in maksadı Raffaello’nun da betimlediği doğada nü figürünün bir çeşitlemesini sunmaktır. Ama tanrılarla mitolojik efsane figürlerinin yerine zamanın gerçek kişilerini koyarak temayı güncelleştirmek, dünyevileştirmek istemiştir.
Resmin arkasında yatan başka bir niyet ise, burjuva kesimin çok sevdiği Pazar piknikleri ile Paris’in banliyölerindeki fuhuş sektörü arasındaki mahrem ilişkiyi hicvetmektir. Tabloda modeller Manet’in favori kadın modeli Victorine Meurent, ileride ressamın kayınbiraderi olacak heykeltıraş Ferdinand Leenhoff ve ressamın erkek kardeşi Eugène Manet’tir. Akademi’nin reddettiği bu eserin fazla eleştiri alması, Manet’in çabuk tanınmasını sağlamıştır. Ressamın sanat yaşamına çağın önde gelen yazarlarından Emile Zola’nın önemli etkisi olmuştur. İki sanatçı arasındaki dostluğun karşılıklı etkileşimleri kadar Zola’nın övgü dolu yazılarının da Manet’in tanınmasında önemi büyüktür.
Sokak Şarkıcısı – 1862
Bir kafeden çıkarken aniden karşılaştığımız müzisyen bir kadın, ağzına hızlıca kirazları tıkıştırıyor. Kirazları tuttuğu kolunun altına aynı zamanda bir de gitar sıkıştırmış. Kalabalığın içine karışmadan bir saniye bizimle göz göze geliyor. Bu resmindeki kadın üst sınıfa ait değil, ama aynı zamanda Paris’in sıradan bayanlarından olmadığı da kesin. Resimdeki modeli yine Victorine Meurent.
1865’te İspanya’ya yaptığı yolculukla daha iyi tanıma olanağı bulduğu Velázquez ve Goya gibi ustalar, sanat yaşamını önemli ölçüde etkilemiştir. Manet, eski ustaların 19. yüzyıldaki takipçisi olmaya gayret etmiştir. Sanatçı, resimlerinde ayrıntılara giderek daha az önem vermiş, yuvarlak biçimlerin gün ışığında lekeler gibi göründüğünü ileri sürmüştür.
Flütçü – 1866
Emile Zola, Manet’in bu resmi sayesinde onun hayranı olur. Manet, 1865’te İspanya’ya gittiğinde Velasquez’in Pablo de Valladolid adlı resminden çok etkilenir, bunu denemek istediğini söyler. Çocuğu İspanyol asilzadeleri gibi giydirip arkadaki fonu belli belirsiz tutarak çocuğu belirginleştirmiştir.
İspanyol Kostümlü Genç Kadın – 1867
İmparator Maximillian’ın Vuruluşu – 1867
1879’da ABD’ye götürülen İmparator I. Maximillian’ın Kurşuna Dizilmesi adlı ünlü yapıtıyla ülkesinin sınırları dışında da ilgi çekmiştir. Tablo, I. Maximillian’ın Cumhuriyetçiler tarafından infaz mangası tarafından kurşuna dizerek infaz edilmesini anlatmaktadır. Maximillian, üç sene Fransa İmparatoru III. Napolyon’un ordularının koruması altında Meksika’yı yönetti. Napolyon, Maximillian’a verdiği sözleri tutmayarak ordusunu geri çekince Cumhuriyetçiler yönetimi ele geçirdiler ve 1867 yılında Maximillian ve yardımcılarını idam ettiler. Tabloda Maximillian, merkezde çizilmemiştir. Şapkası olmayan sağdaki mahkumdur.
A Reading (Léon Leenhoff and Susan Leenhoff) – 1868
Manet, 1863 yılında Almanya doğumlu Suzanne Leenhoff ile evlendi. Leenhoff ile Manet aynı yaşlardaydılar ve yaklaşık on sene beraberdiler. Leenhoff ilk olarak Manet ve erkek kardeşine piyano çalmayı öğretmek için Manet’in babası Auguste tarafından işe alınmıştı. Ayrıca babasının metresi olduğuna dair dedikodular da vardı. Suzanne’nin 1852 yılında ise Léon Koella Leenhoff ismini verdiği evlilik dışı bir çocuğu olur. Bu çocuğun babasının Manet olduğu kabul edilir. Manet babasının 1862 yılında ölmesinden sonra Suzanne ile evlenir. Léon resmin yapıldığı günlerde 11 yaşındadır. Léon Manet’e pek çok resminde poz verir. Balkon resminde arkada duran çocuk da Léon’dur.
Balkon – 1869
Manet, tabloda yeşil ahşap panjurları, yeşil demir korkuluklarıyla bir balkon resmetmiş. Tablodaki en önde pufa oturmuş, kapalı yelpazesiyle genç kadın, onun bir adım gerisinde ve solunda, ayakta, kucağında kapalı bir şemsiye tutan orta yaşlı bir başka kadın ve ikisinin de arkasında, evin loşluğuyla balkonun aydınlığı arasındaki eşiğe yerleşmiş, mağrur bir erkek. Üçü de bakımlı ve şık. İlk bakışta insan, onların halkı selamlamak için saray balkonuna çıkmış kraliyet mensupları ya da opera balkonundaki soylular olduğunu düşünüyor. Oysa biraz daha dikkatli bakıldığında burasının, yeni palazlanmış bir burjuvanın balkonu olduğu anlaşılıyor. Manet’in Balkon’u, bizi görme ve görülmenin modern anlamı üzerinde düşünmeye zorluyor.
Berthe Morisot with a Bouquet of Violets – 1872
Manet’in modellerinden birisi Berthe Morisot Manet’in kardeşi Eugéne ile evlenir.
Sahilde – 1873
Manet 1873’de ailesi ile birlikte Fransa’nın kuzeyinde bir sahil kasabası olan Berck sur Mer’de üç hafta geçirir. Resimdeki kişiler eşi Suzanne ve kardeşi Eugéne. Eugéne daha sonra Manet’in arkadaşı ve modeli Berthe Morisot ile evlenecektir.
Demiryolu – 1873
Ressamın Demiryolu (daha bilinen ismiyle Saint-Lazare Garı) isimli tablosunu 1873 tarihli.Bu çalışmasında da favori modellerinden olan Victorine Meurent’i kullandı. Kadının kollarında uyuyan bir köpek yavrusu ve kucağında açık bir kitap var. Hemen yanında küçük bir kız çocuğu duruyor. Çocuk geçmekte olan treni izliyor. Manet bu resimde geleneksel bir doğa manzarasını arka plan olarak seçmez. Trenin orada olduğuna dair tek kanıt buharın oluşturduğu beyaz bulut. Uzaklarda modern apartmanlar görülebiliyor. Resim 1874’te Paris Salonu’nda ilk gösterildiğinde eleştirmenler ve ziyaretçiler resmin konusunu şaşırtıcı kompozisyonunu tutarsız ve çizimini eskiz gibi bulurlar. Karikatüristler eserle dalga geçerler.
Nina de Callias’ın Portresi – 1874
Gerçekçilik akımından izlenimciliğe geçişte önemli bir rol oynayan Manet, izlenimci ressamlarla yakın bir dostluk kurmasına ve okullarının öncüsü sayılmasına karşın, onlara katılmaz. Açık renkleriyle izlenimcileri etkiler. Manet’in izlenimciliğe en uzak yapıtları, pastel ve çini ile yaptığı ilk dönem portre taslaklarıdır. Ama bunlarda bile canlı bir ışık, titreşen renkler ve izlenimcilerin çok önem verdiği, birbirini bütünleyen renkler kuralı iyice belirgindir.
Argenteuil – 1874
Édouard Manet’in Argenteuil adlı bu çalışması, deniz kıyısında çalışılmış olduğu için ışıklar her yönden yansımakta ve konuyu her yönden aydınlatmaktadır. Bu yüzden gün ışığının dik geldiği bir saat bile olsa gölgeler ve aydınlık yerler arasındaki kontrastlık azalır. Gölgelerdeki ayrıntılar bile görülebilmektedir. Buna karşılık alan derinliğindeki netlik en az zarara uğramıştır, geri planda geniş bir mesafede renkler gerçeğe yakın görülebilmektedir.
In the Conservatory – 1879
1880’de Paris’te kişisel sergi açmış, 1881 Salon’unda madalya kazanmış ve 1882’de Onur Nişanı almıştır. Çağdaşı akımlardan farklı bir eleştirel bir tutum ve ironi taşıyan eserlerindeki ifadeler, onun daima yeni arayışlara, deneylere ve uygulamalara açık bir sanatçı olduğunu göstermektedir. Bu durum, portre, natürmort ve değişik görünümdeki kafe, bar, lokantalar ve değişik yaşam kesitlerinden yansımaların yer aldığı yapıtlarında kendini göstermektedir.
İlkbahar – 1881
A Bar At Folies-Bergère – 1882
Manet’in Folies-Bergère’de Bar adlı çalışması iç mekanda yapay aydınlatmaların olduğu bir ortamda resmedilmiştir. Barmen kadının hemen arkasındaki aynadaki yansımalardan mekanı görmek mümkün olmaktadır. Aynadaki barmen ve adam da dahil tüm görüntü hava perspektifinin etkisiyle fludur. Aynadaki renkler grileşmiş ve konturlar yumuşamıştır. Ön taraf ışık ısı değerinin düşük olması sebebiyle kırmızı ve sarı tonların etkisindedir. Gölgelerde detaylar kaybolmuştur. Tablo, önde genç kadın ve çevresinde görülen nesnelerin oluşturduğu geleneksel bir görüntüye karşın arkadaki aynada yansıyan görüntülerin tamamen izlenimci tarza uyan bir renkler dizgesi içinde ışık oyunlarıyla renklerin kaynaştığı ve klasik biçimlerin aşıldığı şeklinde açıklanabilir. Aynada yansıyan görüntü 1870-1880 yıllarında açılışının ardından büyük bir ilgi gören ve ününü 130 yıl boyunca koruyan Paris gece hayatının önemli merkezlerinden biri olan Folies-Bergére Barı’nın hatırı sayılır müşterileri içi ayrılmış Loca kesimidir. Bu renklerle ifadesini bulan topluluk içinde özellikle ressamın da yakın arkadaşları göze çarpar. Bu kadınlardan beyaz giysili olan Mery Lauren diğeri ise aktrist Jeanne de Marsey’dir. Müşterilere içki ve aşkın satıldığı bu barda resme modellik eden Susan adındaki genç kadın bu barda çalışır ve ve Manet’in de iyi tanıdığı bir kimsedir.
1879′da hastalandı, hareketlerini kontrol edemez hale geldi. Gittikçe ilerleyen bir felce yakalanmıştı. Kaza sonunda yanan sol ayağını kestiler, kısa süre sonra 1883’te 51 yaşında öldü.
Kaynak
Selanik – Serhat Öztürk, Çağdaş Dünya Sanatı, Victorine Meurent – Siz Beni Olympia Olarak Tanıyorsunuz, Günde 1 Resim
Yorum Yap