Bu yazımızda, yaşam öyküleriyle size ilham verecek önemli kişileri derledik.
Kişileri engelli veya engelsiz olarak etiketlemeyi, engelli olanlara acıyarak yaklaşmayı ya da zaman zaman başardıklarına bakıp engellerini vurgularcasına övgüler yağdırmayı doğru bir bakış açısı olarak görmüyoruz.
Bu yaşam öykülerini sizlerle paylaşıyoruz, çünkü bu öyküler hepimize hayatın zorlukları karşısında mücadele etmeyi ve yılmadan çalışmayı aşılıyor. Engel tanımayanlar, zorluklar karşısında kendinizi çok bezmiş hissettiğinizde sizi kendinize getiren ve tekrar ayağa kalkıp mücadele etme isteği uyandıran öyküler. En azından, bizim için hep öyle oldu. Size de böyle hissettiren yaşam öykülerini Yorumlar kısmında paylaşabilirsiniz.
Kerim-Selim Altınok
Kerim ve Selim Altınok kardeşleri daha yakından tanımak için 2006 yılında çıkarttıkları Karanlığın Rengi Beyaz isimli kitaplarını okumanızı ve www.selimkerim.com isimli sitelerine göz atmanızı öneriyorum.
Kerim ve Selim Altınok 23 Aralık 1963’te İstanbul’da dünyaya geldi. 3 yaşından itibaren yavaş yavaş görme duyularını kaybedip 18 yaşında tamamen görme engelli oldular. Ancak, bu engellerini bir bahane olarak görmek yerine kendilerini geliştirmeye, çevrelerini aydınlatmaya ve çalışmalarıyla ülkemize değer katmaya devam ediyorlar.
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni sınıf birincisi ve ikincisi olarak bitirdiler. Aynı üniversitede Mali Hukuk alanında doktora yaptılar. Hukuk Fakültesi’ne devam ederken aynı zamanda İstanbul Devlet Konservatuarı (yarı zamanlı Batı Şan) bölümünü de bitirdiler. Çeşitli topluluklar, koro ve orkestralar kurdular.
Bir süre serbest avukatlık yaptıktan sonra, bir kamu kurumunda hukuk danışmanı olarak çalıştılar. 15 yılı aşkın sürdürdükleri bu görevi tamamlayıp emekli olduktan sonra, görme engelliler alanında eğitim faaliyetlerine ağırlık verdiler. Görmeyenler için sesli bilgisayar eğitim cd’leri hazırladılar, kurslarda öğretmenlik yaptılar.
Görme Engelliler Satranç Milli Takım Oyuncuları olarak ülkemizi bir çok defa yurt dışında başarıyla temsil ettiler. Hatta Selim Altınok’un Kasparov’dan önceki Dünya Şampiyonu Anatoly Karpov ile berabere kaldığı maçla ilgili düşüncelerini buradan okuyabilirsiniz. Görme engelli okullarında okuyan çocuklara yönelik bir kabartma satranç kitabı da yazdılar.
Yaşam öykülerini anlatan bu kısa belgeseli de izlemenizi öneriyorum.
Eşref Armağan
Eşref Armağan, doğuştan görme engelli bir ressam. Hiç resim eğitimi almamış olmasına rağmen görmediği nesnelere veya maketlerine parmak uçlarıyla dokunarak onları başarıyla resmetmektedir. Bu yeteneği sebebiyle, Harvard Üniversitesi Nöroloji Bilim Dalı’ndan profesörler kendisinin beyin fonksiyonlarını incelemiş, bunun sonucunda Eşref Armağan’ın bir nesneye dokunduğunda beynindeki görülen cisimlerin algılanması ile ilgili bölümün harekete geçtiğine şahit olmuşlardır.
Bu yetenek, The Colours of Darkness isimli Discovery Channel yapımı belgesele konu olmuştur. Belgeseli buradan izleyebilirsiniz.
2013 yılında TEDx kapsamında gerçekleştirdiği konuşma da oldukça eğlenceli, buradan izleyebilirsiniz.
Gültekin Yazgan
“1939 Nisan’ının ilk günleriydi. İki ayı aşkın bir süredir yattığım Cerrahpaşa Hastanesi’nden taburcu olmuş, annemin kolunda çıkıyordum. Ne var ki, bu çıkış hastaneye gelirken geride bıraktığım yaşantıma dönüş değildi. Allahaısmarladık bile diyemeden ayrıldığım sınıfıma, kitaplarıma, defterlerime ve de aydınlığa geri dönmüyordum. Yarım kalan oracıkta yarım kalmıştı. Yeni bir yola çıkıştı bu: Kör uçuş başlıyordu.”
11 yaşında bir kaza sonucu görme yetisini kaybeden Gültekin Yazgan, kendi yaşam öyküsünü anlattığı Kör Uçuş isimli kitabında hissettiklerini böyle özetliyor.
Dışardan ikokulu, ortaokulu ve liseyi başarıyla bitiren Gültekin Yazgan, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden başarıyla mezun oldu. 1950 yılında Mithat Enç ile Altı Nokta Körleri Eğitme ve Kalkındırma Derneği’ni, şimdiki adıyla Altı Nokta Körler Derneği’ni kurdu. O yıl, TRT Radyosu’nda verdiği röportajı buradan dinleyebilirsiniz.
Aynı yıllarda Ankara Körler Okulu’nda öğretmenlik yaptı ve bu tarihte başlayan öğretmenlik hayatı çeşitli okullarda 28 yıl 5 ay devam etti.
2003 yılında Türkiye’nin ve dünyanın her yanındaki görme engellilere ücretsiz kabartma ve sesli kitap gönderen Türkiye Görme Özürlüler Kitaplığı TÜRGÖK‘ü kurdu.
Maalesef kendisini 2012 yılında 85 yaşında kaybettik.
Yaşam öyküsünü anlatan bu kısa videoyu izlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum.
Alper Kaya
İzmirli göz doktoru Alper Kaya 50.000 kişide bir görülen ve tedavisi olmayan ALS hastalığına yakalandığında henüz 28 yaşında genç bir doktordu. O sırada eşi, ilk çocuklarına hamileydi.
Hastalığı hızla ilerlediği için solunum cihazına bağlı olarak ve tek parmağı hariç vücudunu hareket ettirememesine rağmen yaşama bağlılığı ile ALS hastalığı konusunda toplumu bilgilendirmek, ALS hastalarına yardımcı olabilmek ve seslerini duyurabilmek için büyük çaba harcamış, harcamaya da devam ediyor.
Türkiye’deki tüm ALS hastalarını bulup onlara ulaşarak, ALS hastalarına ve yakınlarına sürekli yardımcı olmaya devam ediyor.
Alper Kaya’nın hastalıkla mücadelesi, Dört Duvar Bir Pencere isimli belgesel film ile Altın Koza Film Festivali’nde Belgesel dalında En İyi Film Ödülü’ne layık görüldü.
Ufuk Koçak
“Her şeye rağmen hayat devam ediyorsa yaşayacaksın” dedim. İnsanı insan yapan en büyük değerlerden birisi yaşama saygıdır ve onun hakkını verebilmektir. Unutmamalı ki insan, hayat sadece onu yaşamayı bilen cesur insanlarındır. Yaşama, tabiata ve insana olan saygımla hayatımı iğne oyası gibi yeniden örmeye başladım.”
Ufuk Koçak, kendini anlattığı videoda 1999 Gölcük Depremi’nde bacaklarını kaybetmesinden sonra hissettiklerini böyle tanımlıyor.
Spora, tekerlekli sandalyede tenis ve basketbol oynarak başladı. Sonrasında, Değirmendere Sualtı Kulübü ile çalışmaya başladı ve su altına adım attı. Türkiye’nin ilk engelli dalış eğitmeni oldu. 2014 yılında da 22 metreye dalarak Dünya Bedensel Engelli Değişken Ağırlık İp Destekli Paletsiz Serbest Dalış Rekoru’nu kırdı.
Kendisini daha iyi tanımak için bu videoyu izlemelisiniz.
