Oktay Rifat’ın (10 Haziran 1914 – 18 Nisan 1988) Sesimiz Dergisi’nde yayımladığı ilk şiirleri Ahmet Haşim, Ahmet Hamdi Tanpınar ve Necip Fazıl Kısakürek’ten etkiler taşımaktadır. Yazın hayatına girdiği sıralardaki şiirlerini Garip hareketinin poetikasına uygun olarak yazar.
Orhan Veli ile birlikte yazdıkları Garip kitabındaki yirmi bir şiirin büyük bir kısmı Garip çizgisindedir. Edebiyat dünyasında bir yer edindikten sonra, Garip şiirinin estetik altyapısı içerisinde kalmanın kendisini tüketeceğine inanmaktadır. Bunun için, Orhan Veli’nin vefatından sonra Garip’ten kopuşu kolay olur.
Orhan Veli, Şinasi, Oktay Rifat, Melih Cevdet Anday
Oktay Rifat, Garip çizgisinde kalmayarak, şiir serüvenini toplumcu gerçekçi, İkinci Yeni ve evrensel değerleri önceleyen bir doğrultuda sürdürür. Bazı şiirlerinde, halkçı bir tavırla folklordan faydalandığı da görülür. Perçemli Sokak’ta araladığı ikinci yeni kapısını Aşık Merdiveni ile açar. Ona göre şiir, içerik ve dil işidir. Bundan dolayıdır ki onun şiirlerinde aynı muhteva, birbirinden farklı formların içerisinde dile dönüşmüş bir biçimde görülebilir.
Lirizm ise Oktay Rifat’ın şiirinin her döneminde bir dip akıntı olarak varlığını korumuştur. Şiirle ilgili hiçbir konuda tutucu değildir. Bunun için, Garip döneminde Orhan Veli’nin mektepleşme eğilimine karşı çıkarak, Garip hareketine bir tepki olarak doğan İkinci Yeni’ye katılır. Şiirlerinde aşk, yaşama sevinci, özgürlük ve zaman problemi en çok üzerinde durduğu konulardır.
Cemal Süreya “Oktay Rifat bu dilin en afacan şairi. En çevik şairi. Onun şiir çizgisi sık sık oynamalar göstermiş, bu arada arkadaşlarıyla birlikte Türk şiirinin genel akışını, konjonktürünü çok kez etkilemiştir.” der.
1. Sessizlik
Robert Finale, The Evening Light
Bir sessizlik oldu ardında
Dönmedi bakmak için
Yitebilirdi dönse
Kuş mu saz mı yaprak mı
Neyse
2. Sağanak
Robert Finale, Summer Breeze
Tane tane konuştu ilkin
Sonunda boşandı sağanak gibi
Kınalı kuzum benim, kekliğim.
3. Seninle Sensiz
Robert Finale, San Francisco Moonlight
Sen gelince bir mutluluk ülkesiyim,
Cıvıl cıvıl;
Az gelişmiş toplum gibi, sen gidince,
Boynum bükük.
4. Karıma
Robert Finale, Table for Two, Vernazza Italy
Sofalar seninle serin
Odalar seninle ferah
Günüm sevinçle uzun
Yatağında kalktığım sabah
Elmanın yarısı sen yarısı ben
Günümüz gecemiz evimiz barkımız bir
Mutluluk bir çimendir bastığın yerde biter
Yalnızlık gittiğin yoldan gelir
5. Aşık Merdiveni
Robert Finale, Autumn Morning
Dişli rüzgarlara karşı büyüttüm
Düşman gecenin içinde seni
Bir damlacık aydınlığım
Kalemime kağıdıma şavkı vuran
Avucumda koruduğum bugüne
6. Bir Aşka Vuran Güneş
Robert Finale, A New Dawn Capri
Öyle sevdalar vardır, biter biter başlar;
Buruk tatlar vardır, ağızda sürüp giden;
Bir aşka vuran güneş kolayca batmıyor.
Yanıyor bin kollu şamdanı, tutuşuyor
Ufkunuzda camları göksel konağının
Ve bir yaz akşamı buhurdan gibi tüten
Hanımellerinin morumsu buğusunda
Bekliyor bahçenize dönük balkonunda
Sarmaşık gülleri kokladıkça kırmızı
Hüzünler, japonfenerleri arasında.
Öyle günler var, öyle anlar, hiç bitmeyen!
7. Yağmur Başlangıcı
Robert Finale, Winter In Paris
Siz bir başlangıç bile değilken
sizi yazdım, kotardım
bir başucu kitabı olmanızı istedim
tek tek iri o yabanıl kelimeler
onlar işte renkli zarlarının içinde
olukların çinkosunda yuvarlanan
siz daha bir başlangıç bile değilken
yağmur başlamıştı
ama ne ben, ne bahçe, ne yaz
hiçbirimiz.
8. Türkan İçin
Robert Finale, Summer In Tuscany
Ve kalbin sevda diye yandığı zaman
Ayın ondördüne karşı pencerede
Saçların çıplak omuzların gecede
Mısralarım dökülsün dudaklarından
Sen faydalı nisan yağmuru gibisin
Bereket ve huzur getirirsin şiire
Edebiyet çığrını açtın kadere
Bu baharın ve bu gönlün sahibisin
9. Elleri Var Özgürlüğün
Robert Finale, Last Night On The Grand Canal
Bu umut özgür olmanın kapısı;
Mutlu günlere insanca aralık.
Bu sevinç mutlu günlerin ışığı;
Vurur üstümüze usulca ürkek.
Gel yurdumun insanı görün artık,
Özgürlüğün kapısında dal gibi;
Ardında gökyüzü kardeşçe mavi
10. Ovaya Doğru
Robert Finale, Villa di Lago
Dudakla, elle, gözle varılmayan
Işık ötesi kapıyı açalım!
Ha benim kır atım, keklik sekişlim,
Güneş babamızın dizinin dibinde,
İyi kötü günlere kardeş, ortak,
Nerde akşam orda sabah, bir ölüm
ayırsın ikimizi!
11. Penceremde
Robert Finale, Cafe dé Paris
Sen benim penceremde olmasan.
Geçmesen önümdeki sokaktan,
İnan ki bitmişti. Bir toz duman,
Bir atlı dağlara doğru giden.
Ama şimdi bıraktığın yerden
Yeniden başlıyorsun, yeniden
12. Bağımsız
Robert Finale, Café Santorini
Bütün karanlığı versem size giden geceyi durduramazsınız
Işır odamızın havası kaçar çeşmelerinizden durduramazsınız
Ben denize bakarım sandalca uzaktan
Siz yüzersiniz bir kuş uçar bir gemi geçer durduramazsınız
13. Bir Öpüşün Dudağında Buluşmak
Robert Finale, Evening Charm
Uzak bir gündüzden gelirseniz
şu kapının ardında bulun beni,
eşikle sofa, güneşle mermer, aşkla ölüm
el ele oynarken taşlıkta.
Alın kılıcınızı vurun boynunu
perdelerin arkasında sevişen bulutların.
14. Hatırlama
Robert Finale, Atlanta Premier
Her dakikasını ayrı hatırlarım
Erenköy’de geçen zamanın
Rüyama girer bir arada
İstanbul, bahar ve Türkan’ım.
Bir odamız vardı etrafı sarmaşık
Bostanlara bakan penceremiz
O güller kadar taze
Ben ona deli gibi aşık.
Aynı yatakta dinlenir başlarımız
Saçlarım saçlarına karışırdı
O ince bir kızdı, ince alımlı
Ne giyse yakışırdı.
Yeter ki gönüller şen olsun
Şarkılar söylerdik yolda
Hep karşıma otururdu ellerini tutardım
Akşamları eve dönerken Baraşol’da.
Ağaçlar çiçekteydi
Türkan sağ beraberimde
İstanbul bahar içindeydi
Kalbim sevda içinde.
15. Suda Güneş
Robert Finale, Costa Azul
Suda güneş ışımaya başladı mı,
Suyun yüreği çarpmaya başladı mı,
Bir aşk mektubu gibi gelir, kırlangıç,
Uzaktaki sevgiliden,
Bir elinde çiçeklenmiş badem dalı,
Bir elinde çayır çimen.
Kaynak
İsa SARI – Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Ders Notları
Yorum Yap