Menu

İçinden Tren Geçen Şiirler ve Resimler



Türk Edebiyatı’nın önemli şairlerinin içinden tren geçen şiirlerini ve dünyaca önemli ressamların trenli resimlerini derledik.

1. Savaş Bitti, İsmet Özel

Claude Monet, Train in The Snow, 1875

Claude Monet (1840 – 1926), Train In The Snow, 1875

trende öğrenilen trende kalacak
indiklerinde üç türlü ölüm
boşaltmış olacak kompartımanları
trenli hayatların bir gereği bu
trenin bütün yolcularına ölüm
iltimas olsun diye
bir kalkış noktası hediye ederek
her birini tek tek
üç tarzda uğurluyor
durulan her istasyonda onları

2. Severmişim Meğer, Nazım Hikmet

Camille Pissarro, Lordship Lane Station, Dulwich, 1871

Camille Pissarro (1830 – 1903), Lordship Lane Station, Dulwich, 1871

ama neden birdenbire keşfettim bu sevdaları Prag-Berlin treninde
yanında pencerenin
altıncı cıgaramı yaktığımdan mı
bir eski ölümdür benim için
Moskova’da kalan birilerini düşündüğümden mi geberesiye
saçları saman sarısı kirpikleri mavi
zifiri karanlıkta gidiyor tren
zifiri karanlığı severmişim meğer
kıvılcımlar uçuşuyor lokomotiften
kıvılcımları severmişim meğer
meğer ne çok şeyi severmişim de altmışında farkına vardım bunun
Prag-Berlin treninde yanında pencerenin yeryüzünü dönülmez bir
yolculuğa çıkmışım gibi seyrederek

19 Nisan 1962

3. İç Nefes, Haydar Ergülen

Edward Hopper, Compartment C Car, 1938

Edward Hopper (1882 – 1967), Compartment C Car, 1938

o bir çay istemişti, trenin içinde
biz tren yolcusuyduk, çölün içinde
ben yalnız kalmıştım, senin içinde
oysa kaç kişinin yerine sevmiştim seni!
aşkı geçtik, gözlerini açabilirsin
o bir dile sığınmıştı, sözü içinde
yolu yoluma çıkmıştı, çölü içinde
ben eski kalmıştım, senin içinde
oysa kaç çocuğun yerine övmüştüm seni!
düşü geçtik, kendine bakabilirsin
o bir bende kırılmıştı, hayli içimde
ıssız otağ kurulmuştu, canım içinde
oysa kaç bahçe yerine açmıştım seni!
kimi geçtik, kimseye sorabilirsin

4. Ben Ruhi Bey Nasılım, Edip Cansever

Camilo Mori, The Traveller, 1923

Camilo Mori (1896 – 1973), The Traveller, 1923

Bir tren yolculuğunda ve her yerde
Her şeyin ya da hiçbir şeyin hiç mi hiç çekilmezliğini
Bir hafta tatilini, bir öğle vaktini, belki bir pazartesiyi
Saatler iyi
Adamlar gülüyorlarsa iyi, gülmüyorlarsa gene iyi
Ve bütün yolcuların dalgın
Koparıp koparıp bir şeyler yediklerini
Görünüşte kararsız
Görünüşte üzgün, endişeli
Görsek mi acaba, görmesek mi
Açıp da kapalı gözlerini arada
Şöyle bir görünümü tek bir solukta
Yalandan, inatla içine çekenleri
Ya da bir köprüden geçerken, bir tünele girerken
Belirtip yüzlerinde çok görmüşlüğün izlerini
Bir tilki çevikliğiyle, acele
Katarak yolculuğa hiç yoktan bir gizemliliği
Bilmem ki, görmesek mi
Durunca tren bir istasyonda
Dudakları çatlamış, ateşli, hasta bir istasyonda
Dünyanın bütün elma satıcılarına bakıp
Bakıp da her şeyi ilk defa tanıyormuş gibi
Uzanıp pencerelerden sarkık gerdanlarıyla
Tutarak parmaklarıyla yalancı
Ve ucuzundan bir kolyeyi
Acaba görmesek mi
Bir treni ve dünyada tren olan her şeyi.

5. Saint-Antoine’ın Güvercinleri, İlhan Berk

Augustus Egg, Travelling Companions, 1862

Augustus Egg (1816 – 1863), Travelling Companions, 1862

Ben birazdan kalkıp Sirkeci’ye gideceğim
Sevgilim trene binip gidecek
Bir zaman hiç güneş doğmayacak sabah olmayacak, bir zaman
dünyada değilmişiz gibi korkacağız.
Bunlar hep olacak ruhum
Bir gün bakacağız İstanbul güzel
Ondan sonra her gün İstanbul güzel.
Eskiden çok eskiden bu dünya daha bir güzelmiş mesela
Bu bulutlar bu gökyüzü uzanınca dokunacağımız bir yerdeymiş
Şimdi şiirdeymiş bunlar
Her şey bu hesap ruhum

6. Akarsuya Bırakılan Mektup, Hasan Hüseyin Korkmazgil

Emile Bernard, iron Bridges at Asnieres, 1887

Émile Bernard (1868 – 1941), Iron Bridges at Asnières, 1887

gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç
ağaçlar bükmesinler n’olursun boyunlarını
neden akşam oluyorum tren kalkınca
kırlangıçlar birdenbire çekip gidince
mendiller sallanınca neden tıkanıyorum
öyle çok acımasız ki öyle birdenbire ki
az önceki çiçekler nasıl da diken diken
gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç o sularda çimdik, bitti; köprüleri geçtik bitti

7. Şaşırtıcı Karşılama, Melih Cevdet Anday

Paul Gustave Fischer, in the Train Compartment, 1927

Paul Gustave Fischer (1860 – 1934), In the Train Compartment, 1927

Çok eskiden yaşadım bu ânı ben
Dersiniz şaşkınlık içinde.
İlk girdiğiniz bir ev, bir merdiven
Birden güneş vuran pencere,

Ve tam sırasında tren düdüğü…
İşte böyle gelmişti siz dünyada
Değilken bir gün öğle üstü
Bu renklerle bu sesler bir araya.

Yaşamak anımsamak mıdır yoksa?
Sanmam, biz de bir sestik belki
Birileri için yıllar önceki
Şaşırtıcı karşılaşmada

8. Sen Burda Bir Yabancısın, Attila İlhan

Georgy Nissky, Moscow Suburb, 1957

Georgy Nissky (1903 – 1987), Moscow Suburb, 1957

bu rüzgarın tadı senin hiç tatmadığın
bu yolcular bilmediğin bir yerden geliyor
konuştukları dil ömrünce duymadığın
gözlerini sakla sen burda bir yabancısın
akşam tren raylarına yağmur yağıyor

devrilmiş bu sokak ayak basmadığın
çarmıha gerilmiş afişler ıslanıyor
karanlıkta bir kadın tanımadığın
bir şeyler söylüyor anlamadığın
şüpheli oteller üstüne geriniyor
sen burda bir yabancısın saklanmalısın
akşam tren raylarına yağmur yağıyor

9. Tren Sesi, Orhan Veli Kanık

Max Radler, Station, 1933

Max Radler (1904 – 1971), Station, 1933

Garibim;
Ne bir güzel var avutacak gönlümü,
Bu şehirde,
Ne de bir tanıdık çehre;
Bir tren sesi duymaya göreyim,
İki gözüm
İki çeşme.

10. Yaz Geceleri, Necati Cumalı

Hans Baluschek, Zur Grube (Zwei Zuge), 1914

Hans Baluschek (1870 – 1935), Zur Grube (Zwei Züge), 1914

Bir gece bütün koğuş uykuda
Ben nöbetteydim
Bir gece bir tren penceresinde
Saatlerce konuştum bir kızla
Yeni biçilmiş buğday tarlalarında
Adım atışıma sevindim
Hayatın böyle güzel
Yıldızların bol olduğu geceler
Kimseye düşman değilim!

11. Gece Vakti, Behçet Necatigil

Adolph von Menzel, On A Journey To Beautiful Countryside, 1892

Adolph von Menzel (1815 – 1905), On A Journey To Beautiful Countryside, 1892

Erkekler evlere çekildi çoktan,
Katran gibi camlara yapıştı perde.
Göreyim sıkıntıyı sav başından,
Gel de dolaşma caddelerde.

Kale her zamankinden korkunç:
Gece vakti, karlar altında, kışın.
Üzüyor mu seni delikanlı,
Yollar gibi sokaklarda kalışın?

Yine yarın benimlesin bekleyiş,
Gelmedi posta treni!
Bu berbat düşünceler saatinde;
Tanrım, başıboş bırakma beni!

12. Aşk, Ataol Behramoğlu

William Louis Sonntag, The Bowery At Night, 1895

William Louis Sonntag (1822 – 1900), The Bowery At Night, 1895

Hayatın hızıyla yaşadık o aşkı
Her şey bir anda başladı
Yaşandı
Ve bitti…
Yan yana gidip de bir süre
Ayrı yönlerde uzaklaşan
İki tren gibi..

13. Tren, Cahit Sıtkı Tarancı

Gustave Caillebotte, On The Pont de l'Europe, 1876

Gustave Caillebotte (1848 – 1894), On The Pont de l’Europe, 1876

Nereye bu gece vakti?
Güzel tren, garip tren?
Düdüğün pek acı geldi,
Hatıra neler getiren.
Çok mudur mendil sallamam;
Her yolcu az çok aşinam,
Haydi, yolun açık olsun;
Geçtiğin köprüler sağlam,
Tüneller aydınlık olsun.

14. İçime Damlayanlar, Gülten Akın

Vincent van Gogh, Bridges Across The Seine At Asnieres, 1887

Vincent van Gogh (1853 – 1890), Bridges Across The Seine At Asnieres, 1887

Raylar
Düğümlenen yollar, tren
Bir gün
Ümit etmediğim bir gün
Alıverecekler seni benden.
Neler götürdüğünü bilmeyecek
Düşünmeyeceksin.
Belki döneceksin
Düşerken yıldızım bir selvi gölgesine
Belki de ömür boyu bekleteceksin.
İlk çiğdemle gel
Ne var ki dünyada
Kaybedip bulmaktan güzel?
Demesi kolay ama
Öylesine yanıyor ki içim
Bir garip çöl yolcusu gibiyim.
Doymak için susuzluğuna
Seni yudum yudum değil
Damla damla içeceğim

15. İstasyon, Necip Fazıl Kısakürek

Wilhelm Lachnit, Bridge, 1927

Wilhelm Lachnit (1899 – 1962), Bridge, 1927

Burda gelir insana,
Boş günlerin usancı.
Çalar birden kampana,
Ölüm çanından acı.
Sonra bir düdük öter,
Kesik çığlıklarla der :
Burdan bildik gidenler,
Yarın döner yabancı…


Facebook Yorumları

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir