Arka Pencere, Şark Ekspresinde Cinayet, Fargo, Serpico başta olmak üzere Dünya Sineması’nın önemli polisiye filmlerini ve bu filmlerle ilgili kısa bilgileri derledik. Siz de Yorumlar kısmında sevdiğiniz polisiye filmleri bizimle paylaşabilirsiniz.
1. Malta Şahini (The Maltese Falcon), 1941
Yönetmen: John Huston, Oyuncular: Humphrey Bogart, Peter Lorre, Dwight Frye, Sydney Greenstreet, Barton MacLane ve Mary Astor
Malta Şahini filmi, usta yönetmen John Huston’un ilk filmi olma özelliğinin yanı sıra, noir (kara film) türünün ilk örneği olarak da kabul edilebilir. Noir, suç, cinayet, yozlaşma, paranoya, kıskançlık, karamsarlık, sisli geceler, gölgeler, karanlık ve siyahla beyazın keskin kontrastını içeren filmlere verilen isimdir. Dashiell Hammett’ın 1930’da yayımlanan aynı adlı romanından uyarlanan filmi, Humphrey Bogart’ın kariyerinde bir dönüm noktası olarak adlandırabiliriz. En iyi filmler ve en iyi polisiye romanlar listesinde yer alan Malta Şahin’i, üç dalda Oscar’a aday gösterilir. Film, San Franciscolu bir özel dedektifin kendisini üç hırslı ve acımasız kişinin mücevher kaplı ve değeri milyon dolarlar eden bir şahin heykelini ele geçirmek için verdiği mücadelenin içinde bulmasını konu alır.
2. Çifte Tazminat (Double Indemnity), 1944
Yönetmen: Billy Wilder, Oyuncular: Fred MacMurray, Barbara Stanwyck, Edward G. Robinson, Porter Hall, Jean Heather, Tom Powers
Postacı Kapıyı İki Kere Çalar’ın (The Postman Always Rings Twice) da yazarı olan James M. Cain’in, Double Indemnity In Three of a Kind adlı eserinden uyarlanan Çifte Tazminat, kocasının ölümüyle alacağı tazminat için sigortacı sevgilisiyle korkunç bir plan yapan kadının hikayesini anlatırken, bu durumun açmazlarını da etkili bir biçimde yansıtıyor. Kara film türünün ustalık gösterilerinden biri olan yapım, çürümüş karakterleriyle izleyiciyi sevgi-nefret ilişkisiyle baş başa bırakır. En iyi film dahil yedi dalda Oscar’a aday gösterilen film, Billy Wilder’in başyapıtları arasında da özel bir yere sahip. Filmde femme fatale bir kadını canlandıran Barbara Stanwyck ise muhteşem.
3. Büyük Uyku – Birleşen Kalpler (Big Sleep), 1946
Yönetmen: Howard Hawks, Oyuncular: Humphrey Bogart, Lauren Bacall, John Ridgely, Martha Vickers, Dorothy Malone
Raymond Chandler’ın aynı adlı romanından uyarlanan bu kara film klasiği, çokça tartışılan hikaye kurgusu, Howard Hawks’un yönetmenliğinden çok, başrolleri paylaşan iki yıldızı ve onların arasındaki gerçek aşk öyküsüyle tarihe geçer. Humphrey Bogart’ın özel dedektif Philip Marlowe’u, Lauren Bacall’un da nüfuzlu bir ailenin kızı olan Vivian’ı canlandırdığı filmde, kumar borçları, şantaj, esrarengiz şekilde kaybolan insanlar ve aile sırları peş peşe eklenerek merak dolu bir anlatıya kaynaklık eder. Önemli bir kara film örneği olan Büyük Uyku, aşk, entrika ve cinayet üçgeninde ilerleyen bir dedektiflik hikayesini anlatır.
4. Arka Pencere (Rear Window), 1954
Yönetmen: Alfred Hitchcock, Oyuncular: Grace Kelly, James Stewart, Thelma Ritter, Raymond Burr
Arka Pencere filminin temelinde, 1942 yılında yayınlanan ABD’li polisiye yazarı Cornell Woolrich’in yazdığı It Had To Be Murder adlı kısa hikaye yatıyor. Hikayeyi senaryolaştıran isim ise John Michael Hayes. Alfred Hitchcock ve Hayes hikayeyi temel alarak iki gerçek katilden de esinlenerek bu filmi ortaya koydukları söyleniyor. Filmde, görevi sırasında bacağını kıran ve vücudu belden aşağısından başlayarak ayağına kadar alçıyla kaplı durumdaki gazeteci L.B. Jefferies, evden çıkamadığı süreçte eğlence olarak dairesinin arka penceresinden insanları seyretmeye başlar. Apartmanın arka boşluğundan görülen binalarda yaşayan insanların her birini tanıyacak kadar izlemiştir. Ancak hasta olan ve kocasıyla sık sık kavga eden karşı binadaki kadın birden ortadan kaybolur. Bir süre sonra da kocası eşyalarını toplamaya başlar. Bu şüpheli davranış karşısında Jefferies, kırık bacağıyla olayı araştırmaya karar verir. Ona, başlangıçta ona inanmayan ancak ilerleyen zamanlarda kendileri de şüphe duyan zoraki sevgilisi Lisa Carol Fremont ve hasta bakıcı Stella destek olur.
5. Gecenin Sıcağında (In The Heat Of The Night), 1967
Yönetmen: Norman Jewison, Oyuncular: Sidney Poitier, Rod Steiger, Warren Oates, Lee Grant
John Ball’un 1965 yılında yayımlanan aynı adlı ödüllü ilk romanından, Kanadalı usta yönetmen Norman Jewison tarafından beyazperdeye taşınan Gecenin Sıcağında, Sidney Poitier’nin canlandırdığı dedektif Virgil Tibbs karakteriyle sinema tarihine geçmiş bir yapım. Irkçılığın hüküm sürdüğü güney kasabalarından birinde işlenen cinayeti araştırmak üzere bölgeye gelen Afro-Amerikalı kanun adamının buradaki serüveni, bir yandan olayı çözmeye çalışarak, öte yandan da ırkçı sakinlerle uğraşarak devam eder. En iyi film dahil beş Oscar kazanan, iki dalda daha bu ödüle aday gösterilen Gecenin Sıcağında, ırkçılık karşıtı söylemini mükemmel polisiye entrikasıyla da destekliyor.
6. Gangsterin Kaderi (Bullitt), 1968
Yönetmen: Peter Yates, Oyuncular: Steve McQueen, Jacqueline Bisset, Robert Duvall, Robert Vaughn, Joanna Cassidy
Polisiye edebiyatın usta isimlerinden Robert L. Fish’in 1963’te Robert L. Pike adıyla yazdığı Mute Witness adlı romanından uyarlanan Bullitt, gözetimi altındaki tanığın öldürülmesi üzerine hedef haline gelen bir polis dedektifinin serüvenini anlatır. Steve McQueen’in belki de kariyerinin en başarılı performansını gösterdiği, karakteriyle de özdeşleşen bir kompozisyon çizdiği film, 1968 En İyi Montaj Oscar Ödülü’nü alır. Sinema tarihinin en çok hatırlanan araba kovalamaca sahnelerinden biri de filmde yer alır.
7. Kanunun Kuvveti (The French Connection), 1971
Yönetmen: William Friedkin, Oyuncular: Gene Hackman, Roy Scheider, Fernando Rey, Tony Lo Bianco
Vietnam’a da gitmiş olan ve bu savaş hakkında yazdığı The Green Berets adlı romanla tanınan yazar Robin Moore’un iki narkotik polisinin çarpıcı ve alabildiğine gerçekçi hikayesini anlattığı romanından beyazperdeye taşınan Kanunun Kuvveti, Gene Hackman ve Roy Scheider ikilisinin uyumunun da etkisiyle türünün başyapıtları arasında önemli bir yer tutar. Fransız bağlantılı bir uyuşturucu ağının peşine takılan iki polisin öyküsü, William Friedkin’in nefes aldırmayan anlatımıyla sonuca ulaşırken, polisiye kalıplarını yeniden tanımlama işlevini de üstleniyor. En iyi film dahil beş Oscar kazanan Kanunun Kuvveti, üç dalda daha bu ödüle aday gösterilir.
8. Fahişe (Klute), 1971
Yönetmen: Alan J.Pakula, Oyuncular: Jane Fonda, Roy Scheider, Donald Sutherland, Nathan George, Charles Cioffi
Bree Daniels, New York’ta yaşayan pahalı bir fahişedir, ancak hayatını bir düzene sokmak istemektedir. John Klute (Donald Sutherland) ise bir yıl evvel gizemli bir şekilde kaybolan arkadaşını arayan orta batının küçük bir kasabasından New York’a gelen bir polistir. Klute’un öğrendiğine göre, arkadaşını gören en son kişilerden biri de Daniels’dir ve muhtemelen hala izleniyordur. Daniels’in Klute’a yardım etmesi için ona güvenmesi gerekir, ancak bu Daniels’in hiçbir zaman yapmadığı birşeydir. Klute, bir gerilim filmi olmakla beraber, psikolojik bir dramdır.
9. Serpico (Serpico), 1973
Yönetmen: Sidney Lumet, Oyuncular: Al Pacino, F.Murray Abraham, Judd Hirsch, John Stewart, Allan Rich
Frank Serpico (Francisco Vincent Serpico), 14 Nisan 1936 ABD/Brooklyn doğumlu emekli bir polis memurudur. 1970’li yıllarda New York polis departmanında vuku bulan rüşvet olayını ortaya çıkaran, Amerikan polisinin yozlaşmasını, rüşvet alan polisleri ve göz yuman üstlerine karşı sistemin nasıl yozlaştığını gören, rüşvet almayan bir polis olarak tanınmıştır. 1973 yılında hayatını anlatan Serpico filmi ile Frank Serpico ismi tüm dünya tarafından duyulur. Polisiye türünün içe dönerek, eleştirel bir tavır sergilediği filmlerin öncüsü olur.
İlginç bir detay, Frank Serpico bir uyuşturucu tutuklama operasyonunda vurulduktan sonra hastaneye kaldırılır. Ona ilk müdahaleyi yapan ve hayata döndüren kişi Nejat Uygur’un ağabeyi ünlü beyin cerrahı Zeki Kayhan Uygur’dur. Serpico’yu ağır bir felç olmaktan kurtarır. Serpico, röportajlarında kendisini kurtaran Doktor Uygur’dan ötürü Türklere ayrı bir sevgisi olduğunu belirtir (boynunda ay-yıldızlı kolye taşıyacak kadar).
10. Şark Ekspresinde Cinayet (Murder On The Orient Express), 1974
Yönetmen: Sidney Lumet, Oyuncular: Lauran Bacall, Anthony Perkins, Ingrid Bergman, Albert Finney, Michael York, Sean Connery, Vanessa Redgrave
Agatha Christie’nin eseri Doğu Ekspresinde Cinayet kitabından sinemaya uyarlanır. O dönemde ünlü Yeşilçam oyuncusu Nubar Terziyan da filmin İstanbul sahnesinde küçük bir rolde oynar. 1930’lu yıllarda İstanbul ve Paris arasında sefer yapan ünlü Şark Ekspresi’nde bir cinayet işlenir. Amerikalı bir milyoner trende ölü bulunur. Trende çok sayıda yolcu arasında ünlü Belçikalı dedektif Hercule Poirot da bulunur. Trenin kara saplanıp durması, Poirot’a yerel yetkililer duruma el koymadan önce cinayeti çözmesi için birkaç saat zaman verecektir.
11. Çin Mahallesi (Chinatown), 1974
Yönetmen: Roman Polanski, Oyuncular: Jack Nicholson, Faye Dunaway, Burt Young, John Huston
Çin Mahallesi, hardboiled dedektiflik romanı geleneğinin en önemli iki temsilcisinin Raymond Chandler ve Dashiell Hammett’ın izinden gitmesine rağmen, türe yeni bir soluk, dinamizm ve derinlik getirir. Dedektiflik türüne taze bir soluk getirmesini, alternatif bir dedektif arketipi yaratmayı başaran kusursuz senaryosuna ve farklı okumalara olanak tanıyan çok katmanlı ve zengin anlatısına borçludur. Roman Polanski, bu birinci sınıf hikayeyi olağanüstü anlatımıyla bir başyapıta çevirmeyi başarır. Efsane oyuncu Jack Nicholson sivri dilli özel dedektif Jake Gittes rolüyle karşımıza çıkar. Gittes, kocasının onu aldattığından şüphelenen güzel ve zengin bir kadın tarafından kiralanır. Başlangıçta bunu sıradan bir aldatma davası olarak görürken zamanla kendini yalan, ahlaksızlık ve sahtekarlık dolu bir dünyaya doğru hızla sürüklenirken bulur. Jack Nicholson, John Huston ve Faye Dunaway’in oyunculukları, Jerry Goldsmith’in müziğiyle de değerlenen sinema başyapıtlarından. Filmde Polanski’yi, küçük bir gangster rolünde görürüz.
12. Yedi (Seven), 1995
Yönetmen: David Fincher, Oyuncular: Brad Pitt, Morgan Freeman, Kevin Spacey, Gwyneth Paltrow, R. Lee Ermey
Hıristiyanlığa göre İncil’de insanların sakınması gereken yedi büyük günah vardır. Bunlar, oburluk, açgözlülük, tembellik, öfke, kibir, şehvet ve kıskançlıktır. David Fincher’ın 1995 yapımı filmi olan Seven, bu yedi günah üzerine kurulur. Bu günahlara göre kurbanlarını öldüren, seri katili yakalamaya çalışan iki dedektif anlatılmaktadır filmde. Dedektiflerden Somerset, deneyimli, emekliliğini istemiş, tecrübeli bir dedektif. Mills ise genç, heyecanlı ve görevini layığıyla yerine getirerek dünyayı değiştirebileceğine inanan bir dedektiftir. Mills, şehire ve teşkilata yeni gelmiştir. Somerset ile ilk başta anlaşamasalar da zamanla birbirlerine alışırlar. Film, yedi ölümcül günahı takiben cinayetler işlenen cinayetlerin çözülmesini anlatan uzun bir yolculuğu anlatır.
13. Fargo (Fargo), 1996
Yönetmen: Ethan Coen ve Joel Coen, Oyuncular: William H.Macy, Frances McDormand, Steve Buscemi, Peter Stormare
Fargo, vizyona girdiği tarihten bu yana, yeni akım sinemanın mihenk taşlarından biri olarak kabul görüyor. Yönetmen kardeşlerin o zamana kadar sesini Barton Fink’ten sonra en çok duyuran filmi olan Fargo, daha önce pek karşılaşmadığımız bir suç senaryosuyla komedi unsurlarını bir araya getirip izleyicinin beklentilerinin de üstünde bir film olarak karşımıza çıkıyor. Yaşanmış bir hikayeyi konu alan, karakterlerin isimleri hariç geri kalan tüm öğelerin gerçekliğini koruduğu Fargo yedi dalda Oscar’a aday gösterilip 2’sini kazanır. Fargo, gerek fotoğrafsal yaklaşılmış görüntüleri, gerek oyuncu performansları, gerekse muhteşem şekilde kaleme alınmış senaryosuyla izlenmeyi hak eden bir film. Başarılı, sert ve hamile bir polis memuru olan Marge Gunderson ve iki sakar, beceriksiz kötü adamın hikayesi… Filmin başından sonuna kadar her şey ters gitmeye devam ediyor ve içinden çıkılmaz bir hal alıyor, birçok Coen Kardeşler filminde olduğu gibi…
14. Los Angeles Sırları (L.A. Confidential), 1997
Yönetmen: Curtis Hanson, Oyuncular: Kevin Spacey, James Cromwell, Russell Crowe
James Ellroy’un 1987-1992 yılları arasında yayımlanan Los Angeles Dörtlemesi’nin üçüncü kitabını temel alan Los Angeles Sırları, çağdaş sinemanın kara film (noir) geleneğiyle buluştuğu enfes bir uyarlama olarak dikkat çeker. Bir polisin öldürülmesi üzerine soruşturmayı üstlenen her açıdan farklı üç polis dedektifinin, işin iç yüzünü araştırmaları sırasında yaşadıklarını yansıtan bu usta işi polisiyede Kevin Spacey, Russell Crowe, Guy Pearce ve Kim Basinger’ın performansları da üst düzeyde. Uyarlama senaryo ve yardımcı kadın oyuncu (Kim Basinger) dallarında Oscar alan film, yedi dalda daha bu ödüle aday gösterilir.
15. Kızıl Nehirler (The Crimson Rivers), 2000
Yönetmen: Mathieu Kassovitz, Oyuncular: Jean Reno, Vincent Cassel, Philippe Nahon, Nadia Fares, Dominique Sanda
Kızıl Nehirler, ülkemizde de sevilen bir bestseller yazar Jean-Christophe Grangé’a ait polisiye-gerilim türündeki aynı adlı kitaptan sinemaya uyarlanır. Eski okul ve sert bir polis müfettişinin tuhaf maceraları olarak ana teması hakkında bilgi verebileceğimiz bu filmde, görevini yaparken sıklıkla kural dışına çıkan bir polisi izleyeceğiz. Uyguladığı sertlikten dolayı bir taşra görevine sürülen tecrübeli Niemans ile genç yardımcısının korkunç şekilde işlenmiş seri cinayetleri çözme çabası olayların giderek karmaşıklaşmasıyla içinden çıkılmaz bir hal alır.
Kaynak
Film Noir Nedir?, Çin Mahallesi, 1974, Fargo, 1996, Frank Serpico ve Serpico Filmi