Şeb-i Arus (Düğün Gecesi), Mevlevilik’te Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin öldüğü gecedir. Mevlana Celaleddin Rumi, bu geceyi Rabb’ine, sevgiliye kavuşma gecesi olarak düşündüğü Düğün Gecesi olarak adlandırır.
Rumi’nin ölüm yıldönümlerinde 17 Aralık’a denk gelen hafta düzenlenen ve Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma Törenleri olarak isimlendirilmeye başlanılan törenler, halk arasında Şeb-i Arus olarak da anılmaktadır.
Mesnevi’den sınırsız sayıda söz, internetin her köşesinde karşımıza çıkıyor. Ancak pek çoğu kaynak gösterilmeden hangi çeviriden neye istinaden alıntı yapıldığı belirtilmeden yayınlanıyor. Aşağıdaki sözler, Mevlana’nın on sekizinci göbekten torunu, büyük bilgin, Veled İzbudak’ın Mesnevi çevirisindendir (Milli Eğitim Bakanlığı, Klasikler Dizisi, 1942-45).
Mevlana Celaleddin Rumi’nin Sözleri isimli yazımızda da Mevlana’nın farklı sözlerini okuyabilirsiniz.
İnsan gözdür, öte yanı deriden, etten başka bir şey değil. Göz neyi görürse değeri o kadardır insanın. (Mevlana, Mesnevi IV. s. 69)
Gör, gör ki sende yalnız bu görüş, bu bakış işe yarar. Bundan ötesini sorarsan yağsın, etsin, ilik ve sinirden ibaretsin. (Mevlana, Mesnevi VI. s. 118)
Gözler, perdeleri delip hakikati görmeye başladı mı, nur onun nurudur artık. Bu nura sahip olan, dışa bakar, içi görür. (Mevlana, Mesnevi VI. s. 119)
O canlara canlar katan la’l şarapla, la’l içinde la’l olduk, la’l içinde la’l kesildik. (Mevlana, Mesnevi VI. s. 78)
Renksizlik alemi, renge esir olunca bir Musa, öbür Musa ile savaşa düştü. Şaşılacak şey… Bu renk, renksizlik aleminden zuhura geldiği halde, renksizlikle nasıl savaşa girişir? (Mevlana, Mesnevi I. s. 198)
Yolda gark mı olacaksın, kurtulup sağlıkla selamete gideceğin yere mi varacaksın, bu ikisinden hangisi başına gelecek, bilemezsin ki. (Mevlana, Mesnevi III. s. 251)
Kendine kağıttan kanat yapıp dağdan uçmaya kalkışma. Bu sevdada niceler başından oldu. (Mevlana, Mesnevi VI. s. 111)
Her zaman yeni bir suret, her an yeni bir güzellik görmedeyim. Yeni görmekle de elem ve utanç kalmaz, insan daima yeniden yeniye neşelenir durur. (Mevlana, Mesnevi IV. s. 261-262)
O ağacın üstünde oldukça, pis bir dikenlik, kızgın akreplerle, yılanlarla dopdolu bir yer görünür. Fakat ağaçtan inersen derhal alemi gül yüzlü dilberlerle, dadılarla, taylarla dolu görürsün. (Mevlana, Mesnevi IV. s. 284)
Fil gerektir ki rüyasında Hindistan’ı görsün! Eşek, hiç Hindistan’ı rüyada görmez… Çünkü Hindistan’dan ayrılmamış, gurbete düşmemiştir ki! (Mevlana, Mesnevi IV. s. 246)
Yorum Yap