Mevlana, bütün dünyaya uzanan bir gönül eli, evrensel bir ışık. Mevlana’nın sözleri ve düşünceleri, üzerinden yaklaşık 800 yıl kadar zaman geçmiş olmasına rağmen hala canlıdır. Biz de sizler için Mevlana’nın sözlerini ve şiirlerini derledik.
Günümüzde Mevlana’nın düşünceleri tüm dünyada herkes tarafından kabul görmüş, gönülden bağlı muhibleri olmuştur. Mevlana, ölümünden sonra da tıpkı yaşadığı dönemde olduğu gibi, hatta daha da fazla insanı etkilemeyi sürdürmüştür. Onun bu etkileyiciliği sonucudur ki bugün dünya üzerinde en çok konuşulan, eserleri okunan, inceleme konusu edilen kişilerden biridir.
15. yüzyılda yaşayan İranlı büyük şair Molla Câmi, Mevlana için “Peygamber değildir ama kitabı vardır” demişti. Sözü edilen kitap Mesnevi’dir. Alman doğubilimci ve tarihçi Hammer ise şöyle diyor: “Mevlana, dinlerin dışında dünyevi bütün olaylardan sıyrılarak çok üstün ve sonsuz olan varlık bulmuş, en yüksek manevi zevk ve hazzın kanatları ile diğer şairlerin ulaşamadıkları makamlara yükselmiştir.” 1958’de Papa 23. Jean şöyle diyordu: “Katolik dünyası adına Mevlana’nın anısı önünde saygıyla eğiliyorum.”
Mesnevi’den Mevlana Sözleri
Mevlana Celaleddin Rumi’nin Sözleri
Mevlana’dan Tasavvuf Öğretisine Dair 10 Söz
Seba Uğurtan, Mevlana 3
Sana Allah bu canı bedava verdi de o yüzden canının kıymetini bilmiyorsun. Hangi hoş vardır ki nahoş olmamıştır? Hangi tavan vardır ki yıkılmamış, ilim gönüle yansırsa, insanlığın iyiliğine kullanılırsa yardım olur; ama tene, maddeye yansırsa, bu bir yük, bir ağırlık, bir felaket olur.
Allah, insana şah damarından daha yakındır. Halbuki sen ok gibi olan düşünceni uzaklara fırlatmaktasın. Ey yayını çekip oku atan! Av yakında, sense uzağa bakmaktasın!
Denizi gören göz başka, köpüğü gören göz başka. Köpüğü bırak da denizin gözüyle bak sen. Köpükler, gece gündüz denizden meydana gelir, onları deniz harekete getirir. Fakat sen ne şaşılacak şey, köpüğü görüyorsun da denizi göremiyorsun!
Ümitsizlik köyüne gitme, ümitler var. Karanlığa doğru yürüme, güneşler var.
Ecel verileni almadan önce, verilmesi gereken her şeyi vermek gerekir.
Birlikte olduğum insanlardan yalnızlığı öğrendim. Perhizler, gerçekten de ilacın temelidir; perhiz et de, canındaki gücü kuvveti seyret.
Faruk Köksal, Mevleviler ve Güvercinler
Taş yeşermez geçmiş olsa da nevbahar,
Toprak ol da bak nasıl güller açar.
Taş gibi idin çok gönül kırdın yeter,
Toprak ol üstünde hoş güller biter.
Gündüz gibi ışıyıp durmayı istiyorsan, geceye benzeyen varlığını yakadur.
Akıl, bir başka akılla çeşitlik kazanır, ışık çoğalır, yol belirir. Fakat nefis, bir başka nefisle sevindi mi karanlık artar, yol belirsizleşir.
Sevgiden acılar tatlılaşır, sevgiyle bakır altın olur, sevgiden bulanıklıklar durulur, sevgiyle dertler şifa bulur, sevgiden ölü bile dirilir, sevgiyle padişah köle olur, sevgiden zindan gül bahçesi olur, sevgiyle karanlık evler aydınlanır, sevgiden nar nûr olur, sevgiyle demir mum gibi erir, sevgiden hastalık şifa bulur, sevgiyle kahır rahmet olur.
Ne kadar zengin olsan, ancak yiyebileceğin kadar yersin. Denize testiyi daldırsan, alabileceği kadar su alır, gerisi kalır.
Eli görmeyen kişi, yazıyı kalem yazdı sanır.
Saima Yousuf, Whirling One
Bil ki görünen şekil yok olur gider. Asıl mana alemidir ölümsüz olan. Niye testinin şekliyle oynayıp duracaksın! Bırak testinin şeklini, suyu ara.
Deniz gibi mal kazan, fakat sen üzerinde gemi ol.
Ancak fikirdir varlığın, gerisi et ve kemiktir bir yığın.
Düşüncen gül ise, sen bir gül bahçesisin, diken ise külhana atılacak odunsun.
Bir can var canında o, canı ara, beden dağındaki gizli mücevheri ara. Ey yürüyüp giden dost bütün gücünle ara, ama dışarda değil aradığını kendi içinde ara!
Hangi renk camdan bakarsan güneşi o renkte görürsün. Camı kır ki nur görünsün.
Anna Duyunova, Devotional Dance
Dert, Allah’ı gizlice çağırmana sebep olduğundan bütün dünya malından yeğdir.
Sevgide güneş gibi ol
Dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol
Hataları örtmede gece gibi ol
Tevazuda toprak gibi ol
Öfkede ölü gibi ol
Her ne olursan ol
Ya olduğun gibi görün
Ya göründüğün gibi ol…
Bazen bitmek bilmeyen dertler yağmur olur üstüne yağar. Ama rengarenk gökkuşağı yağmurdan sonra çıkar.
Binlerce kapıyı açsan ne olur ki? Gönül kapısını açamadıktan sonra. Binlerce dostun olsun isterse, yüzünden maskeyi çıkarmadıktan sonra. Binlerce sevenin olsa ne fayda, ihtiyacın olduğunda yanında olmadıktan sonra. Binlerce gözün olsa neye yarar, bakmasını bilmedikten sonra. Binlerce gönüle sahip ol istersen, içinde kimse barınamadıktan sonra.
Uğraşma boşuna; seni ancak gördükleri ve duydukları kadar anlayacaklar. Kimse bir sen olmayacak bu dünyada. Kimse tam anlamıyla sende seni bulmayacak. Gücün yetmeyecek herhangi bir dilde kendini anlatmaya. Gördükleri ancak kendi anladıkları kadar olacak.
Gün gelecek bizim bu manamız güneşin doğduğu yerden battığı yere kadar bütün dünyaya ulaşacak; insanlar bizim sözlerimizle süsleneceklerdir.
Nurhayat Köseoğlu Altun, Sufi Dervishes
İnsanların başkalarına duyduğu hiddet, kibirden ve kendilerini başkalarından üstün görmekten ileri gelir. Kibri ve kendini beğenmeyi bırak; gönlünü temizle de, yere göğe sığmayan o Yüce Allah’a gönlünde yer ver!
İnsan bir hiçten ibarettir tek başına acılara dayanamaz tek kalınca. Hepimiz bir araya gelince insan olurmuşuz; haydi tekrar bir araya gelelim de insan olalım! Aslında insan da bir vasıtadır; haydi gidelim, o uçsuz bucaksız vahdet denizinin kıyısına da kuralım çadırımızı, bir olalım, birlik olalım!
Hepimiz biriz, Bir’den gelmişiz. Niye bu kavgalar, savaşlar… Hepimiz aynı kervanın yolcusu, aynı kökten türeyen ağacın dallarıyız. Niye bu itişme kakışma…
İnsan varlığı bir ambardır; dünya hayatı boyunca doldurulur ve öğütülmek üzere ahiret değirmenine götürülür. Burada ne biriktirilirse orada aynısı olacaktır, buğdaysa buğday, fasulyeyse fasulye.
Sevgili ol ve sevgiliyi gör. Gönül ol ve dostu gör. Yürüyen servilerin ardınca akar suları, gül bahçelerini gör…
Dünya aslanı av ve rızık arar. Tanrı aslanı ise hürlük ve ölüm. Çünkü ölümle yüzlerce hayat görür de varlığını pervane gibi yakıp yandırır.
Sahrosh Asmat, Sufi
İnleyen dolup gibi gözü yaşlı ol ki, can meydanında yeşillikler bitsin. Ağlamak istersen gözyaşı dökenlere acı…
Ey başkasının yüzünde kötü ben gören! Gördüğün kendi beninin aksidir, ondan nefret etme!
Gel birbirimizin kadrini bilelim de. Birdenbire birbirimizden olmayalım. Düşmanlıklar dostlukları karartır, neden düşmanlıkları gönülden kovmayalım.
Çünkü bütün alem bir evden fazla bir şey değildir. O sadece bu evden o eve gitmiş, yahut evin şu köşesinden bu köşesine geçmiş demektir.
Beri gel daha beri; bu yol vuruculuk nereye dek böyle; bu kavga, gürültü, bu hır gür nereye dek böyle? Sen bensin işte, ben senim işte.
Sevgilisiyle hoş geçinen sevgilisiz kalmaz, müşteri ile iyi anlaşan iflas etmez. Ay geceden ürkmediği için parlak kaldı, gül dikenle uyuştuğu için o güzel kokuyu elde etti.
Kris Lee, Sufi Light
Her an dünya yenilenir. Fakat biz, dünyayı öylece durur gördüğümüzden bu yenilenmeden haberdar değiliz. Ömür ırmak misali yeniden yeniye akıp gider.
Nefsini alçak gören kişi, ne mutludur. Dağ gibi kendini üstün gören kişinin de vay haline. Şunu iyi bil ki, bu kibir, ululanma, kendini üstün görme hali, öldürücü bir zehirdir. Ahmaklar bu zehirli şarabı içerek sarhoş olurlar.
Yol düzgün, ama altında tuzaklar var. Yazının tarzı hoş, ama içinde mana kıt. Sözler, yazılar, tuzaklara benzer.
Ayağa batan diken böyle güç bulunursa, gönle batan diken nasıl bulunur?
Kaybolmayan bir ses ara, batmayan bir güneşin nuruna yaklaş!
Bütün ırmaklara su veren deniz bile her çöpü başının üstünde taşır. Deniz, bu kereminden dolayı eksilmez, ihsanı yüzünden aşağılanmaz.
Jean Fassina, Three Sufi Whirling Dervishes In Istanbul
Kaynak
Mevlana’dan Altın Öğütler, İnsan Hakları, Hoşgörü ve Mevlana Sempozyomu, Aşk Yanmaktır Yakmak Değil, Mevlana’dan Deyişler, Mevlana’dan Mevla’ya Ulaşanlar, Mevlana’nın Evrensel Sevgi ve Hoşgörü Anlayışı, Kapak Resmi: Mawra Tahreem, Sufi Whirl