Araştırmacı psikolog Dr. Paul Ekman, çalıştığı Columbia Üniversitesi’nde 40 yıl boyunca sürdürdüğü araştırmalarının sonunda bulgularını bir kitapta toplar ve özet olarak mikro ifadeler olarak nitelendirdiği çok hızlı ve yoğun yüz ifadelerinden insanların yalan söylediklerinin ve diğer duygularının anlaşılabildiğini ileri sürer.
Paul Ekman’ın bu kitabı Yalan Söylediğimi Nasıl Anladın? adıyla ülkemizde de yayımlandı. Kişiler arası iletişimde yalan, duyguların ifadesi ve psikolojisi konuları üzerine çalışmalar yürüten Kaliforniya Üniversitesi Psikiyatri Bölümü öğretim üyeliği yapan Paul Ekman kitabında çok kısa süren yüz ifadelerinden karşımızdaki insanın duygularını okumanın yollarını öğretiyor.
Ruud Antonius, Tamara 2
Ruud Antonius, Suspended Still Life
Dr. Paul Ekman, insanların yalan söyleme sebeplerini 4 ana grupta topluyor:
1. İnsanlar en çok yakalanma korkusu, cezalandırılma sebebiyle yalan söylüyor.
2. Birilerini herhangi bir zarardan kurtarma isteği de en çok başvurulan ikinci yalan sebebi.
3. Seri şekilde söylenen yalanlarda etken olan diğer korkularsa özgürlüğünü, işini, parasını, ilişkisini, itibarını, hatta hayatını kaybetme korkusu.
4. Diğerlerinin sevgi ve sempatisini kazanmak da bir başka yalan söyleme sebebi.
Ruud Antonius, Sundance
Ekman’ın yıllar süren gözlem ve araştırmalarının en önemli meyvesini insanların yalan söylerlerken farkına bile varmadan takındıkları ve göz açıp kapayıncaya kadar geçen kısa bir sürede yüzlerine akseden kısa ifadeler oluşturuyor. Saniyenin beşte birinden 25’te birine kadar bir hız aralığında gözlemlenebilen hızlı yüz mimiklerini mikro ifade olarak isimlendiren Ekman, bunları aslında kişinin gerçek duyguları ile ilgili sözsüz sızıntılar olarak nitelendiriyor.
Ruud Antonius, The Great Rape
Araştırmalarını sürdürdükçe mikro ifadelerin şayet aranan şey biliniyorsa yavaşlatılmış filmler olmadan da fark edilebileceğini öğreniyor. Zamanla, kısa bir eğitimle yalanlarla beraber bastırılmış ya da baskılanmış duyguları da gösteren mikro ifadeleri tespit etmenin mümkün olduğunu gösteriyor. Ekman’a göre son 20 yılda yaptıkları araştırmalar mikro ifadelerin kasti bir gizleme durumunda olduğu gibi duygunun bastırılmış olup kişinin ne hissettiğini bilmediği durumlarda da ortaya çıkabileceğini gösteriyor. Ancak pek çok insan bir görüşme sırasında ortaya çıkan ve sözler, ses tonlamaları, el kol hareketleri ile dikkat çekme yarışında olan mikro ifadelerin farkına varamıyor. Bunların gözden kaçırılmasının nedenlerinden birini Ekman karşımızdaki kişiyle konuşurken onun mikro ifadelerini takip etmek yerine, bir sonrasında ne diyeceğine odaklanmamız olarak gösteriyor.
Ruud Antonius, Little Name Big Disease
- Yalan söyleyen bir kişi yüzünü maskelemek ister. Gülümseme en sık görülen maskedir. Çünkü pek çok sosyal durumda, hoş olmayan duygular gülümsemeyle gizlenir.
- Yalanla ilgili en açık ipucu, kişinin yaptığı ya da yapmayı planladığı şeylerle ilgili açıklamalarındaki çelişkilerdir. Ancak, doğru açıklamalarda da çelişkiler olabildiğinden dikkatli olmak gerekir. İnsanlar genelde karmaşık bir açıklamayı iki kere aynı şekilde anlatamaz. Yeniden anlatırken unuttukları kimi detayları eklemeleri ve çıkarmaları gerekir. Bu durum yapılan açıklamaların çelişkili gibi görünmesine neden olur.
- Yalanla ilgili bir diğer ipucu ise kişinin doğruyu söylemesi durumunda hızla cevaplamasını beklediğiniz sorular karşısında gösterdiği tereddüttür. Ancak, çelişki ve tereddütler, yalan dolanla alakası olmayan başka bir şeyin düşünüldüğünü de gösterebildiğinden, bu türden davranışları yalan belirtileri olarak değil, dikkat edilmesi gereken sorunlu bölgeler olarak görmek gerek.
- Bir ifadenin sahte olup olmadığının anlaşılmasının bir yolu da ifadenin süresidir. Bir anda ortaya çıkan ya da ortadan kaybolan ifadelerin, durumun böyle bir duygusal kaymayı gerektirmediği sürece şüphe uyandırması beklenir.
- Yalanın belirtilerinden biri de duygunun maskelenmesinden kaçan sızıntıyı açığa çıkaran bazı mikro ifadelerdir. Örneğin bu gibi durumlarda gülümsemenin üst göz kapaklarında, kaşlarda ve alında hiçbir belirtisi yoktur. Bu yüzden gülümsemeyle maskelenen duygular yine de yüzün üst kısmında açığa çıkabilir.
Ruud Antonius, Poetry Of The Netherlands
Ekman’a göre kişinin o anda nasıl hissettiği ile ilgili yalanlar genel olarak şu iki bileşenden birini içeriyor: Gizlenen duygu ve uydurma bir kılıf ya da maske. Maskelerinse iki görülme nedeni var. İlk olarak bir duyguyu gizlemek istiyorsak bunu boş ve duygusuz bir yüzle değil, başka bir ifadeyle gizlememiz çok daha kolay. Ayrıca yalan söylemeyi gerektiren durum çoğunlukla yalan söylemekten daha fazlasını, yani uydurma bir duygu kılıfını (ıstırap ya da neşe gibi) gerektirir.
Ekman’ın ifadesiyle en fazla görülen kılıf ya da maskeyi gülümseme oluşturuyor. Bu maskelerin nasıl anlaşılabileceğine dair bazı teknikleri de veriyor yalan avcısı Ekman. Örneğin, yüz ifadeleri yapmacık tavırları birkaç yönden ele verebiliyor. Bunlardan biri ise asimetri. Yapma ifadeler anlık samimi ifadelere kıyasla daha asimetrik oluyorlar. Pek çok insanın kendi isteğiyle gerçekleştiremediği duygulara dayalı normalde istemsiz olarak gerçekleştirdiği kas hareketlerinin yokluğu, ifadenin samimi değil yapmacık olduğunu gösteriyor. Örneğin gülümsemede gözü yörüngede tutan dış kasın hareketinin yokluğu yapmacık gülümsemeyi samimisinden ayırt ediyor.
Ruud Antonius, Jokers Heart
Sadece yalan değil, diğer duygular da anlaşılabiliyor. Kızgınlık hissi baskı, gerilim ve harareti içerir. Bu esnada kalp atışı ve solunum hızlanır, kan basıncı artar ve yüz kızarır. Kızgın bir kişi konuşmuyorsa üst dişleri alttakilere doğru sıkıca bastırma ve çeneyi öne doğru itme eğilimi görülür. Kızgınlık esnasında dudakların kırmızı sınırı daralır ve dudak incelir. Bu engel olunması çok zor bir harekettir ve başka bir belirti olmadığı zaman kızgınlığı ele verir. Kızgınlık sırasında dudaklar inceldiğinden, dudakları ince olan birine suratsız, soğuk ve düşmanca diye yanlış tepkiler verebiliriz.
Ruud Antonius, Schrödinger’s Cat
Ekman, insanların yalan söylediklerinde en sık rastlanan üç duygu belirtisini ise şöyle ifade ediyor: Yakalanma korkusu, suçluluk ve memnuniyet belirtileri. Ancak tüm bunları ve özellikle yalanı ortaya çıkaran mikro ifadeleri gözlemlemek o kadar kolay değil. Her şeyden önce çok dikkatli bir bakış ve çoğunlukla bir eğitim gerektiriyor. Bir diğer uyarı da yalan söyleyen herkes bu duyguyla ilgili bir mikro ifade göstermeyebiliyor. Mikro ifadeler yalan ve saklanan duygular konusunda etken olan unsurların sadece bir kısmını oluşturuyor. Daha başka pek çok faktör de mevcut. Ekman ve ekibi inceledikleri kişilerin sadece yarısında mikro ifadelere rastlamışlar. Ekman’ın karşısındaki insanın yalanını yüz ifadelerine bakarak anlamaya çalışanlara çok önemli bir de uyarısı var: “Karşınızdaki insanın mahremiyetine müdahale edilmiş hissetmemesi şart.”
Yorum Yap