Şirince Köyü, Sığacık, Bademli Köyü başta olmak üzere mutlaka görmenizi önerdiğimiz 12 Ege köyünü listeledik.
1. Bademli Köyü – Dikili, İzmir
Bademli, Dikili-Denizköy güzergahının tam ortasında kalan her iki yerleşim merkezine 10 kilometre uzaklıkta doğal ve tarihi güzelliklere sahip cennet gibi köylerimizdendir. Neredeyse her yeri zeytinliklerle kaplı. Korunaklı bir konumda bulunan ve kara içine doğru uzunca ve geniş bir kanal konumunda bulunan Bademli Koyu, bu özelliğinden dolayı Dalyan olarak da adlandırılır. Kalem Adası ve Garip Ada da ayrıca güzelliğiyle Bademli sahillerini süslemektedir. Koruk şerbeti içmeden dönmemenizi öneririz.
2. Adatepe Köyü – Ayvacık, Çanakkale
Adatepe, Ege Denizi’nin doğu kıyısında, İda Dağı’nın batı yamaçlarında, Edremit Körfezi’nin kuzey ucunda bulunmaktadır. Yerleşim antik çağlarda başlamış, mimari yapısı tamamen taşlardan oluşan, zeytin, servi, badem ve çam ağaları ile çevrili, 1989 yılında sit alanı ilan edilmesiyle bölgenin tek korunan köyü olma özelliğini taşıyan Adatepe Köyü’nde Zeus adına inşa edilmiş Zeus Altarı olarak bilinen sunak, Dut Dibi Kahvesi, Adatepe Zeytinyağı Müzesi, Taş Mektep görülesi yerlerdendir.
3. Yeşilyurt Köyü – Ayvacık, Çanakkale
Yeşilyurt Köyü’nün eski adı Büyük Çetmi olarak biliniyor. Köy, Kaz Dağı’nın eteklerinde yer alan şirin bir yer. Köy, zeytin ve çam ağaçları ile çevrili. Bu bölgenin dünyada oksijen oranı en yüksek ikinci yer olduğu saptamıştır. Köydeki binalarda taş işçiliğinin en güzel örneklerini görürüsünüz. Assos tarihiyle, doğal güzellikleriyle ve Kazdağları’ndan gelen o eşsiz havasıyla Yeşilyurt Köyü mutlaka gidilmesi gereken köylerden.
4. Sığacık – Seferihisar, İzmir
Seferihisar kalabalıktan uzak, huzurlu ve şehrin gürültüsünün dışında olma özellikleri sayesinde Türkiye’nin ilk sakin şehir anlamına gelen Cittaslow yerleşkesi olma unvanına sahip. Mandalina bahçelerinin ortasında küçücük sokakların ördüğü Sığacık, Seferihisar’a sadece 5 km mesafede. Eski dönemlerde balıkçıların sığınak olarak kullandığı kasaba, 16. yüzyılda Kanuni Sultan Süleyman zamanında Sığacık ismini almış. Teos Antik Kenti’nin en büyük tarihi mirası Dionysos Tapınağı’na gün batımı muhteşem. Sığacık Kalesi, Seferihisar üretici pazarını görmeden dönmek olmaz. Seferihisar’ın 8 tane mavi bayraklı plajı bulunur. Görülecek yerler arasında Akarca, İpek Kum, Ürkmez ve Azmak Plajları ve Karakoç Kaplıcası bulunuyor.
5. Kozbeyli Köyü – Foça, İzmir
Köye kurucusu olduğu düşünülen Kuzubey’den dolayı Kozbeyli deniyor. Köyde Türkler ve Rumlar uzun yıllar birlikte yaşamış. Cumhuriyet Dönemi’nde Yunanistan’la yapılan mübadele ile Limni Adası’ndan gelen Türkler yerleştirilmiş. Kozbeyli köyü deyince, doğal güzelliğini, tarihi taş evlerini, camisini, dibek kahvesini ve doğal kahvaltı seçeneklerini, köyde üretilen ürünlerden köy ekmeği, zeytin ve zeytin yağı, salça, turşu, çeşitli otların satıldığı Pazar günü kurulan pazarını hatırlatmalıyız.
6. Mazıköy – Bodrum, Muğla
Bodrum’da Gökova Körfezi’nin yanı başında yer alan ve şirin bir kıyı köyüdür Mazı. Mis gibi kokan narenciye ve zeytin bahçeleri, maviden yeşile dönen berrak suları, göz alabildiğine uzanan yemyeşil doğası, anıt ağaçları, anıt kayaları ile birçok kişinin hala keşfetmediği, bilenlerin ise vazgeçemediği bir yerdir Mazı. Köy, eşsiz güzellikte 8 koya sahiptir. Üstelik bu koylardan altısı, Akarca, Çakıllıyalı (Taşlıyalı), İnceyalı, Hurma, Ilgın, Sedef yürüyüş mesafesinde olup sevenler için ideal trekking parkurlarıdır. Mandalina, çizik zeytin, zeytinyağı, tereyağ ve bal almadan dönülmez diye düşünüyoruz.
7. İnecik Köyü – Karaburun, İzmir
Köy, taş evleri, dar çiçekli sokakları, zeytinlikleri, bağları ile bir İtalyan köyünü anımsatır. Kuzeyindeki Değirmentepe çam ağaçları ile kaplıdır. Tepenin doğusundaki Ayvaz Boğazı’ndan Uzunada ve iç körfez gözükür. Tepenin batısında ise Ege Denizi uzanır. Köy Camii, en güzel manzaralı camilerden belki de. Hurma, zeytin, pekmez, peksimet gibi yöreye özgü ürünlerini satın almak mümkün.
8. Çomakdağ Kızılağaç Köyü – Milas, Muğla
Bafa Gölü ile Milas arasında Beşparmak Dağları’nın yamacında kurulmuş bir yörük köyü. Taştan yapılmış köydeki evler kendine has, bacaları oldukça estetik. Bacaların tepelerinde yarım ay ya da kartal başı şeklinde figürler mevcut. Labranda antik şehir ve tapınak kalıntıları Çomakdağ’a oldukça yakın, görülebilir. Geleneksel giysileriyle Çomakdağlı kadınların yaptığı iğne oyaları, yemeniler, başlıklar, kolye ve bilezikler ile kendilerine benzeyen Çomakdağ bez bebeklerden satıyorlar. Köyün taş evleri, ipek dokumacılığı, yöresel kıyafetleri ve kendine özgü otantik düğünleri ünlüdür.
9. Kapıkırı Köyü – Milas, Muğla
Bafa Gölü’nün hemen kenarında, Beşparmak Dağı eteklerinde yer alan Heraklia antik kenti kalıntılarını görebileceğiniz, bu sevimli köyün manzarası eşsiz. Gölde üzerinde manastır kalıntıları bulunan adalar bulunuyor. Bunların çoğu Kapıkırı Köyü’yle iç içe. Köyün içinde, artık kullanılmayan Kapıkırı İlkokulu’nun biraz üzerinde, kente hakim kayalık bir tepede Athena Tapınağı yükseliyor. Köy eşsiz güzellikteki kuşlarda ev sahipliği yapıyor. Köy kadınlarının el işleri ve közde pişirilen kahvesini de hatırlatalım.
10. Şirince – Selçuk, İzmir
Şirince, Efes Antik Şehri’ne 12 km, Kuşadası’na ise 30 km mesafede tepelerin arasına kurulmuş özgün tarihi mimarisini korumayı büyük ölçüde başarmış ve son dönemlerde turistlerin fazlaca rağbet ettikleri bir köy. Eskiden Rumların yaşadığı, mübadeleyle Makedonya Türkleri’nin yerleştirildiği köyün iki tarihi kilisesi bulunuyor. Çeşitli ot yemek ve mezeleri, zeytinyağlı yemekleriyle birçok değişik lezzetler tadılabilir. Şarap, meyveli şarap, sabun, zeytinyağı, köy kadınlarının ürettiği çeşitli el işleri… Bu köyden bir şey almadan dönmek imkansız.
11. Doğanbey Köyü – Söke, Aydın
Eski adı Domatia olan Doğanbey, aslında bir Rum köyü. Mübadele ile Rumlar gidince, köyün daha sonraki halkı olan Türklerin burayı terk ederek, 2 kilometre aşağıdaki bölgeye taşınmasıyla Doğanbey Köyü, Eski ve Yeni olarak iki isimle anılmaya başlamış. Dilek Yarımadası’nın güney ucunda yer alan ve Milli Park sınırlarındaki tek yerleşim olma özelliğine sahip köy, bugün Rum ve Türk mimarisinin eşsiz örneklerinin sergilendiği bir açık hava müzesi gibi. Rengarenk çiçekler, bitkiler ve yemyeşil ağaçların doğal dekorasyonu ile süslü dar sokaklarında yürürken, eski zamanlara dair tüm ayrıntılar birer birer karşınıza çıkıyor. Taş evlerin arasında önce eski bir çeşme takılıyor gözünüze, ardından da bir şapel ve kilise. Eski yıllarda Rumların okul binası olarak kullandıkları yapıysa, günümüzde Ziyaretçi Tanıtım Merkezi olarak konuklarını ağırlıyor.
12. Birgi – Ödemiş, İzmir
Ege Bölgesi’ne özgü mimari üslubu, restore edilen tarihi binaları, kutsal kabul edilen topraklarıyla Ödemiş’in Birgi beldesi, tarih ve doğayı sevenlerin önemli duraklarından biri. Kasaba, Turizm Bakanlığı tarafından dini turizm merkezlerinden biri olarak kabul ediliyor. Önce Zeus’un sonra Hz. İsa’nın şehri olarak anılmış, bir Müslüman şehri olarak da dini önemini korumuştur. Birgi’de tarihi eserleri gezip, Çınaraltı kahvehanelerinde lezzetli adaçayını yudumlayabilirsiniz. Üstelik kasaba, güzel Gölcük Yaylası’na çok yakın. Buraya giderken Gölcük’te piknik yapmak da mümkün. Çakırağa Konağı, İmam Birgivi Medresesi, Karaoğlu Camii, Dervişağa Camii, Birgi’nin önemli yapılarından.
Kaynak
Atlas Dergisi
