Ünlü savaş fotoğrafçısı Robert Capa’dan seçtiğimiz siyah beyaz kareler savaşın karanlık yüzünü net bir şekilde gösteriyor.
Yaşamı boyunca, beş büyük savaş ve elli yakın çatışmayı fotoğraflamış, savaş fotoğrafı denince ilk akla gelen isim Robert Capa. Gerçek ismi Endre Ernö Friedmann olan Capa, 22 Haziran 1913 yılında Budapeşte’de dünyaya gelmiştir. 18 yaşındayken politik görüşleri ve katıldığı rejim aleyhtarı gösterilerden dolayı gizli polis tarafından tutuklanmış ve araya giren bir aile yakınlarının yardımıyla serbest kalınca vatanı Macaristan’ı terk etmişti. Önce Viyana, sonra Prag ve 1931 yılında Berlin’e yerleşmiştir. Ama Hitler’le birlikte Almanya’yı terkederek Paris’e yerleşir.
İlk yayınlanmış fotoğrafı 1932 yılında Kopenhag’da Troçki’yi Rus Devrimi’nin anlamı üzerine konuşurken çektiği karedir.
Troçki Rus Devrimi’nin anlamı üzerine konuşurken, Kopenhag, 1932
Çocuk Asker, Hankau, 1938
Düşen Asker, İspanya, 1936
Düşen Asker fotoğrafı, Capa’nın askerin ölümünden biraz da kendisini sorumlu tutması nedeniyle hislerini gizlemesi ve bu nedenle yıllar içinde, fotoğrafı nasıl çektiğine ilişkin farklı açıklamalar yapmasına neden olmuş. Bu sebepten fotoğraf, Capa’nın yaşamı sırasında ve ölümünden sonraki 20 yıl içinde de görüntünün sahiciliği, inandırıcılığı açısından hep sorgulanmıştır.
Bilbao, İspanya, 1937
Ren Nehri Üzerinde, 1945
Amerikalı Asker 3 İngiliz Yetimle
Paris’le birlikte maddi anlamda zorluklarda onu beklemektedir. Çünkü ne fotoğraf siparişi alabiliyor ne de satabiliyordu. İşte hayatında önemli bir yeri olacak, Gerda Taro adında Polonya asıllı Alman üniversite öğrencisiyle tanışır ve sevgili olur. Her ikisi de fotoğrafçıydı ve Yahudiydi. Nazilerin zulmünden kaçıp Paris’e sığınmışlardı. Gerda aşklarını “Hep bir hikayeye aşık oluruz, ne bir isme ne de bir bedene, sadece onun içinde kayıtlı olana” diye anlatır. Paris’te, Capa’ya fotoğraf işi alması için Gerda, isimlerini değiştirerek basın ve fotoğraf ajanslarına kendilerini Amerikalı fotoğrafçı Robert Capa ve menajeri Gerda Taro olarak tanıtır. Çift birlikte çalışmaya başlar. Bir süre sonra Capa gibi fotoğraf çekmeye başlayan Gerda, İspanya İç Savaşı’nı fotoğraflamaya giden Capa’ya katılarak bir anda savaş fotoğrafçısı olur.
Robert Capa ve Gerda Taro
Paris, 1944
1936 ve 1937 yıllarında İspanyol İç Savaşı sırasında çektiği fotoğraflar Fransa, İngiltere ve Amerika’da dergilerde yayımlanarak ona savaş muhabiri olarak ciddi bir ün sağladı. Korkusuzdu, sloganlaşan “Fotoğrafların yeterince iyi değilse, yeterince yakın değilsin demektir” sözü ona aittir. 1937 yılında İspanya İç Savaşı sırasında “Bizi ancak kazma-kürek ayırabilir” dediği sevgilisi Gerda Taro, kontrolden çıkan bir tankın, bulunduğu araca çarpması sonucu ölür. Capa, aynı yıllarda Çin-Japon savaşını görüntüler ve 1939 yılında Amerika’ya yerleşir.
Capa’ya asıl ününü sağlayan fotoğraflar Normandiya Çıkarması sırasında 6 Haziran 1944 tarihinde Omaha Sahili’nde ağır Alman ateşi altında karaya çıkan Amerikan birliklerinin arasında çektiği fotoğraflardır.
Normandiya Çıkarması, 1944
Normandiya fotoğraflarını ki sayının 106 olduğu söylenir, İngiltere’de laboratuvara yollamış. 15 yaşındaki acemi laborant 106 fotoğrafı pırıl pırıl çıkartır, ancak kurutmaya aldığında makinenin ısısı yüksek olduğundan 11 fotoğraf dışında hepsi yanar. Kalan 11 fotoğrafta flu ve yarı yanıktır.
Capa’yı esas sinirlendiren açıklama ise Life Dergisi’nden gelir:
“Bob Capa, ateş altında ve ölüm tehlikesi içinde heyecandan, ancak bu kadar fotoğraf çekebilmiştir” deyip bütün suçu Bob’a yüklemiş. (Robert Capa arkadaşları tarafından Bob diye çağırılırmış.) Bu açıklama üstüne de “Hayatımda ilk kez birilerini öldürmek istedim!” dediği söylenir.
Normandiya Çıkarması, 1944
Amerikalıların Elindeki Bir Alman Asker, 1944
Kendisi de savaşın acısını çeken, yurdundan uzak zor bir hayat süren Capa, savaş fotoğraflarında özellikle insanların çektikleri sıkıntıları ve yokluk içindeki çocukları bir dayanışma duygusuyla görüntülemiştir. Çektiği fotoğraflarda insanların nasıl bu kadar doğal göründükleri sorulduğunda “İnsanları sevin ve bunu onlara hissettirin, her şey hallolur” yanıtını vermiştir. Capa için savaş fotoğrafçılığı kariyerini seçmiş olduğunu söylemek belki de çok doğru değildir, o çektiği fotoğraflarla bugün bildiğimiz haliyle çağdaş savaş fotoğrafçılığı kavramının oluşmasını sağlayan başlıca fotoğrafçılardan biridir. Savaş muhabirliği konusunda tüm savaşların bitmesini ve işsiz kalmayı canı gönülden dilediğini pek çok kez vurgulamıştır.
Fransa, 1944
Hayfa, İsrail, 1950
İsrail Kamp, 1949
Savaş fotoğrafları dışında tanınmış edebiyatçı, oyuncu, ressamları da fotoğraflarında ölümsüzleştirmiştir.
Pablo Picasso – Françoise Gilot
Ernest Hemingway ve oğlu Gregory, 1941
Henri Matisse, 1949
İngrid Bergman
Gary Cooper, 1942
Capa, HenriCartier-Bresson, David Chim Seymour ve William Vandivert ile birlikte ünlü Magnum ajansının kurucularındandır. Ölümü çok genç bir yaşta bir savaş bölgesinde olmuştur. Ardında yaklaşık 70.000 karelik bir savaşlar arşivi bırakarak 1954 yılında henüz 40 yaşındayken bugün Vietnam dediğimiz Hindiçin’nde kara mayına basarak hayatını yitirmiştir.
Kaynak
Erhan Şermet, Robert Capa’yı Beklerken – Susan Fortes
Yorum Yap