Ünlü ressamlar Susan Brabeau, Evon Wilson, Amedeo Bocchi, José García y Ramos, Charles Spencelayh’in dünyaca ünlü tablolarının analizi.
Susan Brabeau, The Conversation
Susan Brabeau: “Tüm ailemin nesiller öncesine uzanan tüm umutlarını ve hayallerini taşıyan biriyim. Ailesini Almanya’dan, ABD’ye getiren bir heykeltıraşın büyük torunuyum. Onun yaratma ve başkalarına sunma tutkusunu paylaşıyorum. Üç büyük amcam da portre ressamıydı. Michigan Üniversitesi’nden öğretmen olarak mezun oldum, güzellik yarışmasına katıldım, Detroit’te bir kolejde Big Band (Büyük bir grup veya caz orkestrası) şarkıcısı olarak şarkı söyledim. Oscar’a aday gösterilen bir filmin müziği seslendirdim, New York’ta bir müzikalde ve Broadway’de Shenandoah Müzikali’nde oynadım. Ancak önemli olan kısım şu; ben eşim, anneyim ve kendimi her türlü hayvanın bakımına ve kurtarılmasına adamış bir hayvan severim. Kuzey Carolina’daki çiftliğimde, yeni doğmuş ve annesini kaybetmiş bir tavşanı üşümesin diye 4 gün gömleğimde taşıdım. Hemen tüm resimlerimin içinde hayvan göreceksiniz çünkü onlar benim en iyi arkadaşlarım.”
Bir film yönetmeni gibi bir fikri, bir duyguyu ya da zamanda kaybolmuş bir anı tasvir etmek isteyen Susan Brabeau, titiz bir çizimle koreografisini yaptığı bir dizi karakter, yer ve nesne yaratır. Sıradan betimlemelerin ötesinde her bir şahsiyeti, her bir eşyayı, bitkiyi, hayvanı gerçeklikten daha canlı resmeder. Figürlerinin çoğu, kendi tasarladığı şapkalar ve giysilerle süslenmiş aile bireyleri ve arkadaşlarını içerir. Susan Brabeau resimlerinde, geçmiş dönemin ruh hallerini ve duygularını ortaya çıkardığı gibi izleyiciye görüntünün içindeki sohbeti neredeyse duyabilecek kadar eksiksiz bir yaşam yanılsaması sunar.
Büyülü Gerçekçi bir sanat anlayışı olan Brabeau, ustaca kullandığı fırçası ve renklerle izleyiciyi, tuvaldeki o zamansız yere taşır. Detaylı nostaljik ortamlar içeren ve Tuhaf Amerikan Sanatı kategorisindeki resimleri, giclee baskı ve yapboz olarak çokça bilinir ve tanınır.
Evan Wilson, Persimmon And Gold
Amerikalı bir ressam olan Evan Wilson, Alabama Üniversitesi sanat profesörü olan aile dostları Richard Brough’un verdiği ilham ve resim malzemeleri ile ressam olmaya karar verir. North Carolina Sanat Okulu’ndan sonra, Maryland Institute College of Art’ta okur. Orada tanınmış bir realist ressam olan Joseph Sheppard ile tanışır. Sheppard’ın eğitimi altında Wilson’da, sanat hayatına gerçekçi bir ressam olarak başlar.
“Egzotik kumaş ve giysilerle olan aşk ilişkim, genç bir sanat öğrencisiyken hocam Joseph Sheppard ile başladı. Bana çizmeyi öğren ve doğru şekilde boyamayı öğren; kendini ifade etmen ve sanatın onu takip edecek derdi. Bence iyi bir öğretmenin ayırt edici özelliği öğrencilerine baktığınız zaman anlaşılır; çünkü taklitçi göremezsiniz.”
“Sanat eğitimimin ilk yıllarında Peter Paul Rubens, Rembrandt ve van Dyck gibi sanatçıların yanı sıra Michelangelo ve Leonardo gibi birçok büyük İtalyan ustaların tüm eserlerini inceledim. Washington’daki Ulusal Sanat Galerisi’nde bulunan bu büyük sanatçıların portre çalışmalarını kopyalarken, bir düğmenin metalik parıltısını ya da kraliyet ailesinin giydiği giysilerdeki karmaşık detayları yakalama yetenekleriyle adeta büyülendim.”
Evon Wilson: “Eski ustaların geleneğine uygun olarak ben de ışık efektlerimi elde etmek için kesinlikle doğal ışığı kullanıyorum.Resimlerimde dokuyu ve ışık efektlerini yakalamak benim için çok önemlidir. Resmime dahil etmeyi düşündüğüm mobilyalara ve nesnelere bakarken, şövalemin yanında durup, insanların bunları kullanırken yaşamış olabilecekleri deneyimleri düşünüyorum. Bitmiş resimde bu deneyimin bir kısmını aktarabilirsem, o zaman bir sanatçı olarak işimi yapmış olurum.”
Sanatçının bu eserinin odak noktası, genç kadının üzerine örtülmüş şık, muhteşem bir kimono ve onun üzerine bir nevi kemer gibi uzatılmış ışıl ışıl parlayan kırmızı parlak kumaş. Üzerine düşen ışıkla birlikte kimononun tüm ince detayları nakış gibi işlenmiş adeta. Figür sanki bir boşlukta resmedilmiş gibi. Ressamın aynı kompozisyonu, farklı model ve kimono ile tasvir ettiği birçok eseri bulunur.
Amedeo Bocchi, In The Park, 1919
İtalyan ressam Amedeo Bocchi, tutku ve duygu dolu melankolik bir şiir havasındaki resimlerinde en çok işlediği kadın portrelerindeki zarafeti, stili ile yaşadığı yılların Parma’sında çok sevilen, tanınan bir ressamdır. Bocchi’nin yeteneği 1905’te, henüz yirmi iki yaşındayken yaptığı “Fior di Loto” adlı resmiyle ortaya çıkar.
1906’de İlk evliliğini öğrencisiyle yapar, bir kızları doğar ancak 1909’da eşini kaybeder. 1919 da bu resmindeki modeli olan Niccolina Toppi ile evlenir. Ancak 1923 de bu eşini; 1934 de ise tek kızını kaybeder.
Bocchi, en sevdiği temalardan biri olan kadın figürünü, burada belirgin peyzaj duyarlılığı ile birleştirmiş. Bu eserini, 1915’ten itibaren yaşadığı ve 20. yüzyılın başlarında Romalı sanatçılar için bir referans noktası haline gelen Villa Borghese’de inşa edilen Villa Strohl-Fern’in yeşillikleri içinde yer alan evinin bahçesinde yapar. Sandalyenin koluna yumuşak bir şekilde oturmuş, bacaklarını zarif bir şekilde üst üste atmış genç model eşi Niccolina’yı, yoğun ve enerjik fırça darbeleriyle, ışıktan etkilenen alanların zıt oyunlarıyla öne çıkarır. Güneş ışığı, modelin arkasında yer alan bahçenin renklerini de belirginleştiriyor. Gölge ve renklerin canlı karşıtlığı söz konusu. Şapkanın geniş kenarı altında dikkatli bir şekilde bakan genç kadının yüzündeki ifadenin etkinliğini, renklerin duygusal gücüne emanet etmiş.
Renkler, resmin baş kahramanları gibi. Modelin ten renginde bile neredeyse fosforlu hale gelen sarıları, pembeleri ve yeşilleri daha da aydınlatan, koyu renk etek ve şapkadır. Çiçekli minder adeta sandalyenin üzerinde bir çim parçası haline geliyor ve çimin sarıdan yeşile uzanan farklı tonlarının derinliği, denizin hareketli dalgaları gibi görünmesini sağlıyor. Açık havada bir bahar anının dinginliğini ileten kompozisyonun sadeliği yarattığı görsel duyum, izleyiciyi hemen etkisi altına alır.
José García y Ramos, Salida de un baile de máscaras, 1905
José García y Ramos, Endülüs’ün merkezi olan Sevilla’nın en sevilen ressamlarındandır. Sosyal hayatın seçkin yönlerini yansıtan, maskeli balo teması, 19. yüzyılın son çeyreğinde İspanyol sanatçılarının favorisiydi. Ressamın son yıllarına ait Maskeli Balo adlı resminde neredeyse bir friz gibi düzenlenmiş insan kalabalığının, maskeli bir baloyu terk ettiği anı görüyoruz. Friz: Eski Yunan ve Roma yapılarında, taban kirişiyle çatı arasında kalan, üzeri boydan boya kabartmalarla süslü bölüm.
Resimde zarif renkler, parlak ve yumuşak tonlar; çok sayıda figüre rağmen doğru bir kompozisyon dengesi dikkati çeker. Girişte görülen afişte : “Baile de Mascaras. Concurso de Trajes” (Maskeli Balo, Kostüm Yarışması) yazıyor. Binanın ana kapısından çıkan insanlar arasında tam merkezde yer alan bir kadın muhtemelen alkolün etkisiyle adeta bayılmış gibi görünüyor. Soldaki erkek, zarif bir kadının belki de karısı, bileğinden tutarak merdivenlerden iniyor. Ancak diğer eli, bir gönülde iki aşk olabilir dercesine genç bir kadına uzanıyor.
Sanatçı resimlerine, toplumsal karşıtlığı vurgulamak için yüksek sosyete mensup figürlerin yanında alt sınıf figürlerini de dahil ederdi. Örneğin, açık ve keskin bir gerçekçilik resmedilmiş, ağzında sigara olan genç bir serseri, tiyatronun önünde duruyor ve arabalar çekildiğinde kapılarını açıp birkaç kuruş kazanacak belli ki. Ona gergin bir şekilde bakan üniformalı görevli bunu açıkça bir rekabet olarak görüyor. Görevlin arkasında görevi biten bir müzisyen tiyatrodan ayrılıyor. Atının dizginlerinden tutan yaşlı bir arabacı, varlığını potansiyel müşterilere yüksek sesle bildiriyor. Yalnızca kalabalığın etkinliğini betimlemekten çok uzak olan bu eserinde García Ramos, her bir figürü çalışmasına dahil ederken, aralarında ancak sahnenin dikkatli bir şekilde incelenmesiyle anlaşılabilecek muazzam incelikli bağlantılar kurar.
Charles Spencelayh, War or no War, Who Cares?, 1944
İngiliz sanatçı Charles Spencelayh, genellikle yaşlı erkeklerin mutlu bir şekilde çeşitli tamiratlar yaparken ya da Dickens okurken geçirdiği ve çoğu zaman da, her birinin bir anlam ifade ettiği karmaşık, kalabalık eşyalarla çevrili iç mekanlarda uzmanlaştı. İngiltere’nin Almanya’ya savaş ilan ettiği 3 Eylül 1939’dan sonra özellikle bu yaşlı insanlar ve bir ömrün izlerini taşıyan eşyalarının arasına gazete ya da tablo gibi detaylarla savaşı da dahil etti.
Spencelayh ve eşi 1940’ta Londra’daki üç katlı evlerinin bombalanmasıyla savaşın yıkımını doğrudan deneyimleyeceklerdi. Çift canlarını zor kurtardı, ancak sanatçının resimlerinde kullandığı geniş süs eşyaları ve antika koleksiyonunun çoğu yok edildi.
Ressam, Savaş ya da Savaş Yok, Kimin Umrunda adlı tablosunda, bahçe kıyafetleri giymiş yaşlı bir adamı tasvir ediyor, masanın üzerindeki gazete muhtemelen savaşın son olaylarını bildiriyor. Neşeli adamın rahat pozu ve sıcak gülümsemesi, İngiliz halkının yıllarca süren huzursuzluğun ardından hissettiklerinin göstergesi olan kaygısız bir ruh halini yansıtıyor. Spencelayh’ın bir işçinin hayatını neşeli bir şekilde yeniden canlandırması, savaşın zaten beş yıldır devam ettiği bir zamanda sıradan insanların stoizmini desteklemek için adeta.
Tırmık, izleyiciye savaş yıllarındaki “Zafer İçin Kazma” kampanyasının devam ettiğini hatırlatıyor. (İkinci Dünya Savaşı sırasında İngiliz Tarım Bakanlığı, ülkenin dört bir yanındaki vatandaşlarına kendi yiyeceklerini yetiştirmeye teşvik etti. Evlerin bahçelerinden, halka açık parklara kadar her yerdeki açık alanlar bu amaç için kullanıldı.)
Duvar ve eşyalardaki kasvetli ton, yerdeki toz ve kirlerin yanında, vazodaki çiçek ve adamın gülümsemesi tam bir tezat oluşturmuş. Saat, doldurulmuş hayvan, küçük dolap, tablo, tırmık içeren kalabalık iç mekan aslında yaşlı adamın yalnızlığına işaret ediyor. Bu durum Spencelayh’ın birçok tablosunun özelliğidir. Oğlu Vernon şunları söyler: “Stüdyosunda odayı çerçeveler, hatta bazen duvar kağıtları üzerine inşa ederdi. Böyle ıvır zıvırla dolu odaları vardı.” Spencelayh’ın kariyerinin ilk yıllarında bir minyatür ressamı olması, resmin son derece ayrıntılı tekniğinden de bellidir.
Kaynak
Susan Brabeau Fine Art, Quidley Company, Evan Wilson, Cultura E Terrıtorıo, La bellezza della vita vera, Accordı, Amedeo Bocchı, (Parma 1883 – Roma 1976), Painting for victory: the wartime paintings of Charles Spencelayh