Özdemir Asaf, Attila İlhan, Gülten Akın başta olmak üzere ünlü şairlerimizin dağ şiirlerini derledik.
Vay Kurban, Ahmed Arif
Dağlarının, dağlarının ardı
Nasıl anlatsam…
Ağaçsız, kuşsuz, gölgesiz.
Çırılçıplak,
Vay kurban…
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda.
Yiğitlik, sen cehennem olsan bile
Fedayı kabul etmektir,
Cennet yapabilmek için seni,
Yoksul ve namuslu halka.
Bu’dur ol hikayet,
Ol kara sevda.
Seni sevmek,
Felsefedir kusursuz.
İmandır, korkunç sabırlı.
İpin, kurşunun rağmına,
Yürür pervasız ve güzel.
Sıradağları devirir,
Akan suları çevirir,
Alır yetimin hakkını,
Buyurur, kitabınca…
Albert Bierstadt, The Rocky Mountains, Lander’s Peak, 1863
Gene O Dağ Yollarında, Cevat Çapan
Yıllar sonra Alplerden inerken
bir dağ yolu mu bu diye kendine sorarsan
daha binbir soru varken zihnini kurcalayan
elinde bir dağ lalesiyle seni karşılayan
şu küçük kızı alnından öp
ve dinlen biraz.
Yıllar önce, uzaklarda,
doruklarına tırmandığın,
rüzgarlarını ezberlediğin,
başka dağları düşün.
O bildik dağların koyaklarında biriken,
sonra eriyip boz bulanık ırmaklara karışan
kadarıyla ak git sen de
uzaklara, dağların ardına,
kavruk çöllere.
Uçak gürültülerinin, kum fırtınalarının içinden,
Düşlerinde o küçük kız,
Bir dağ lalesi elinde.
Albert Bierstadt, Among The Bernese Alps, 1859
Dağ Başında, Abdülkadir Bilgin
Beni bir dağ başında böyle yapayalnız kodular,
Rüzgarlara, kuşlara, bulutlara yakın,
Senin etinden, tırnağından ayrı,
Senin kokundan uzak.
Benim güzelim,
Benim ceylan bakışlım,
Benim kafamın ateşi,
Yüreğimdeki.
Mümkün mü şu anda rüzgar olmak, kuş olmak,
Şu anda üç dört portakal almak, getirmek sana,
Sana tuzlu badem,
Kabak çekirdeği.
Şu anda hiçbir şey mümkün değil.
Şu anda her şeyden ayrı, her şeyden uzağım ben.
Şu anda sadece yalnızlık ve kahır.
Hayır, güzelim,
hayır, ceylan bakışlım,
hayır, kafamın ateşi, hayır,
hayır, yüreğimdeki.
Şu anda mümkün ve güzel olan tek bir şey vardır:
Yanarak sevmek seni.
Albert Bierstadt, Scene In The Sierra Nevada, 1861
Dağlar, Sabahattin Ali
Başım dağ, saçlarım kardır,
Deli rüzgarlarım vardır,
Ovalar bana çok dardır,
Benim meskenim dağlardır.
Şehirler bana bir tuzak;
İnsan sohbetleri yasak;
Uzak olun benden, uzak,
Benim meskenim dağlardır.
Kalbime benzer taşları,
Heybetli öter kuşları,
Göğe yakındır başları;
Benim meskenim dağlardır.
Yarimi ellere verin;
Sevdamı yellere verin;
Yelleri bana gönderin;
Benim meskenim dağlardır.
Bir gün kadrim bilinirse,
İsmim ağza alınırsa,
Yerim soran bulunursa:
Benim meskenim dağlardır
Dağ Başı, Orhan Veli Kanık
Dağ başındasın;
Derdin günün hasretlik;
Akşam olmuş,
Güneş batmış,
İçmeyip de ne haltedeceksin?
Albert Bierstadt, Deer At Sunset
Dağlar, Ahmet Hamdi Tanpınar
Göklere dayanan karlı tepesi
Ey sıla yolunu bağlayan dağlar!
Üstünde rüzgârın geniş nefesi
Eteğinde seller çağlayan dağlar!
Her akşam ufkunuz kızıl bir nehre
Bürünüp yanarken bulutlu dağlar,
Hıçkırır ve derim doğduğum şehre
Kavuşursam bir gün ne mutlu dağlar!
Albert Bierstadt, In Western Mountains, 1865
Dağlara, Ahmet Muhip Dıranas
Gel! Seninle yüce dağlara çıkalım;
Gör, kartalların havada akışını.
Yıllarca kızılı sarsın bakışını,
Aysız gecelerde ateşler yakalım.
İnsan çilesini almaz oldu aklım
Soyun, şehrin sana giydirdiği gömlekten,
Yakın dostlarına bahs aç ölmekten
Ve gel benimle, kaçalım kaçalım…
Sıra sıra ufukta alınları ak
O dağlar, ötesi mavi gök, tanrılar…
Toprağa, ateşe, suya dönüş tekrar
Havada başıboş tüy gibi uçarak.
Albert Bierstadt, Looking Down Yosemite Valley, 1865
Ferhat, Arkadaş Z. Özger
kara teller ak telleri dövende
sevdanı yüreğine kuşat
al sesimi vur kanının gümbürtüsüne
zamanıdır dağları delmenin, Ferhat
dağların başı yaslı
Ferhat’ın sevdası kan ağlar
yüreğin sağlam, bileğin güçlü Ferhat
istesen dağlar dağlar…
ateşi üfle Ferhat
körüğü iyi kullan
bu can bunca hasretine dayanır
soludukça içimde sevdan
sevdan ki bir yakıcı kuştur yüreğimde
gümbürder zulme karşı kan gibi
ölürsem dağlar için ölürüm Ferhat
kalırsam vuruşkan şahan gibi
Albert Bierstadt, Mountain Lake, 1865
Kurtarmak Bütün Kaygıları, Turgut Uyar
Sularsa akmak birgün birgün birgün
Birgün dağlara çıkmak birer birer dağlara çıkmak birgün
Çıkmak çıkmak birer birer birgün dağlara dağlara birgün
Birgün birer birer dağlara
Ah nasıl dağlara birgün
Ey birgün
Çiçek açmak birgün
Dağlara dağlara birer birer dağlara
Albert Bierstadt, Yosemite Falls, 1870
Piraye İçin Yazılmış Saat 21 Şiirleri, 1 Ekim 1945, Nazım Hikmet
Dağın üstünde:
akşam güneşiyle yüklü olan bir bulut var dağın üstünde.
Bugün de:
sensiz, yani yarı yarıya dünyasız geçti bugün de.
Birazdan açar
kırmızı kırmızı:
gecesefaları birazdan açar kırmızı kırmızı.
Taşır havamızda sessiz, cesur kanatlar
vatandan ayrılığa benzeyen ayrılığımızı…
Albert Bierstadt, A Storm In The Rocky Mountains, 1866
Dün Dağlarda Dolaştım Evde Yoktum, İlhan Berk
Dün dağlarda dolaştım, evde yoktum.
Bir uçurum bize bakmıştı, uçurumun konuştuğu usumda.
Buydu bizim kendine sonsuz olanı duyduğumuz. Nesneler ki zamanda vardır.
Alaca Dağlarda Sarı Çiçek, Gülten Akın
Alaca dağlarda sarı çiçek
Açar kimse duymaz sabaha kadar
Alaca dağlarda sarı çiçek
Sevgisinden yalnızlığından korkar
“Alın çevremden hatıraları
Beni bir kere aydınlığa bırakın”
Bu yaşamadan çok ölüme yakın
Bu kendi kendinde solan maviyi
Siz hatırlamadan edemezsiniz
Albert Bierstadt, The Domes of the Yosemite, 1867
Yalnızlık Şiiri, Attila İlhan
Karanlığın insanı delirten bir ihtişamı vardır
Yıldızlar aydınlık fikirler gibi havada salkım salkım
Bu gece dağ başları kadar yalnızım
Dağlar Üstüne Çeşitleme, Özdemir Asaf
Uzaklar denince dağlar aklıma gelir
Dağlar olsa da, olmasa da
Dağsız uzak yoktur bana sorarsan
Dağlar arada olmasa da.
Albert Bierstadt, Western Landscape, 1871
Giz, Ahmet Telli
Bu kadar uzak mıydı
git git bitmiyor yol
görünmüyor dağın ardı
Oysa bilmem kaç yıl
bu yollardan yürünmüş
Şimdi sanki bir masal
Bu dilsiz dağ ve taş
nerde saklar kuşları
hangi gizle sarmaşdolaş
Anlamak zor susuşları