Nazım Hikmet, Turgut Uyar, Can Yücel, Attila İlhan başta olmak üzere Türk Edebiyatı’nın önemli şairlerinin deniz şiirlerini, Ivan Konstantinovich Aivazovsky’nin resimleri ile birlikte derledik.
1. Ayrılış, Orhan Veli Kanık
Bakakalırım giden geminin ardından;
Atamam kendimi denize, dünya güzel;
Serde erkeklik var, ağlayamam.
Ivan Konstantinovich Aivazovsky, Departure From Dutch Coast, 1844
2. Hasret, Nazım Hikmet
Denize dönmek istiyorum!
Mavi aynasında suların:
boy verip görünmek istiyorum!
Denize dönmek istiyorum!
Gemiler gider aydın ufuklara gemiler gider!
Gergin beyaz yelkenleri doldurmaz keder.
Elbet ömrüm gemilerde bir gün olsun nöbete yeter.
Ve madem ki bir gün ölüm mukadder;
Ben sularda batan bir ışık gibi
sularda sönmek istiyorum!
Denize dönmek istiyorum!
Denize dönmek istiyorum!
Ivan Konstantinovich Aivazovsky, Evening On The Crimea, 1895
3. Ma’î Deniz, Tevfik Fikret
Rûh-i mâsûmunu, ey mâi deniz;
Âh, lâkin ne zarar;
Ben bu gözlerle mükedder, âciz
Sana baktıkça teselli bulurum, aldanırım,
Mâi bir göz elem-i kalbime ağlar sanırım…
Ivan Konstantinovich Aivazovsky, Farewell On The Seashore, 1868
4. Deniz, Cahit Sıtkı Tarancı
Bu akşam vakti deniz
O bütün hasretimiz
Sanki gelmiş de dile
Nedametin sesiyle
Çarparak kayalara
Yetmez mi, diyor deniz
Karada çektiğiniz?
Ivan Konstantinovich Aivazovsky, Storm At Sea On A Moonlit Night, 1849
5. Deniz Türküsü, Yahya Kemal Beyatlı
Dolu rüzgârla çıkıp ufka giden yelkenli!
Gidişin seçtiğin akşam saatinden belli.
Ömrünün geçtiği sahilden uzaklaştıkça
Ve hayâlinde doğan âleme yaklaştıkça,
Dalga kıvrımları ardında büyür tenhâlık
Başka bir çerçevedir, git gide dünyâ artık.
Daldığın mihveri, gittikçe, sarar başka ziyâ;
Mâvidir her taraf, üstün gece, altın deryâ…
Yol da benzer hem uzun, hem de güzel bir masala
O saatler ki geçer başbaşa yıldızlarla.
Lâkin az sonra lezîz uyku bir encâma varır;
Hilkatin gördüğü rü’yâ biter, etrâf ağarır.
Som gümüşten sular üstünde, giderken ileri
Tâ uzaklarda şafak bir bir açar perdeleri…
Mûsıkîsiyle bir âlem kesilir çalkantı;
Ve nihâyet görünür gök ve deniz saltanatı.
Girdiğin aynada, geçmiş gibi dîğer küreye,
Sorma bir sâniye, şüpheyle, sakın: “Yol nereye?”
Ayılıp neş’eni yükseltici sarhoşluktan,
Yılma korkunç uçurum zannedilen boşluktan
Duy tabîatte biraz sen de ilâh olduğunu,
Rûh erer varlığının zevkine duymakla bunu.
Çıktığın yolda, bugün, yelken açık, yapyalnız,
Gözlerin arkaya çevrilmeyerek, pervâsız,
Yürü! Hür mâviliğin bittiği son hadde kadar!…
İnsan, âlemde hayâl ettiği müddetçe yaşar.
Ivan Konstantinovich Aivazovsky, Feodosia at Night, 1880
6. Deniz Feneri, Fazıl Hüsnü Dağlarca
Uzanmış koca burun açık denize doğru,
Lacivert ve gri gecenin değerinde.
Karanlıkla başlar bir dünya sevgisi,
Deniz feneri parlar,
Talihe aldırmadan kayalar üzerinde
Bulutlar birleşir alaca düzlüklerde,
Çöker uzak limanlardan bir sis.
Bir sıkıntı başlar karanlığında kaderin,
Bildirir, yanınca yanınca,
Ömrün neresindesiniz, aşkın neresindesiniz?
Yüreğin mi daralıyor, yıldız ışığında,
Bırak anılar gitsin biraz daha geri.
Ruhu götürmeden vakit yürüyebilir,
Düşün nasıl durmuş sabırla yüzlerce yıl,
Hep bu benekte bu deniz feneri
Ivan Konstantinovich Aivazovsky, Neapolitan Lighthouse, 1842
7. Bir Ölü Dalga, Edip Cansever
Bir ölü dalga, şuramda tam
Coşkusu içinde saklı, gürültüsü
Bu kuru dal parçasını o getirdi dün akşam
Bıraktı yüreğime, en önce beni gördü
Yok hayır, yalnızca beni gördü de ondan
Konuşur gibiydi çünkü dokundukça gövdeme
Bir yangına daha uğrasam
Bir yangına daha uğrasam.
Her şeyden habersizdim önce
Bir gök yapıyordum deniz kabuklarından
Senin çocukça gülüşüne benzer bir gök
Tersyüz ettikçe onları bir solan bir parıldayan
Bak, sana bir şey söyleyeyim mi
Vardır ya hani bir deniz kazasından
Yeni kurtulmuş bir kız çocuğunun gözleri
Bir yaşam boyu şaşkın ve kımıldamadan bakan
O kadar bencilim ki, anla
Sana verdim ben bu gözleri, ben armağan ettim anlaşılan.
Ivan Konstantinovich Aivazovsky, The Island of Ischia, 1892
8. Denizi Anlatıyor, Turgut Uyar
adı çok duyulmuş bir ozan değildi
Tonyalı balıkçılar arasında
-onlar ki her türlü balığı tutarlardı denizden-
ama iyi bir ozandı
bütün söylentilerin tersine
denizde de olabilirdi sandalla
uzun geçmişli denizle
gün batımında var olan
ve gün doğumunda da
Ivan Konstantinovich Aivazovsky, The Island of Ischia At Sunset, 1857
9. Göller Denizler, Cemal Süreya
Ölüm mü,
Bir gölün dibinde durgun uykudasın.
Denizler?
Tanrılar karıştırır durur denizleri..
Ivan Konstantinovich Aivazovsky, Koktebel, 1880
10. Takvimdeki Deniz, Necip Fazıl Kısakürek
Hasreti denizlerin,
Denizler kadar derin.
Ve o kadar bucaksız.
Ta karşımda yapraksız
Kullanılmış bir takvim.
Üzerinde bir resim;
Azgın, sonsuz birdeniz.
Kaygısız, düşüncesiz,
Çalkanıyor boşlukta
Resimdeyse bir nokta;
Yana yatmış bir gemi,
Kaybettiği alemi
Arıyor deryalarda.
Bu resim rüyalarda
Gibi aklımı çeldi,
Bana sahici geldi.
Geçtim kendi kendimden,
Yüzüme o resimden,
Köpükler vurdu sandım.
Duymuş gibi tıkandım,
Ciğerimde bir yosun.
Artık beni kim tutsun.
Denizler oldu tasam,
Yakar onu bulmazsam
Beni bu hasret dedim
Varırım elbet dedim.
Bir ömür geze geze
Takvimdeki denize.
Ivan Konstantinovich Aivazovsky, Misty Morning In Italy, 1864
11. Aşklar İçinde Bir Kentin Herhangi Bir Kentin I, İlhan Berk
Benim yüzüm bir bayram telâşıdır
Küller ve biraz da deniz artıklarıyla
Ben ki çocuklarla büyüdüm ve
(Bu yüzden uzundur ya biraz kollarım)
Bir denizde bir akşam gittim ölümü
Yosunlar rüzgârlar gözleriyle balıkların
Hala saçlarıma takılmış bulurum
Bir balığın pullarını ve tuzu
Şimdi bir yolu yürüyoruz ya seninle
Birden üçüncü sınıf bir lokantadayız işte
Bir kadın senin ağzınla gülüyor ve
Ne mutlu ne mutsuz.
…………………… Nedir mi mutluluk diyorsun
Bir eylülü gitmek belki de böyle
Ivan Konstantinovich Aivazovsky, Napoleon On The Island of St. Helena, 1897
12. Gurbet Kuşları, Haydar Ergülen
Gurbet açık zamanda bir deniz
hadi misafir sayalım kendimizi onun vapurunda
hem eski turnalar gibiyiz hala
kendi kanatlarına misafir
hem saklana saklana yenisi yok sözler gibiyiz
bizden başka misafiri de yok ama
yine de yolcu gibi davranır bu deniz insana
gurbetten bir kuş mu gelmiş şehir uyuyor
senin kanatlarınla uyanacak şehir bu değil
güvercinin denizi geçtiği şiir bu değil
Ivan Konstantinovich Aivazovsky, Night On The Black Sea, 1879
13. Deniz Kasidesi, Attila İlhan
açıklarda göz gözü görmez fırtınadan anlar gelir
körfeze kocaman ve soğuk pelikanlar gelir
buzlu bir hüzünle yüklü yorgun ve üzüntülü
kasırga sarsar katedralleri uzaktan çanlar gelir
her biri bir rüzgâra uzanmış ezanlar gelir
görünmez bir nabızdır atar telsizler büyülü
ermiş deniz fenerlerinden aydınlık dumanlar gelir
eski bir şarkıda gemileriyle kaybolanlar gelir
siyah yelkenleri rüya tozlarıyla örtülü
sanki deli bir su patlar çoğul yatağanlar gelir
var mı yok mu anlaşılmaz yağlı korsanlar gelir
kırbaçları kan içinde dev bıyıkları gürültülü
döner sis anaforları bir imdat çınlar gelir
ıslıkların kemendiyle çekilip boğulanlar gelir
boyunları kırılmış son derece ölü
canlanır liman meyhanelerinde anlatılanlar gelir
inanılmaz ejderhalar kanatlı yılanlar gelir
ihanet gibi kılçıklı kabahat gibi tüylü
bir çatışma parıldar ki batı’da kanlar gelir
mor uğultulardan oyulmuş erguvanlar gelir
vahşi yapraklarında tuz böceklerinin tülü
çözülür şimşeklerin demeti tel tel yananlar gelir
tepeden tırnağa elektrik yeşil papağanlar gelir
billurdan gagalarında çapraz bir rüzgâr gülü
günler dağılır altüst olmuş zamanlar gelir
başka başka takvimlerden başka insanlar gelir
ölümlerini tekrar tekrar yaşamaya gönüllü
Ivan Konstantinovich Aivazovsky, Mount Ayu-Dag on a Foggy Day, 1853
14. Deniz Ufkunda, Ahmet Hamdi Tanpınar
Deniz ufkunda batan güneş
Ve keskin çığlığı kuşların;
Rabbim bu uğultu, bu ateş
Ve ümitsiz uçuşların
Doldurduğu akşam havası,
Akşamın mercan dallar gibi
Suda olgunlaşan rüyası…
Ivan Konstantinovich Aivazovsky, Pathmos, 1854
15. Deniz Feneri, Metin Altıok
Ufkum puslu karanlık;
Tayfa çığlıklarıyla dolu
Günlerim gecelerim.
Başım önüme eğik,
Öyle dimdik değilim.
Tozlu merdivenlerimden
Kendimi içten içe
Bir çıkar bir inerim.
Ben batık bir geminin
Metruk deniz feneriyim.
Gömüldüğünü gördüm
Denize bir serenin,
çırpınışını yırtık yelkenlerin.
Gördüm derin iç çekişlerini
Kendini bir çorap gibi
Tersine çevirenlerin.
Ivan Konstantinovich Aivazovsky, Sea at Night, 1861
16. Buluşmak Üzere, Can Yücel
Diyelim için çekti bir sabah vakti
Erkenceden denize gireyim dedin
Kulaç attıkça sen
Patiska çarşaflar gibi yırtılıyor su ortadan
Ege denizi bu efendi deniz
Seslenmiyor
Derken bi de dibe dalayım diyorsun
İçine doğdu belki de
İşte çil çil koşuşan balıklar
Lapinalar gümüşler var ya
Eylim eylim salınan yosunlar
Onların arasında bulacaksın beni
Ivan Konstantinovich Aivazovsky, Seascape, 1870
17. Kadırga, Murathan Mungan
Senelerce, senelerce evveldi;
Bir deniz ülkesinde… ve belki de
birbirine aktardığım defterlerin hepsinde
bu şiir vardı:
Senelerce, senelerce evveldi;
Biz seninle orada, o deniz ülkesinde tanıştık
uzak denizler, uzak yakınlıklar içinde
bir Kadırgada iki korsan
tarih, yarın, ütopya dolu sandıklar arasında
birbirimizi yaralarından tanıdık
dışı korsan, içi iç denizlerde yaşayan çocuklardık
konuşamadıklarımız bir bulut kalınlığında
duruyordu aramızda
oysa konuşsak yada dokunsak birbirimize
çekip gidecekti içimizdeki o korkunç noksanlık
batık gemilerin deniz diplerini saran
umutsuzluğu vurmuştu yüzümüze
birbirimizden ve aşkın keşfedilmemiş gizlerinden
ürküyorduk
bir definenin ikiye paylaştırılmış haritasında
bilmeden
birbirimize doğru ilerliyorduk.
Ivan Konstantinovich Aivazovsky, The Seashore, 1851
18. Kırmızı Yeşil, Sait Faik Abasıyanık
Kıyısına tuz ileten rüzgarı
balıkların yüzdüğünü duyarım
Dinlerim yosunların konuştuğunu
midyelerin ağladığını.
Aşkın bir kanadı vardır kırmızıdır
delinir
kan akar.
Bir kanadı var
zehir yeşili…
Ivan Konstantinovich Aivazovsky, Ship off the Coast of Feodosia, 1897
19. Denizin Baladı, Özdemir Asaf
gözlerin en bakışında
bir en deniz,
ve denizin en gözünde
bir bakış, o sensin deniz..
o bakışa ben baktım
deniz bakışındaydı, bıktım
bakışındaydı gözleri,
gözlerindeydi deniz…
Kapak Resmi: Ivan Konstantinovich Aivazovsky, Biarritz, 1889
Yaşayanlar, ölüler ve bir de denizciler…