Nazım Hikmet, Turgut Uyar, Edip Cansever başta olmak üzere Türk Edebiyatı’nın önemli şairlerinin çiçek alıntılı şiirlerini, Türk ressamların çiçek temalı tablolarıyla birlikte derledik.
1. Nazım Hikmet (1902 – 1963) – Mor Menekşe, Aç Dostlar ve Altın Gözlü Çocuk
Pertev Boyar (1897 – 1981) – Natürmort
EEEEEEEEEY…
kızım, annem, karım, kardeşim
sen
başında güneşler esen
altın gözlü çocuk,
altın gözlü çocuğum benim;
deli çığlıklar atıp avaz avaz
burnumun dibinden gelip geçti de yaz,
ben, bir demet mor menekşe olsun
getiremedim
sana!
Ne haltedek,
dostların karnı açtı
kıydık menekşe parasına!
2. Edip Cansever (1928 – 1986) – Gül Kokuyorsun
İbrahim Çallı (1882 – 1960) – Mavi Vazoda Güller
Gül kokuyorsun bir de
Amansız, acımasız kokuyorsun
Gittikçe daha keskin kokuyorsun, daha yoğun
Dayanılmaz bir şey oluyorsun, biliyorsun
Hırçın hırçın, pembe pembe
Öfkeli öfkeli gül
Gül kokuyorsun nefes nefese.
3. Yahya Kemal Beyatlı (1884 – 1958) – Bahçelerden Uzak
Feyhaman Duran (1886 – 1970) – Natürmort
İstemem artık ışık, rayiha, renk alemini,
Koklamam yosma karanfille, güzel yasemini.
Beni bir lahza müsait bulamaz idlale,
Ne beyaz bakire zambak, ne ateşten lale.
Beklemem fecrini leylaklar açan nisanın,
Özlemem vaktini dağ dağ kızaran erguvanın.
Her sabah başka bahar olsa da ben uslandım,
Uğramam bahçelerin semtine gülden yandım.
4. Orhon Murat Arıburnu (1920 – 1989) – Laleli
Ayetullah Sümer (1905 – 1979) – Laleler
Lalelim
Laleli’de oturur
Laleli lale olur lalelimden.
Laleli’den geçilir
Lalelimden geçilmez!
5. Turgut Uyar (1927 – 1985) – Ne Değişir
İbrahim Safi (1898 – 1983) – Natürmort
ben kan diye başlamak isterim oysa gülün derdi başkadır
lale bahardan yanadır çiğdem güneşten konu değişir
hepsine pekala amma bilirim gülün derdi uydurma
kıpkırmızı en çok yakışırken kendine onu değişir
lale mayıs ayıdır mora turuncuya filan boyanır
pek güvenmem yabancıdır bakarsın yönü değişir
çiğdem cefaya katlanır alışmıştır kendi yeşiline
haklıdır bakımsızdır yağmurun durmadan günü değişir
hoş olsun bütün verdikleri aldıkları şu çiçeklerin
gül susar çiğdem uyanır tüfek başlar konu değişir
hep böyle süreceği sanılır bu gül hikayesinin
hep böyle sürer gerçi amma bir gün sonu değişir
6. Özdemir İnce (1936 – ) – Abidin Dino’nun Çiçekleri I
Abidin Dino (1913 – 1993) – Çiçek
Nereye dokunsan binlerce çiçek
toz pembesi, rüzgara karşı çiçek
yüreğimizde çoğalan çiçekler, laleler:
Dağlarımızda açan.
Tebeşir kokusu, silgi hışırtısı
lalesinde sonsuz karatahtaların
kanatlı çiçek, çiçek içinde çiçek:
Okul avlularında açan
7. Metin Altıok (1940 – 1993) – Ben Gül ve Zakkum
Nazmi Ziya (1881 – 1937) – Beyaz Güller
Yüreğimden çıktım yola;
Gül de geldi, zakkum da,
Peşimiz sıra acı,
Ben, gülü, zakkumu
Yol boyu kanata kanata
Az gittik, uz gittik;
Geldik bir başka yüreğin
Nasırlı kıyılarına.
Ben, gül ve zakkum
Peşimizdeki arsız acıyla.
8. Behçet Aysan (1949 – 1993) – Bir Eflatun Menekşe
Cihat Burak (1915 – 1994) – Natürmort
Sevdalı bir menekşe
tanırdım
eflatun
özgürlükte açan.
başkasının sevinci
onun da sevinciydi
inci kolyelerle
süslü
boynuna hiç
ölüm yakışmazdı ki.
geceleyin, kuş uçar
uyanır
menekşe
sanki kapısı çalan
onunki.
sevdalı menekşem
hercai eflatunum
üzgünüm
seni ben
soldurdum
seni ben öldürdüm
bir saksı yaparak
yaşadıklarımızdan.
9. Hasan Hüseyin Korkmazgil (1927 – 1984) – Haziran’da Ölmek Zor
Naci Kalmukoğlu (1898 – 1951) – Leylaklar
sokaktayım
gece leylak
ve tomurcuk kokuyor
yaralı bir şahin olmuş yüreğim
uy anam anam
haziranda ölmek zor!
havada tüy
havada kuş
havada kuş soluğu kokusu
hava leylak
ve tomurcuk kokuyor
ne anlar acılardan/güzel haziran
ne anlar güzel bahar!
kopuk bir kol sokakta
çırpınıp durur
10. Cemal Süreya (1931 – 1990) – Bir Çiçek
Nazlı Ecevit (1900 – 1985) – Natürmort
Bir çiçek duruyordu, orda, bir yerde,
Bir yanlışı düzeltircesine açmış;
Gelmiş ta ağzımın kenarında
Konuşur durur.
Bir gemi bembeyaz teniyle açıklarda,
Güverteleri uçtan uca orman;
Aldım çiçeğimi şurama bastım,
Bastım ki yalnızlığımmış.
Bir başına arşınlıyor bir adam mavi treni
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
11. Melih Cevdet Anday (1915 – 2002) – Anı
Naim Uludoğan (1911 – 2010) – Karanfilli Natürmort
Bir çift güvercin havalansa
Yanık yanık koksa karanfil
Değil bu anılacak şey değil
Apansız geliyor aklıma
Neredeyse gün doğacaktı
Herkes gibi kalkacaktınız
Belki daha uykunuz da vardı
Geceniz geliyor aklıma
Sevdiğim çiçek adları gibi
Sevdiğim sokak adları gibi
Bütün sevdiklerimin adları gibi
Adınız geliyor aklıma
12. Oktay Rifat (1914 – 1988) – Saksılar
Namık İsmail (1890 – 1935) – Saksıda Çiçekler
Pencerede saksılarım var benim de
Kurulmuş asma bahçem göğün maviliğinde
Sanki neden sade yaz günleri taşır
Bir demet çiçek gibi sevgilim
Çiçekli bir şemsiye elinde
Güzel şeyler düşünmeme rağmen
Durmadan ağlamak geliyor içimden
13. Özdemir Asaf (1923 – 1981) – Çiçek Senfonisi
Bedia Güleryüz (1908 – 1991) – Natürmort
Çiçekler hep bekler gibidir,
Oysa hiç beklemezler;
Biri arılandırır, biri kuşlandırır.
Biri rüzgarlandırır gönülleri,
Biri kızdırır soğumuş külleri..
Biri de kendini kucaklandırır.
Biri tek başına yürür yazgısında,
Biri sepetlerde demet demet
Ününü kaldırımlandırır.
Biri vazolandırır kendini salonlarda,
Biri kurur bir kitabın içinde,
Biri de kafes arkasında saksılandırır.
14. Ahmet Haşim (1884 – 1933) – Karanfil
Ali Avni Çelebi (1904 – 1993) – Karanfiller
Yarin dudağından getirilmiş
Bir katre alevdir bu karanfil,
Ruhum acısından bunu bildi!
Düştükçe, vurulmuş gibi, yer yer
Kızgın kokusundan kelebekler,
Gönlüm ona pervane kesildi…
15. Necati Cumalı (1921 – 2001) – Bir Gül Açıyorsa
Mahmut Cuda (1904 – 1987) – Vazoda Güller
Bir gül açıyorsa şimdi Türkiye’de
Aşkla ümitle açıyor
Adsız unutulmuş her bahçede
Bir gül tomurcuklanıyorsa
Sabaha karşı gecede
Açmak için tomurcuklanıyor
Aşkla ümitle
Sevinçle yaşamak için tomurcuklanıyor
Leblebitozu çok güzel şeyler yapıyorsunuz…Tebrikler, teşekkürler…