Ünlü Hollandalı ressam Rembrandt Harmenszoon van Rijn’in en ünlü tablolarını derledik.
Rembrandt Harmenszoon van Rijn, 1606’da Hollanda’nın Leiden kentinde doğdu. Babası varlıklı bir değirmenciydi. Ailesi onu erkek öğrencileri üniversiteye hazırlayan bir Latin okuluna gönderdi. Fakat derslerde sürekli resim yapması yüzünden sıklıkla ceza aldı. Ailesi de 14 yaşında Rembrandt’ı okuldan alarak ressam Jacob Isaacksz van Swanenburgh’un yanına gönderdi. Daha sonra Amsterdam’a gitti ve yine bir İtalyan resim sanatçısının Pieter Lastman’ın yanında çalışmaya başladı.
Musical Allegory, 1626
Müzik Dersi isimli tablosunda, genç bir kadın tarafından yönetilen bir grup insan bir odada müzik yapıyorlar. Kadın kucağında bulunan büyükçe defterden bir şeyler okurken yanında bulunan iki adam da enstrümanlarıyla ona eşlik etmekte. Arkada bulunan yaşlı kadın ise elini çenesine dayamış, kulağına dolan müziği dikkatle dinlemekte. Ön planda ise bir keman, bir ud ve kitap yığınını görmekteyiz.
Self Portrait, 1628
Rembrandt burada henüz 22 yaşında. Yüzünün tamamına yakını gölge altında. Resimde odak noktası sağ kulak memesi üzerinde. Onun alameti farikası olan ışık hüzmesi, sağ elmacık kemiği üzerinde.
1625 yılında ailesinin yanına geri dönen Rembrandt, özellikle gravür ile de uğraştı ve gravürün büyük bir önem kazanmasına katkıda bulundu. Kuşkusuz Rembrandt hayatının dönüm noktası 1629’da aynı zamanda matematikçi Christiaan Huygens’in de babası olan, devlet adamı ve şair Constantijn Huygens ile tanışmasıyla yaşadı. Huygens’in Rembrandt’ı keşfetmesiyle çevresi genişledi ve tanındı.
Abraham and The Three Angels, 1630
Rembrandt okulda öğrendiği mitolojik, dini hikayeler ve öğretmeni olan ressam Pieter Lastman’ın en çok kutsal kitaptan sahneler ve mitolojik öyküler resmetmesi resimlerinin konularını tıpkı bu resimde olduğu gibi etkilemiştir.
The Prophetess Anna, Rembrandt’ın Annesi, 1631
Dr. Nicolaes Tulp’un Anatomi Dersi, 1632
Rembrandt, Dr. Nicolaes Tulp’un Anatomi Dersi tablosuyla ünlü biri oldu artık. Dr. Tulp 1628’de Cerrahlar Loncası’ndaki yedi doktor arasında, en başarılı olanlardan biridir. Resimde sanatçı, doktorları resimsel bir zenginlik ve zinde bir tasvir ile ortaya koymuştur. Bu gösteri bütün doktorlarda bir heyecan ve merak uyandırmıştır. Tüm figürler bu olaya bakmaktadır. Dikkat ve ilgileri, vücutlarının jestlerinden ve bakışlarından anlaşılmaktadır. Resim, anın heyecanını hissettirirken, ışığın da etkisiyle, karanlığın içinde yükselen heykelsi bir varlık oluşturur. Yapıtta psikolojik gerilim ve resimsel başarı çok yüksektir. Zira Amsterdam’da 31 Ocak 1632’de yapılmış, bilinen tek diseksiyon olup, kadavra, suçlu bir kişi olan Adriaen Adriaensz’ın bedenidir.
Europa, bugünkü Avrupa kıtasına adı verilen Fenikeli prensestir. Yunan mitolojisindeki bu hikayeye göre Tanrılar Tanrısı Zeus, boğa kılığına girerek nedimeleriyle çiçek toplayan Europa’yı kaçırır.
Europa’nın Kaçırılışı, 1632
Portrait of a Young Woman With a Fan, 1633
Portrait of Maerten Soolmans, 1634
Flora, 1634
1634’te evini kiraladığı Hendrick van Uylenburgh’un kuzeni Saskia van Uylenburgh ile evlendi. Saskia, mutlu evlilikleri boyunca birçok tablosunda ona model oldu.
Çiçek Tanrıçası Flora isimli bu tablosunda modeli yine karısı Saskia’dır. Bu tablosunda karısının yüzüne saflık ve masumiyet ifadesi vermiştir.
Artemisia, 1634
Artemisia II Caria, MÖ 392’de Anadolu’ya hükmeden ünlü Pers Mausolus’un eşi ve aynı zamanda kardeşidir. Mausolus hiçbir zaman kral olmamıştır, ancak Karya bölgesini topraklara katıp yönetmesiyle ünlüdür. Bu sapkın ilişkinin bir uzantısı olarak Artemisia, Mausolus öldükten sonra, küllerini bir sıvı ile karıştırıp içmiştir. Bu hikaye Rembrandt’ı da fazlasıyla etkilemiş olacak ki Artemisia’yı külleri içmek üzereyken resmetmiştir. Artemisia, Mausolus’un ölümü ardından yönetimi devralmış ve dünyanın 7 harikasından biri kabul edilen Halikarnas Mozolesini, Mausolus için tamamlanmıştır.
Samson’un Kör Edilmesi, 1636
Konusu İncil’den alınmış olan resim, izleyiciye teatral bir düzende açık kompozisyon olarak verilmiş. Hareketli figür grubu, olayın en çarpıcı anının canlandırılmış olması, ışık-gölge zıtlıklarıyla oluşan vurgu ve dramatik anlatım unsurları izleyiciye bir resme değil, sanki bir tiyatro sahnesine bakıyormuş izlenimi veriyor. Ayrıca devinim, kahramanı vurgulayan ifadeler ve tek noktadan dağılan ışığın güçlü etkileriyle oluşan açık-koyu zıtlık ilişkileri, konunun dramatik anlatımına yardımcı oluyor. Hareketli bir görünüm sunan figürlerin duruşları ve olay anını yansıtan sahnede ağırlık sağ yarıda toplanmış. Sol kenarda gruptan ayrı duran ve aydınlık arka plan önünde koyu tonlarla betimlenmiş olan sırtı dönük figür, izleyicinin bakışlarını sol yarıya yönlendirerek asimetrik dengenin kurulmasını sağlıyor. Tablodaki kadın model yine karısı Saskia’dır. Burada ise karısının yüzüne korku ve entrika ifadesini yerleştirmiştir.
Landscape With A Stone Bridge, 1638
1636’da daha sıcak renkler, daha sakin görüntüler ilgisini çekerken ,sonraları tablolarında farklı manzara resimleri belirmeye başladı. Kara bulutlarla kaplı, fırtınalı bir gökyüzü ve dalları kırılmış ağaçların konu olduğu, doğanın gücünü görebileceğin manzaralar…
Gece Nöbeti, 1642
Rembrandt, Amsterdam Keskin Nişancılar odasının siparişi üzerine en ünlü eserini yaptı: Gece Nöbeti. Fakat eser beğenilmedi ve büyük eleştirilere maruz kaldı. Rembrandt’ın başeseri olan bu devasa tablo, geleneğe uymadığı gerekçesiyle tartışmalara neden oldu. Resim yüzyıllar boyunca insanları rahatsız etmeye devam etti. Müzede sergilenen esere sayısız saldırılarda bulunuldu, asit döküldü, bıçakla kesildi ve defalarca tahrip edilmek istendi. Bu tabloyu daha önce farklı bir yazımızda analiz etmiştik, burada bulabilirsiniz.
Woman In Bed, 1645 (Hendrickje Stoffels)
The Holy Family With Angels, 1645
Titus by Rembrandt Van Rijn, 1653 (Oğlu)
Çocuklarının doğumlardan kısa süre sonra ölmeleriyle çift üzerinde beliren kasvet en sonunda oğulları Titus ile dağılır gibi olduysa da bir süre sonra karısı Saskia’nın ölmesiyle oğlu ile bir başına kaldı. Evine aldığı hizmetçisi Hendrickje Stoffels ile bir ilişkiye başladı ama hiç evlenmedi. Hendrickje’den bir kız çocuğu oldu. Bu kez sevgilisi Hendrickje ona model oluyordu.
Woman Bathing In A Stream, 1654 (Hendrickje Stoffels)
Portrait Of An Old Woman Reading, 1655
Portrait Of Catherina Hoogsaet, 1657
Az çizgi kullandığı desenlerinde bile, insanların yüzündeki ifade, onların nasıl bir ruh hali içinde oldukları ya da o an ne yaptıkları görülebilir.
Self Portrait, 1660
Öğrenmeyi, yeni teknik ve malzemeler denemeyi, her zaman sevdi. Yaşadığı dönemde, ressamlar belirli konularda uzmanlaşırlardı. Bazıları insan resimlerini, bazıları manzarayı, bazıları da ay ışığında gökyüzünü çizmekte ustalaşmıştı. Ama Rembrandt her tekniği ve konuyu denedi. Portreler, manzaralar, günlük yaşamdan görüntüler, tarihi öyküler, kutsal kitaptan sahneler ve cansız doğa resimleri…
Isaac And Rebecca, The Jewish Bride, 1667
Rembrandt’ın ölümünden 2 yıl önce tamamladığı resimde, erkek kadının omuzu koluyla sarmış, diğer eli göğsünde. Kadın ise onaylarcasına, erkeğin göğsündeki eline parmak uçlarıyla dokunuyor. Resimdeki çift tahminen Isaac yani İshak Peygamber, İbrahim Peygamber’in mucize oğlu, Yakup Peygamber’in babası. Rebecca ise Isaac’ın eşi. Resim sonraki yıllarda Yahudi Gelin olarak anılmaya başlıyor. Bu ismin verilme nedeni ise, sadece geline takılan kolye geleneği. Ancak ne kadının Musevi olması, ne de gelin olması ile ilgili kesin bir bilgi yok.
Lady With A Lap Dog, 1665
Lucretia, 1666
Family Group, 1668
Tablolarında ışık ve gölge birbirine hiç benzemeyen, fakat yine de ayrı duramayan kardeşler gibiydi. Birbirlerine ne kadar ters olsalar da, biri olduğu için diğeri daha çok değerlenirdi. Rembrandt eserlerinde ışığın tonları ile oynayarak mükemmel bir göz yanılsaması oluşturdu. Bu tekniğe chiaroscuro denildi. Yaşamı boyunca altmıştan fazla otoportresini yaptı. Yağlıboya, ışık ve gölgeyi gösterebilmek için çok elverişli bir malzemeydi. Yağlıboyayı kat kat kullanarak, içine başka malzemeler katarak, tuvalin üzerindeki boyayı henüz kurumadan kazıyarak çalıştı. Boyayı kat kat ve bolca kullandığı için, bazı tablolarında yağlıboya, tıpkı çamur topakları gibidir.
Portrait Of An Elderly Man, 1667
Portrait Of A Young Woman (Magdalena van Loo), 1668
The Return Of The Prodigal Son, 1669
Koleksiyon yapmak, en büyük tutkusuydu. Özellikle, uzak ülkelerden gemilerin getirdiği farklı kostümleri, paraları, savaş başlıklarını, enstrümanları, porselenleri toplamayı çok seviyordu. Başka sanatçıların eserlerini de satın alıyordu. Portrelerini yaptığı kişilere giydirdiği bir şapka, elbise ya da aksesuar, koleksiyonundaki özel bir parçadan olabiliyordu.
An Old Man In Military Costume, 1630
Saskia In Pompous Dress, 1634
Man In Armour, 1650
Rembrandt yaşamının sonlarına doğru küçümsenmiş, eski moda olduğu ileri sürülerek alay edilmiş, eserleri geri gönderilmiş ve unutulmaya mahkum edilmişti. Eskiden semtinden ayrılmayan ve ondan tablolar satın alan zenginler birden yok oldular. Işığın ve gölgenin ressamı olan Rembrandt, bu tekniği en usta kullanan sanatçı olmasının yanı sıra portrecilikte devrim yapmış; ruhun insan mimikleriyle belli edilmesinde, hiç görülmemiş bir başarı elde etmişti. 1661’de çok sevdiği Hendrickje öldü ve ardından oğlu Titus’un evlendikten kısa süre sonra ölmesiyle hayata küstü. Ayrıca Titus’un karısı da Rembrandt’ın torununu doğurduktan kısa süre sonra hayata gözlerini kapadı. Hayatta tüm sevdiklerini kaybetmiş yaşlı bir adam olan Rembrandt, 1669 yılında son otoportresinin yaptıktan sonra uyudu ve hayat gözlerini yumdu.
lelebitozu’nun yayınlarını her alanda takip ediyorum.
Leblebitozunu zevke takip ediyorum. Çalışmamalarınız Harika
Çok teşekkür ederiz.
Bülteninizdeki iletileri, e-posta adresime göndermeniz mümkün müydü? Teşekkürler….
Tabloların görüntü kaliteleri daha iyi olabilir onun haricinde gayet başarılı bir site